Müzik listelerinde zirveyi en çok gören, radyolarda en çok dönen ve en çok satılan şarkılar; şüphesiz ki ayrılık şarkıları. Hemen hemen herkes, eski sevgilisine son bir “laf atmak” derdiyle en okkalı şarkıyı aramakla meşgulken; O, 2011’in ilk günlerinde yayınladığı albümü 21 ile bu arayışa, belki de on yıllar sürecek bir son getirdi.
Adele; profesyonel müzik hayatına 2008’de çıkan albümü “19” ile başlayıp dünya genelinde yaklaşık 7 milyonluk bir satışa erişmiş olmasına rağmen, onu Guinness Rekorlar Kitabı’na bile sokmayı sağlayan büyük başarısını, son albümü “21” ile sağladı. 2010’un son aylarında yayınladığı single’ı Rolling in the Deep, kendi ülkesi İngiltere’deki ve Avrupa’daki başarılarının yanı sıra; Amerika listelerinde de 7 hafta zirvede kalmayı başardı ve 8 milyondan fazla kopya sattı. Rolling in the Deep’in ardından, Someone Like You ise haftalarca zirvedeki yerini korurken Adele’e ise “En İyi Pop Performansı” Grammy’sini getirdi. Şarkı, sosyal medyada belki de en çok paylaşılan ve yorum yapılan, yani sözlerini eski sevgilinin görebileceği her mecrada, en popüler şarkı olmayı başardı.
Henüz 24 yaşındayken 19 ile iki, 21 ile ise tam altı Grammy kazanan Adele’in; sahici ve içli sözleri, güçlü ve “kadife” sesi, sevimli yüzü ve melankolik bakışları ona milyonlarca albüm ve single satışı getirdi. Wall Street Journal, bu naif açıklamayla yetinmeyerek; Adele’in başarısına daha “bilimsel” bir yolla yaklaşmayı seçmiş.
Daha önce İngiliz Guildhall Müzik ve Drama Okulu’nda müzikal psikoloji uzmanı olan John Sloboda tarafından yapılan bir çalışma ile 20 deneğin 18’inde, beynin “appoggiatura” adlı bir “yan notacığa” verdiği “ağlama” tepkisini ortaya koymuştu. Araştırmaya göre appoggiatura; melodiyle anlık bir ahenksizlik yaratarak dinleyicide bir gerginliğe sebep oluyor, daha sonra nota melodiyle ahenk kazanınca bu gerilim çözümleniyor. Appoggiatura tekrar ettikçe gerilim sonrası yaşanan rahatlama yerini gözyaşına bırakıyor. Someone Like You da dinleyenleri ağlatan asıl sihir ise, nakarattaki “you” kelimesinde de yer alan appoggiatura.Yapılan araştırmalar; yumuşak ve tekrar eden bir ritimle başlayıp, birden güçlenen ve daha gürültülü olan şarkıların kalp atışlarımızı hızlandırdığını ve “dopamin” etkisi yaratarak adrenalin seviyesini arttırdığını ortaya koymuştur ve Someone Like You da bu araştırmaların sonuçlarını destekler niteliktedir.
Appoggiatura’nın yanı sıra Adele’in hüzünlü sesi, eski sevgilisinin evlendiğini duyururken dinleyiciyi yatıştırıyor ve duygusal sözleriyle kendini Adele’in yerine koyup, onun acısını yaşamasını sağlıyor. Daha sonra, bir oktav yukarıdan söylediği nakarat dinleyiciyi gafil avlıyor ve nakaratın son dizesine geldiğinde ise Adele kalp atışlarını arttırmayı başarıyor. İngiliz Columbia Üniversitesi’nde yapılan araştırmalara göre dinleyici, kalp atışlarını hızlandırıp gerilimini arttıran; onda depresif ya da isyankâr duygular uyandıran şarkıları tekrar tekrar dinlemek istiyor. Appoggiatura ise bu etkiyi kuvvetlendiriyor.
Türkçe’de “çarpma” adını alan bu küçük nota, dizelerde bir süs gibi görünse de, beynimizde yarattığı karışıklıklar sayesinde Someone Like You’ya 5 milyondan fazla kopya satışı sağladı. Appoggiatura’nın hikmetinden midir yoksa Adele’in güçlü duruş ve sesinden midir karar sizin fakat Adele, yapacağı şarkılarla birkaç milyon daha satıp yeni rekorlar kırmayı ve milyonlarca insanı ağlatmayı başaracak gibi görünüyor.