Geçtiğimiz günlerde bir fotoğraf gördüm ve merak edip haberin içeriğine derhal tıkladım. Bu algıda seçicilik olsa gerek, daha önce görmüş olmasam belki ilgimi dahi çekmeyecekti. Belki değil, büyük bir ihtimalle çekmeyecekti. Fotoğraf: Nefertiti Büstü. Nereden mi aşinayım bu yüze? Daha önceden ele aldığım “Müzelerde Bir Gece” isimli yazımda Almanya’daki Lange Nacht der Museen uygulamasından bahsetmiştim. Bu uygulamada müzeler adeta geceye fener oluyor ve yılda yalnızca bir gün gece vakti Museumsinsel’dekiler (Müzeler Adası) başta olmak üzere birçok müze ziyaretçilerini ağırlıyor. Temennim hem gündüz çalışanlar için hem de turistler için bu uygulamanın Türkiye’de de hayata geçirilebilmesi. Bahsettiğim yazımda da belirttiğim gibi o gece gezdiğim müzelerden biri Neues Museum (Yeni Müze, yahut da bazı çevirilerde Neues Müzesi) idi.
Bu müzeyi gezmeye başlarken eşyalarınızı, özellikle çantalarınızı müzenin vestiyerine bırakmak zorundasınız. Sebebini o zaman yanlışlıkla eserlere bir zarar verilmemesi olarak düşünmüştük, zira olası bir çantanın çarpması hareketi sanatın fazlasıyla değer gördüğü bu ülkelerde başımızı belaya sokabilirdi. Öte yandan müzeyi gezerken Alman görevlilerin gözlerini sürekli üstünüzde hissetmeniz gayet normal, çünkü gerçekten öyle. En ufak bir hatanızda hemen sert bir uyarıyla karşılaşabilirsiniz. Fakat bu müzede en çok korunan bölge “Nefertiti Büstü”nün olduğu bölüm. Burada fotoğraf çekmek yasak, sayamadığım kadar çok görevli orada sizi ve yelteneceğiniz en ufak bir fotoğraf çekme hatasını bekliyor. Ayrıca büstün olduğu bölgeye geldiğiniz anda “Şşşşşş!” sesleri yükseliyor, herkesin sessiz olması bekleniyor. En garibi ise, görevlilerin uyarılarının oldukça sert olması, o an moralinizi bozacak ciddiyette ve kabalıkta bile olabilirler. Tabii ki, bu gecenin oldukça kalabalık olduğu hesaba katılırsa onların işlerinin de bir hayli zor olduğu gerçeği yadsınamaz. Nefertiti de kim ya da ne diyenler için kısaca kendisinden bahsedip, geçen haftalarda meydana gelen olaya geçmek istiyorum. Nefertiti Mısır Firavunu Amenhotep’in eşidir ve MÖ. 14. yüzyılda yaşamıştır. Bu kadar önemli konumda olması öncelikle çok güçlü bir karakter ortaya koymasından ve güzelliğinden kaynaklanıyordu ki ismi “güzelden gelen” demektir. Gücü ise firavun eşi ile aynı konumda olmasından kaynaklanıyordu. İşte bu güçlü kadının büstü Berlin’de Neues Müzesi’nde (Yeni Müze) sergileniyor. Nefertiti hakkında daha uzun ve güzel bilgi edinmek isteyenler daha önce burada yazılmış olan “Antik Doğu’da Güçlü Bir Kadın: Nefertiti” yazısına bakabilir. Güncel haber ise oldukça şaşırtıcı ve önceki anlattıklarımla belki biraz çelişiyor, çünkü Şubat ayının son günlerinde iki sanatçı müze güvenliğinin dalgınlığından faydalanıp, büstü taramayı ve büstün bir kopyasını üretmeyi başardılar. Hayatımda gördüğüm en katı ve dikkatli güvenliği herhangi bir şekilde nasıl atlattıkları benim için hep büyük bir soru olarak kalacak. Fakat aşağıya ekleyeceğim video az çok bize ne kadar akıllı hareket edip bunu başardıklarını gösteriyor. Diğer bir enteresan nokta ise bu iki sanatçının neden bunu yaptıkları. Onlar bunu açıkça söylüyor: Bu eserin asıl sahibi Mısır ve bu kopyayı onlara vereceğiz! Amaçlarının da intikam olduğunu açıkça belirtiyorlar. İntikamın sebebi ise bu büstün Almanya ve Mısır arasında sürtüşmeye sebep olması, çünkü Almanya büstü keşfedip ülkesine getirmiş. İlginç bir diğer nokta ise kopyalamayı yapan sanatçılardan birinin Irak asıllı Alman sanatçı Nora al-Badri ve diğerinin Alman Jan Nikolai Nelles olması. Bunca maceranın yaşanmış olması gerçekten haber kaynaklarının filmleri aratmayan macera yakıştırmasını haklı çıkarıyor. Şimdi merakla bundan sonraki gelişmeleri bekliyoruz. Kopya Mısır’a gidebilecek mi? Sanatçıların geleceği ne olacak?
Kopyalamanın nasıl gerçekleştiğini izlemek isteyenler, aşağıdaki haber sayfasındaki videoyu izleyebilirler.
http://www.hurriyet.com.tr/nefertitiyi-kopyaladilar-40060482
Kaynaklar:
http://www.hurriyet.com.tr/nefertitiyi-kopyaladilar-40060482
http://www.ntv.com.tr/yasam/3-bin-361-yillik-nefertitiyi-kopyaladilar,P8HSCxWxNkKYIo35qGeNZA