Minneapolis; Amerika’nın en sakin şehirlerinden biri ve Minnesota eyaletinin başkentidir. Çok kalabalık olmayan ve sınırları geniş bir kenttir. Aynı zamanda, birçok kişinin gezmeyi göz ardı etmesine rağmen aslında gidilip görülmesi gereken bir yerdir.
İnsanları, Amerika’nın kuzeydoğu bölgesinin aksine gayet sıcak ve yardımsever. Havaalanına indikten sonra anlamak kolay oluyor, bu şehrin ne kadar güzel ve iyi insanlara ev sahipliği yaptığını… Sıradan bir havaalanında, insanlar sizi dolandırmak için her yolu dener. Paranızı son kuruşuna kadar almak isterler, ancak burada farklı bir yöntem uygulanıyor ve gelen yolcular ile misafirlere iyi davranılıyor. Örneğin, daha ucuza alabileceğiniz bir kulaklığı pahalıya satan bir yere sorduysanız sizi daha uygun olana yönlendiriyorlar. Amerika’ya yeni geldiyseniz; yani bir Amerikan deyimiyle “Fresh off the boat”; Türkçe tabiriyle ‘tekneden yeni inmiş’ iseniz ve Amerikan parasıyla ilgili en ufak fikriniz yoksa bile size yardımcı oluyorlar, 1 cent bile fazla almıyorlar sizden. Bu sıcaklığı sadece havaalanında değil, şehirde gittiğiniz her yerde görmeniz mümkün.
‘Diyelim ki gittim, nereyi gezip görsem ki acaba?’ ya da ‘New York, Los Angeles veya Las Vegas varken ben burada ne arıyorum?’ gibi şeyler diyebilirsiniz; ancak bu şehirde sayısız beyzbol sahasının dışında, su parkları, eğlence parkları, doğal pazarlar, tarihi turlar, çeşitli alışveriş merkezleri, birçok ingiliz barı, Japon, İngiliz ve İtalyan mutfağı temalı lokantalar var. Bunlar ile birlikte, kumarhane ve envai yıldızlara sahip olan otellere gitmeniz de mümkün. Özellikle; eğer Türkiye’den aktarmalı yada aktarmasız olarak Delta Havayolları ile uçtuysanız Minneapolis’de çoğu yer için indirim kuponu kazanabilir ya da sadece biletinizi göstererek indirimlerden yararlanabilirsiniz. Evet, bence de mükemmel!
Lokantalar demiştim… Bu şehirdeki kültür çorbası gerçekten çok büyük. Baskın olarak; İngiliz, Amerikan, Japon, İtalyan, Alman, Türk, Yunan ve Fransız kültürüne ait lokantaları bulmak çok ama çok kolay. Sayılarının fazla olması, aslında biz ziyaretçiler için daha iyi. Hem çok çeşit oluyor; hem de rakip çok olunca fiyatlar da düşüyor.
Ben Orta Doğu kültürü ile başlamak istiyorum: ‘Atlas Grill & Clubroom’. Şehirde, Orta Doğu lezzetlerini en iyi şekilde bulunduran lokanta. Zaten “Grill” kelimesini görünce “İşte! İşte, memleketim!” demek çok kolay oluyor. İlk bakışta çok lüks bir yer gözükebilir; ta ki menüyü görene kadar. Menüde kebap, şiş kebap ve balık ekmek kelimelerini okuyunca; eğer Türkiye’yi özlediyseniz içinizin yağları bir güzel eriyor. Gelelim İngiliz mutfağına: ne çok ucuz, ne de çok pahalı olmayan ‘Brit’s Pub & Eating Establishment’; kapasitesi büyük, klasik bahçeli bir ingiliz barı ve lokantası. “Guinness” ve “fish and chips”’i denemeden, oradan gitmek istemeyeceğiniz bir yer.
Biraz da cafélere bakalım. Minneapolis’de avrupa cafési aradığınızda iki yeri çok duyarsınız: ‘French Corner Bistro & Bakery’ ve ‘La Belle Crepe’. Corner Bistro; Fransa ve özellikle Paris’te bulabileceğiniz herşeyi size sunuyor. Menüde glutensiz yada glutenli seçenekleri mevcut. Aynı zamanda; bazı tatlılarını, bütün şaraplarını ve kahvelerini de Fransa’dan özel olarak getirtiyorlar. La Belle ise hayatınız görüp görebileceğiniz en ilginç krepleri yapıyor. Burada, her ülkenin insanlarının damak tadına uyabilecek tarzda krep bulmak mümkün. “Lavazza” kahvenizle, özel krebiniz size ‘Mükemmel kahvaltı işte bu.’ dedirtiyor.
Eğlence ise hiç sorun değil. Özellikle beyzbol,Minnesotalıların en sevdiği spor olduğundan neredeyse her hafta en az bir oyun izleyebiliyorsunuz.Delta Havayolları’nın sayesinde oyun, indirimli bilet ve yiyecekler de cabası. Kasino ve alışveriş merkezlerinden gerçekten sıkıldıysanız; Minneapolis, Amerika’nın en yeşil şehirlerinden birisi olduğu için şehir merkezi ya da çevresindeki envai çeşit parklardan birisine kahvenizi ve kitabınızı alarak çimlere uzanıp dinlenebilir, rahatlayabilirsiniz.
Kısacası; Minneapolis çoğu kişi tarafından küçük ve sıkıcı bir yer olarak görülse de, bu yazıda anlattıklarım bu şehirdekilerin sadece küçük bir kısmı. Burası aslında büyük ve güzel; keşfetmek ise sizin elinizde.
[box_light]
Kaynakça:
www.ruthlull.blogspot.com
www.jimmysawczuk.com
www.journalmpls.com
[/box_light]