Tarih, 28 Şubat 1962; yer, Batı Almanya’nın bir şehri, Oberhausen. 26 genç yönetmen kısa bir manifesto yayınladılar ve altına da imzalarını şu şekilde attılar: “eski sinema öldü. biz yeni sinemaya inanıyoruz.”
Bu, kısa film yönetmenlerinin klasik Alman sinemasına başkaldırısıydı. Manifestolarında “kısa film uzun filmin okulu, deneysel temelidir.” diyerek kısa filme vurgu yapmışlardı. Geleneksel Alman Sinemasının yerine Yeni Alman Sinemasını kurarak hayatı değiştirmek üzere geldiklerini ve yeni alman sinemasını yaratacak somut entelektüel, yapısal, ekonomik kavramlara, fikirlere sahip kişiler olarak, bunun için bir takım ekonomik riskleri şimdiden göğüslediklerini açıklıyorlardı.
Amaçlarını; “bu yeni sinemanın gereksinim duyduğu yeni özgürlükleri sağlamak; yeni sinemayı, bu yerleşmiş film endüstrisinin uzlaşımlarından, ticari ortaklarının dış etkilerinden ve özel çıkar gruplarının hâkimiyetinden bağımsızlaştırmak” olarak açıklayarak bir devrim peşinde olduklarını belirtiyorlardı.
İşte, bir grup gencin Oberhausen Kısa Film Festivali’nde yaptıkları bu açıklamanın üstünden tam 50 yıl geçti. Bu yıl 58.si geçekleştirilen festivalin teması manifestonun 50.yılına atfen “Provokling Reality. Mavericks, Mouvements, Manifestos” olarak belirlendi. Manifestonun altına imzalarını atan yirmi altı yönetmenin filmleri restore edilerek bu program kapsamında gösterildi. Ardından aralarında Avusturya Film Müzesi ve MoMa New York’un da bulunduğu pek çok müze ve film festivalinde izleyici karşısına çıktı. Oberhausen Manifestosu Filmleri, son olarak 21-22 Aralık tarihlerinde Puruli Kültür Sanat işbirliğiyle Goethe-Institut Ankara’da sergilendi. Niyetlerinin Yeni Alman Sinemasını kurmak olduğunu ilan eden bu genç yönetmenlerin anısının hakkını verdikleri için organizatörleri kutlamak gerek.