Geçen günlerde bir restorana gittiğimde, geç gelen siparişten dolayı gözlerim masayı taramaya başladı, masadaki küçük şişeyi fark ettim. Koyu yeşildi, şarap şişesi sandım… Gerçektende öyleydi; ancak üstünü okuduğumda “alkolsüz köpüklü şarap” olduğunu gördüm ve küçük bir baloncuk üstünde “7,5 TL” yazıyordu. Başında da kocaman “sadece”. Alkolü kalmadığında içmenin ne keyfi olur diyenlerinizi duyuyorum. Doğru ama ya araba kullanacaksak? Ya şarap çok pahalıysa vesaire… Ardından aklıma takıldı. Alkolsüz köpüklü şarap, şarap değilse; bir ilişkinin alkolü nedir? Fark ettim ki “tutku”ymuş. “tutkusuz ilişki” “alkolsüz köpüklü şarap” oluyormuş.
Alkol çıkınca işin içinden “sadece 7,5 TL”lik aşk, ilişkiyi sürdürebilir mi? Bu “sadece” küçültme mantığının tam aksi olup, “bakın sadece bu kadarcık, gerçek şaraba bu kadar para bayılacağınıza beni için, paranızda cebinizde kalsın. Hem bakın araba kullanacaksınız, canınızı tehlikeye atmaya değer mi?” sorularını akla getiriyor. Peki, ilişkide durum nasıl? “tutku” öldürür mü? Ölüm uğruna tutkulu bir aşk yaşamaktansa, monoton aşk ile yetinmeyi mi seçersiniz? Yoksa canınız pahasına da olsa “tutku”lu aşk ile yaşamınızın en güzel anılarını mı katarsınız maziye?
Günümüz ilişkilerinin sorunu monotonluktu ben en son baktığımda. Ya ama alkolsüz şarapla nasıl kafayı bulabiriz ki? Olmaz, evet! Zaten bu yüzden cicim ayları diye bir tabir var… Sarhoş zamanlar onlar, geri kalanında da öyle gideceğini zannedersiniz, sonra bir sabah uyanınca yüzünü bile görmek istemeyeceksiniz. Sıkılacaksınız monotonluktan. “alkol” bitecek.
Artık bilmiyorum, gerçekten zor geliyor her seferinde. Düşünüyorum bir daha böyle olur mu, hissedebilir miyim acaba diye düşünmeye başladığınızda, tekrar sarhoş olmak isteyeceksiniz. Bu soruların cevabını düşünürken aklıma Murathan Mungan’dan “aşk mümkün müdür hala?” şiiri geliyor. İnsanı düşünmeye itiyor. Artık yaşanabilitesini yitiren duygularımız var. Sırada ki davalı “aşk” sanırım ve “alkolsüz köpüklü şarap” olmaya çarptırıldı. Hem de “sadece 7,5 TL”ye…