Milliyet Sanat’a verdiği röportajda “insanın kötü olanla irtibatı beni hep heyecanlandırıyor” diyor, Onur Ünlü. “Bir insan niye kötü bir şey yapar, niye günah işler, niye kötü olana doğru meyleder?” Bu sorulara bir yanıt aramaya çalıştığını ve bunları en çok ölümle baş başa kalındığında gördüğümüzü söylüyor. Galiba bu yüzden Onur Ünlü sinamasında başrollerde hep ölüm yer alıyor.
1973 yılı Kocaeli doğumlu olan yönetmen/senarist/yazar/şair Onur Ünlü, Anadolu Üniversitesi Sinema Televizyon bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans yapmış. Ah Muhsin Ünlü takma adıyla şiirler yazan Onur Ünlü’nün bu şair tarafı Eskişehir’de okuduğu yıllarda başlamış. 2005’te şiirlerini yayımladığı kitabı “Gidiyorum Bu” onun tek şiir kitabı. Şiire olan aşkını bambaşka bri yere koyan Ünlü , şiir için “hayatta hiçbir şeyi şiir kadar sevmedim, sevmem de” diyor.
Onur Ünlü’nün sineması ise apayrı bir düzlemdedir. İlk filmi “Polis” 2006’da vizyona girer. Cinayet masası dedektifi Musa Rami ve çevresindeki birtakım garip diyebileceğimiz olayları kendine has üslubuyla anlatır Onur Ünlü. Filmin açılış sahnesinden (donmuş kalmış ve birazdan teker teker öldürülecek fedailer )itibaren bu işte bir gariplik var hissine kapılırız. Sonrasında bir doğum günü fotoğrafı ve fotoğraftakilerin birer birer ölümleri…
2009’da “Beş Şehir”i çekmiştir. Bu filmde de her an, her öyküde ölümün varlığıyla baş başayızdır. Film Türk Sineması’ndaki nadir “kesişen öyküler” filmlerinden biridir. Bu filmde de silahlar vardır ve bu silahların sesi hiç kesilmez, bir de fonda ara ara çalan Ahmet Kaya’dan “Beni Vur”. Bu film için yapılan röportajlarda filmin konusunu soranlara “film, insanda tarifi imkansız coşku duygusunu yaratan ölümle ilgili, ölüm” yanıtını verir.
2008’de çektiği “Güneşin Oğlu” ise çok kısa bir sürede hazırlanır. Cihangir’de bir kafede birkaç günde yazdığı filmin çekimleri de sadece on gün sürer ve birçok eleştirmen tarafından aceleye getirilmiş bir film olarak değerlendirilir. Film genel manada bir başkasının yerine geçme üzerine kurulu ama zamanla işlerin çığrından çıkmasını konu alan bir öyküye dayalıdır.
Ve 18 Kasım’da vizyona girecek olan filmi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”. Film, 18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kucakladı. Onur Ünlü’ye göre jüri, ödülü bu filme vererek çok büyük bir risk altına girdi ama bir o kadar da cesurca davrandı. Fakat festival sonrası Ünlü’yü kendi filmlerindeki konuları aratmayacak derecede talihsizlikler silsilesi takip etti. Ödül töreninin hemen ardından yaratıcısı olduğu TRT dizisi “Leyla ile Mecnun”un setindeki şiddet olayı patlak verdi, hadiseye karışan oyunculardan peş peşe gelen açıklamalar ekibi bir hayli sinirlendirdi ve kadroda büyük bir revizyona gidildi. Dizideki tatsızlıklar yetmezmiş gibi, mide rahatsızlığı şikayeti ile gittiği hastaneden kolon kanseri teşhisiyle döndü. Hemen ameliyata alınan Onur Ünlü’nün erken teşhis sayesinde kendi ifadesiyle “yırtma ihtimali”nin çok yüksek olduğuna inanılıyormuş. TRT, bu haftaki dizi gösterimi sırasında giren reklamlara Onur Ünlü için hazırladıkları “Geçmiş Olsun Klibi” ile hoş bir sürprize imza attı. Biz de kendisine acil şifalar diliyoruz.