Barış Ağabey’siz 16 Yıl Geçti…

Günümüz sanatçıları popüler kültürün kölesi olma yolunda hızla ilerlerken, 1999 yılının 1 Şubat’ında aramızdan ayrılan Barış Manço’yu yad etmemek elde değil.

Sanatın asla sadece sanat olmadığının, müziğin, şarkıların asla yalnızca birer tüketim maddesi olamayacağının en gerçek kanıtıdır Barış Manço’nun hafızalarımıza kazıdıkları.

Şimdi, “Barış Ağabey”in ölüm yıldönümü anısına, hem hafızalarımızdaki o tatlı anıları canlandırmak, hem de o anıların bende bıraktığı izleri anlatmak için yazıyorum bu yazıyı.

Barış Manço’nun hayatından, hayatı boyunca sanata kattıklarından, insan ve dünya sevdasından, kısacası mirasından bahsedeceğim.

[pullquote_right]Sahneye ilk çıktığında 15 yaşındaydı.[/pullquote_right] Barış Manço müzikal yaratıcılığını göstermeye Galatasaray Lisesi’nde başladı. Lise yıllarında bestelediği “Dream Girl” şarkısıyla ilk ödülünü kazandı. Yolu daha küçük yaşta çizilmeye başlamıştı. Belçika Kraliyet Akademisi’nde müzik öğrenimini sürdürerek müzik bilgisini sağlamlaştırdı. Günümüzde de müzik hayatına devam eden Kurtalan Ekspres grubuyla profesyonel müzik kariyerine adım attı.

Barış Manço, 1988 yılında başladığı “7’den 77’ye” isimli belgesel programıyla 100’den fazla ülkeyi gezdi.

Barış Manço bir bestekârdı ve üretkenliği, yaptığı iki yüzü aşkın besteyle kendini gösterdi. Benim ve yirmili yaşlardaki herkesin hafızasında Barış Manço’yla alâkalı ilk anı olan “7’den 77’ye”nin, dünyanın birçok ülkesinde geçmesi tesadüf değildi. Barış Manço’nun şöhreti o programdan yıllar önce Türkiye sınırlarını aşmıştı bile. Onu aşkın dilde seslendirilen besteleri, Türkiye’nin ihraç ettiği nadir sanat ürünleri arasında yerini aldı.

Barış Manço hayatını yalnızca müziğe adayarak yetinen bir kişiliğe sahip değildi. Bugün bir sanatçıdan asla bekleyemeyeceğimiz bir insan sevgisine sahipti ve müzisyen kimliğini, edindiği şöhreti bu uğurda kullanmaktan geri durmadı. Televizyonun evlere girmesinden sonra Barış Manço gün geçtikçe daha da tanınan bir yüz haline geldi. “7’den 77’ye” ismini verdiği belgesel programını hazırladı. Çoğumuzun hafızasındaki ilk yurtdışı izlenimleri, değişik kültürler, yurtdışındaki insanlarla İngilizce konuşan bir Türk imajı, bunlar bu programın kazandırdıklarından sadece bazılarıydı. Bu ismiyle müsemma programın izleyici kitlesi her yaştan insanı içeriyordu.

“Adam Olacak Çocuk” ise benim gözümde Barış Manço’nun yaptığı en güzel işti. Geçmişe baktığımda ve hasbelkader yayınlanan eski programları seyrettiğimde, kendisinin de aynı fikirde olduğuna inanıyorum.

Nesillere bir bilinç kazandırmak, zekalarını ortaya çıkarmak, sadece öğretmek değil aynı zamanda eğitmek amacına hizmet eden bir televizyon programıydı Adam Olacak Çocuk.

Benim gözümde Barış Manço’nun yaptığı en güzel iş, “Adam Olacak Çocuk” programıydı.

O programa konuk olan zamanın çok şanslı çocukları şimdi yirmili, hatta belki de otuzlu yaşlarında. “Barış Ağabey” gideli 16 yıl oldu dendiğinde eminim boğazları düğümleniyordur, bir anlık da olsa çocukluklarına dönüyorlardır.

Barış Manço vefatının 16. yıldönümünde İstanbul’da kendi adını taşıyan vapurla düzenlenecek özel bir boğaz seferiyle anılacak. Kadıköy-Moda’daki Barış Manço Evi de 1 Şubat günü ücretsiz gezilebilecek.

Yazımı tamamlarken, Barış Manço’nun mirasına yaşarken şahit olamayanlara da seslenmek istiyorum. Sadece şarkılarını dinleyerek veya hakkında birkaç satır bilgi okuyarak Barış Manço’yu anlamayı beklemeyin. Küçük veya genç yaşta Barış Manço’yu izleyebilmek, dinleyebilmek, ürettiklerine tanık olmak büyük bir ayrıcalıktı ve hayatımızın tamamında istemli veya istemsiz şekilde bizi etkilemeye devam edecek.

Çalıştığı her alanda yeteneğini gösteren, yaptığı her işe sevgisini de katan, bu nesle iyiyi, doğruyu ve düşünmenin önemini temelden aktarabilen bir kişilikti “Barış Ağabey”. Sevgiyle ve özlemle anıyorum.


KAYNAKÇA

http://www.barismanco.kadikoy.bel.tr/altsayfa.aspx?id=2044

http://www.internethaber.com/baris-manco-bu-yil-bogazda-anilacak-760919h.htm

Leave a Reply