Bu sıralar güzel filmlerin arka arkaya gelmesi ödüllerin kime gideceği heyecanı ile birleşince, vizyondaki filmleri takip etmek şart oldu. Ben de fragmanı ile oldukça dikkat çeken, halihazırda sinemalarda olan Lion’ı seçtim.
Yönetmen koltuğunda Garth Davis’in oturduğu, başrollerini Dev Patel, Nicole Kidman ve Rooney Mara’nın paylaştığı film “A Long Way Home” adlı kitaptan beyaz perdeye aktarılmış. Kitabın yazarı olan Saroo Brierley kendi hayat öyküsünü yazdığı otobiyografi türündeki bu kitabı 2013 yılında yayınlamış. Film ve kitap Saroo’nun beş yaşındayken kaybolması sonucu Hindistan’daki ailesinden kopmasını ve Avustralyalı bir aileye evlatlık olarak verilmesini konu alıyor. Yirmi beş yıl sonra Saroo biyolojik ailesi ile tekrardan kavuşma şansını elde ediyor.
Aslında pek çoğumuzda “böyle şey mi olur,” reaksiyonu ile karşılaşacak olan filmin hikayesi, bu gerçek ve trajik yaşam hikayesine dayanıyor. Filmin fragmanının tamamını izlemediğim için, bunun gerçek hikayeye dayanmadığını düşünerek izlemek, sonunda üzerimde epey şaşkınlık yarattı. Zira filmin sonunda Dev Patel’in canlandırdığı Saroo karakterinin gerçek yaşamdaki hâlini fotoğraflar ve küçük video kesintileriyle incelemek güzel bir heyecan oldu.
Filme gitmeden önce “Lion” isminin filme verilmesini eleştirmiştim, zira 1994 yapımı hepimizin bildiği film “Léon” içimize o kadar işledi ki, bu isme benzer bir adın seçilmesi filmi gölgede bırakabilir diye düşündüm. Hatta o kadar ki, filmin ismini Léon’dan fazlasıyla etkilenip Türkçe’de yazıldığı gibi okumaya başlamıştım bile. Halbuki bu ismi İngilizce’de “aslan” anlamına gelen “lion” şeklinde telaffuz etmek gerekiyordu, bunu da filmin sonunda anlayacağınız için durumun büyüsünü bozmak istemem.
Oyunculara gelecek olursak, Slumdog Millionaire ile büyük bir üne kavuşan Hint asıllı İngiliz oyuncu Dev Patel başrolde gayet iyi iş çıkarmış olsa da, benim için asıl takdir edilmesi gereken Dev Patel’in çocukluğunu oynayan ve ilk yarı boyunca küçük yaşına rağmen muhteşem bir oyunculuk ortaya koyan Sunny Pawar oldu. Nicole Kidman ise her zamanki güzelliği ve oyunculuğu ile filmin olmazsa olmaz parçasıydı. Rooney Mara ile Dev Patel arasındaki kimi sahneleri gereksiz bulsam da aralarındaki enerji gayet güzeldi. Film hakkındaki pek çok platformda ise Ejderha Dövmeli Kız ile birlikte büyük ün yakalayan Rooney Mara’nın oyunculuğunun çok yetersiz görüldüğü yorumlarını okudum. Bunun değerlendirmesini size bırakıyorum.
Filmle ilgili dikkatimi çeken bir diğer nokta, her ne kadar Hindistan’da doğmuş olsa da, yirmi beş yılını Avustralya’da geçirmiş olan birinin öz annesiyle tekrar buluştuğu duygusal sahnede iki kültürün sevinçleri arasındaki farkın çok güzel yansıtılmasıydı. Bunu izlediğinizde çok daha iyi anlayacaksanız ama bu detayın filmde başarılı bir şekilde ortaya konması hoşuma gittiği için sizlerle paylaşmak istedim.
Film BAFTA’da Dev Patel ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve senaristleriyle En İyi Uyarlama Senaryo ödüllerini kazandı. Oscar için ise pek çok türde adaylığı bulunuyor. Burada başarılı olup olamayacağını ise 26 Şubat’ta göreceğiz.
Filmin bir kişinin hayatından yola çıkarak aktardığı hikaye ile aslında vermek istediği oldukça güzel bir mesaj var. Bunu da en sonunda biz seyircilerle paylaşıyor. Hindistan’da her yıl 80 bin çocuk kayboluyor ve onların hayatında, Saroo’nun hayatında olduğu gibi değişiklik yapmak adına yardım çalışmaları yürütülüyor. Yapımın da katkıda bulunduğu bu çalışmaları incelemek için: http://lionmovie.com/
Fragman için:
Hem duygusal, hem kaliteli, hem heyecanlı bir film izlemek; biraz da dünyada türlü türlü sıkıntılar yaşayan insanlar olduğunu görmek; bir de belki de Oscar kazanacak bir filmi sinemada izlemek keyfine dahil olmak isterseniz Lion sizi sinemalarda bekliyor. İyi seyirler!