“Ben Bilmem Eşim Bilir” programıyla ününe ün katan, izleyici kitlesini genişleten, televizyon programı kadar oynadığı tiyatro oyunuyla da tüm dikkatleri üzerine toplayan İlker Ayrık’ın “Uçurtmanın Kuyruğu” adlı oyunu, şu sıralar her şeyden uzaklaşıp gülmek isteyenler için ideal bir oyun. Pervasız Tiyatro’nun kurucuları olan İlker Ayrık ve Aykut Taşkın bu oyunda sahneyi beraber paylaşıyorlar. Oyun iki perdelik bir komedi. 2007’de vefat eden ünlü karikatürist ve tiyatro sanatçımız Savaş Dinçel’in yazdığı bu oyunda, kostüm ve dekorda Barış Dinçel, reji asistanı Tülay Akın, yönetmen yardımcısı ise Tarık Şerbetçioğlu.
Oyunun konusundan kısaca bahsetmek gerekirse; çocukluğunu babasının katı kuralları ve baskıları nedeniyle yaşayamamış bir kişinin hayatına son vermeye karar verdiği bir anda içindeki çılgın çocukla yüzleşmesini anlatıyor. Bu yüzleşme, aynı kişinin iki farklı karakteri canlandırmasıyla sahneleniyor. Aykut Taşkın, sıkıcı, monoton ve yaşamak istediklerini yaşayamamış bir karakteri canlandırıyor. İlker Ayrık ise eğlenceli ve hayatı deli dolu yaşayan bir karakterlerle karşımıza çıkıyor ve yüzümüzü gülümsetiyor.
Oyunun afiş tasarımı Murat Saner’e ait. Afişe baktığımda oyunun türü ve içeriği hakkında bir fikir edinemiyorum ve bu oyunu yansıtan daha iyi bir afiş yapılabilirdi diye düşünüyorum. Oyunda dekorun ve kostümlerin oyunun ruhuna ve içeriğine çok katkısı olduğunu söyleyebilirim. Salona girdiğinizde ve sahneye baktığınızda dekorun renkleri nedeniyle oyunun çok komik ve eğlenceli olabileceğine inanmayabilirsiniz ama bekleyin, oyun başlasın.
Gerçekten bu oyunu izlerken büyük zevk aldım. Oyuna kendimi öyle kaptırmışım ki oyunu izlerken zaman kavramım kaybolmuştu adeta. O anda oyunun sizi alıp götürmesi ve birkaç saatliğine de olsa başka karakterlerin hayatlarına konuk olmak. Bir oyunun başarısı veya başarısızlığı buradan anlaşılabilir. Eğer oyun sahnelenirken siz sürekli telefonunuza bakıyorsanız vah o oyunun haline. Fakat ben bu oyun bittiğinde “Keşke bitmeseydi…” dediğimi açıkça söyleyebilirim.
Televizyon programlarında, tiyatro oyunlarında ve sinema filmlerinde gülmeyi özler oluyorum çoğu zaman. Acıklı sahneler, gözyaşı ve dram izlemek dışında gülmek de istiyor doğal olarak insan. Siz de tiyatro oyunun da gülmeyi özleyenlerden ve hayat zaten zor bir de dram izleyemem şu sıralar diyenlerdenseniz 9 Mart saat 15:00 ve 20:00’de veya 16 Mart 2013 cumartesi 15:00 ve 20:00’de Ankara 75.Yıl Sahnesinde bu keyifli tiyatro oyununu izleyebilirsiniz. Ben de yazımı oyunun beğendiğim bir repliğiyle bitirmek istiyorum: ”Yaşlanmış ama çocukluğunu hiç yaşayamamış bir insan, kaç yaşına gelirse gelsin çocukluk etme hakkı saklıdır.”
Sanatla Kalın!