https://soundcloud.com/seheriz/sacit-onan-mona-roza
[box_dark]Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni[/box_dark]
Yazıyı okumadan önce yukarıda Sacit Onan’ın sesinden bu şiiri dinleyebilirsiniz.
Sezai Karakoç, günümüzde yaşayan nadir büyük şairlerden biri. Çoğu kişi onu “Mona Roza” adlı şiiri ile tanımaktadır. Bu şiir o kadar popüler olmuştur ki hakkında bir kaç efsane anlatılsa da cidden etkileyeci bir hikayesi vardır. Üniversite yıllarında genç şair, içinde büyüttüğü aşkını kağıda döker ama karşılık bulamaz. Anlatılanlara göre, Mona Roza şiirini yazarken bahçıvanlık yapan Karakoç’un kaldığı yer, Geyve’de Muazzez Hanım’ın karşısındadır. Şiirde Mona Roza yani “Tek Gül” ifadesini kullanmasının bir sebebi de şiirin yazıldığı dönemde Divan Edebiyatı’na karşı bir aşağılama propagandası olması idi. Divan Edebiyatı’ndaki motifler küçük görülüyor, resmen o nadide eserler alay konusu oluyordu. Buna tepki olarak bu motifleri kullandığı söylenmektedir.
Mona Roza’nın yukarıda paylaştığım dizesinde Mona Roza’yı incir kuşlarının masum bakışlarında bulacağını söyleyen şair acaba neyi kastetmek istemiştir? Bahar ayının gelmesi ile doğada olan hareketlilik, hayvanlardaki o neşe şüphesiz hepimizi mutlu etmektedir. Burada biraz “Aşk”a farklı bir açıdan bakmak istiyorum. “Aşk nedir?”,”Nasıl aşık olunur?” sorularına birçok cevap verilse de net bir cevabı yoktur. Bir görüşe göre “aşk” Sevilen’de Allah’ın bir sıfatının görülmesidir. Mesela bir kuşa baktığınız zaman veya bir bahar ayında çiçeklerin açılışına baktığınız zaman kalbinizde bir şeyin ılık ılık aktığını hissedersiniz. Hani Yunus Emre dedemizin de dediği gibi: “Yaratılanı severiz Yaratan’dan ötürü…” Burada “ötürü” kelimesi daha fazla manasında değil, dolayı manasında kullanılmıştır. Şair demek istemiş ki aşkı sadece sende değil, incir kuşlarında da bulabilirim. Onlardan aldığım ilham ile kalbimdeki yelken dolup taşar.
[box_dark]Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim [/box_dark]
Sezai Karakoç’un bilinen diğer bir eseri ise “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” adlı şiiridir. Bu şiir bana göre Mona Roza’dan da daha güzel bir şiirdir. Zira şair, artık o aşkının ilk demlerini geçmiş, içindeki aşkı asıl kaynağına yönlendirmiştir. Böyle olunca şiir dili daha bir mistik hale gelmektedir. Aşk artık onda öyle bir merhaleye gelmiştir ki artık yaşamak onun için bir sürgün gibi çileli, azaplı bir haldir. Buna benzer bir söylemi Mevlana şu şekilde dile getirmiştir: “Cenazemi gömdüğün zaman firâk, ayrılık deme! Benim buluşmam, kavuşmam işte o zamandır.” Çoğu tasavvuf erbabı bahar aylarında bahçeleri dolaşır, tefekkür edermiş. İlk şiire göre daha mistik olan ikinci şiir daha etkili bir anlatıma sahip çünkü; artık aşkın derecesi artmış, kalp asıl sahibine döndürülmüştür. Yazımı bir ayet ile bitirmek istiyorum: “Kalpler, ancak Allah’ı anmakla mutmain olur. (Rad/28)”
Aşağıda Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine adlı şiiri dinleyebilirsiniz.
https://soundcloud.com/sahinzade/s-rg-n-lkeden-ba-kentler-ba
Nazlı Hilal Kaya
Ah yılmaz,
Çok iyi bir yazı. Güzel bir çıkarım. Güzel bir final. Biraz daha uzun yazsaydın harika olurdu, uzun ve net. :)
Esra
Gerçekten emeğine sağlık, fakat Nazlı hanımın dediği gibi keşke biraz daha uzun yazsaydın.