Yemek; sadece bir kelime. Herkes için farklı bir şey ifade eder. Bazıları sadece yaşamak için gerekli besin olarak ele alır, bazıları yemek yemeyi eğlenceli bir keşif olarak görür, bazıları pişirmeyi yemekten çok sever, kimisi bir disiplin olarak görür, basit bir şey değildir onlar için… Örnekler çoğaltılabilir ama ana fikir, bu kelime her birimize bir şeyler ifade eder. Filmlerle yemeklerin birleşimiyse; çok daha farklı ve eğlenceli bir dünyanın kapılarını aralar. Çünkü filmler, o an bizi kendi dünyasının içine alarak geride kalan kendi hayatımızdan kısa süre uzaklaşmamızı sağlar, bize alternatif bir an sunarlar.  Yemeklerse, her yerde gerçektirler ve bu iki dünya arasında köprü kurmamıza yardım ederler. Bu yüzden; bu yazımın, üç farklı filmde geçen ve akılda kalan üç yemekle ilgili olmasına karar verdim. (Not: Diyet yapıyorsanız biraz sakıncalı bir liste olabilir.)

1. Cubanos – ‘Chef’ 

cubanos-sliced-490İlk önce; filmde bu sandviçin yeri ne, oradan başlayayım. Chef, çok başarılı ve ünlü bir şefin, çalıştığı restoranın sahibinin ona mutfakta uyguladığı baskı ve yönlendirmeler yüzünden; yeni ve değişik tatlar bulma şevkinin kırılışıyla, hemen sonrasında da bir yemek eleştirmeninin onun hakkında yaptığı eleştirilerle başlıyor. Film; asıl şefimiz Carl‘ın bu isteğini tekrar bulmaya çalışması üzerine kurulu. Bunun için işini bırakıp, eski eşinin de önerisiyle bir yemek kamyonu alıyor. Miami’de başlayan bir yolculuk sonrasında, Los Angeles’a oğlu ve yardımcı şefiyle geri dönerlerken başlarından geçenler filme konu oluyor. ‘Cubanos’ ise bu yolculukta ilk yaptıkları sandviç…

Cubanos, bir Küba sandviçi. Küçük bir araştırma yaptığımda, Kübalı göçmen toplumlarda ilk olarak Kübalı işçilerin yapmaya başladıkları; Küba ekmeği, domuz eti ve İsviçre peynirinden (bizdeki gravyer peynirine benzeyen) oluşan bir sandviç olduğunu öğrendim. Sandviç; bu temel malzemelere, bölgelere göre çeşitlilik gösteren başka malzemelerin eklenmesiyle hazırlanıyor. Bu sandviç Küba’da doğmuş, buradan Key West’e gelmiş; Florida’nın diğer kısımlarına yayılarak, oradan Miami’ye kadar gitmiş. Chef‘imizle de yolları burada kesişmiş.

sandwich_2952851c

*Filmde karakterin Cubanos’u hazırladığı sahnenin Youtube videosu için tıklayınız.

Cubanosun tarifi için tıklayınız. (Not: Site İngilizce ama minik bir sözlükle halledilemeyecek bir şey değil, yapmaya gerçekten kararlıysanız deneyeceğinize eminim.)

2. Ratatouille– ‘Ratatouille’

Yine filmi biraz anlatarak başlamak mantıklı diye düşünüyorum. Animasyon dalında bir film olan Ratatouille, fare Remi‘nin diğer farelerden farklı oluşunu fark ediş hikayesiyle başlıyor. Yemeğin sadece hayatta kalmak için yenenlerden fazlası olduğunu düşünen ve yemek pişirmeyi de seven Remi, bir gün yemek pişirirken yakalanır ve evlerinde çıkan curcuna sonrası ailesine uzak düşer. Gerçek bir şef olan Gousto’nun, kendi bilinçaltındaki yansımasıyla birlikte yollara düşer ve sonunda Gousto’un restoranının önünde bulur kendini. Burada biraz da yardımla yemek pişirmeye başlayan Remi’nin, filmin sonuna doğru herkes tarafından korkulan yemek eleştirmeni Anton Ego’ya sunduğu yemekse; Ratatouille‘dur.

Ratatouille1-550x375

Ratatouille’un, Fransa’nın Provence ve Nice bölgesinde ortaya çıkmış bir yemek olduğunu öğrendim. Domates, soğan, kabak, patlıcan, dolmalık biber, sarımsak, fesleğen ve mercanköşk; bu yemeğin temel malzemelerini oluşturmakta. Domates ise; içlerinde en önemli olanı. Baharat olarak kullanılan malzemeler, yörelere göre çeşitlilik göstermekte. Örneğin; kekik ekleyenleri varmış. Ratatouille, genellikle ana yemeğin yanında servis edilen bir yemek ama; filmde de olduğu gibi, ana yemek olarak da servis edilebiliyormuş.

Alttaki iki bağlantıda, gerçek bir şefin bu yemeği yapışına ve yemeğin tarifine bakabilirsiniz.

*Şef için buraya tıklayınız.

*Tarif için buraya tıklayınız.

3. Courtesan au Chocolat – ‘Büyük Budapeşte Oteli’

Büyük Budapeşte Oteli; kuşkusuz, 2014’ün en iyi filmlerindendi. Gerek oyunculuklar ve hep bizi şaşırtan film akışıyla olsun; gerek görsel bir şölen yaratışıyla, bu övgüyü hak ediyor. Filmin ana teması; otelin çok popüler olduğu geçmiş zamanlarda orada işe giren mülteci Mustafa ve onun akıl hocası olan, otelin müdürü M. Gustave‘ın, değerli bir tablonun çalınışıyla başlarından geçen maceralar. Burada Mustafa’nın aşık olduğu karakter Agatha, Mendl’in fırınında çalışmaktadır. Buranın en ünlü tatlısı ise, ‘Courtesan au Chocolat’tır. Bu tatlının filmdeki rolüyse hayli büyük; sadece yemek olarak değil, senaryo boyunca stratejik bazı görevlerde de yardımcı bir rol üstlenmiş çünkü.

courtesan-au-chocolat

Tatlı, bu film için geliştirilmiş ama pastanelerdeki ‘ekler’in mantığıyla aynı, bunun için ekler hakkında bulduğum birkaç ilginç bilgiden bahsetmek istiyorum. Ekler, Fransız kökenli bir tatlı. Fransızca ‘éclair’ sözcüğünün, Türkçe’ye uyarlanmış versiyonu. İngilizce’de de ‘éclair’ olarak kullanılmakta ve Fransızca’da anlamı ‘şimşeğin parıltısı’; bu ismin verilmesinin sebebiyse taze olarak yenmesi ve tabir-i caizse ışık hızında tüketilmesi… Genellikle un, yumurta, tereyağı, su; hamurun ana malzemeleri olarak kullanılıyor ve içindeki krema ve süslenişi açısından, pastaneler arasında farklılık gösteriyor.

Umarım yemekler ilginizi çekmiş ve içinizde onları yeme isteği ya da hemen mutfağa koşup malzemeleri hazırlama dürtüsü uyandırmıştır. Benim özellikle araştırmaları yaparken mutfağa koşasım geldi ve Courtesan au Chocolat’ı kesinlikle denemeye karar verdim. Siz hangisini seçtiniz?

Afiyet olsun…

Leave a Reply

2 comments

  1. Gül Uğuz

    hayattaki en güzel iki şeyin birleşimi; örneğin kahveli dondurma, ne kadar güzelse, yazın da o kadar güzel olmuş. Bir yandan okurken bir yandan da bu üç güzel filme ve eğlenceli mutfak sahnelerine gitti aklım. Bir başka, aşçı-film konseptinde, “The Hundred-Foot Journey” filmini de şiddetle tavsiye ediyorum.

  2. Ece Begüm Kokudal

    Sevgili Gül,
    Öncelikle bu güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Tavsiye ettiğin film zaten uzun zamandır aklımda olan ama vakit bulamadığım bir film. Şimdi senin de tavsiyen ile daha da çok izlemek istedim.
    Sevgiler