Bir Twitter hesabı düşünün; her hafta Türkiye’de yaşayan farklı kişiler tarafından kullanılsın ve Türkiye’nin tanıtımını yapsın. Twitter’dan ülke mi tanıtılırmış demeyin; bu, Canada, İsveç gibi ülkelerde yapılıyor ve çok da güzel ülkeler tanıtılıyor dünyaya. Artık bizim de var böyle bir Twitter hesabımız. Henüz beşinci haftasını dolduran, çok yeni bir hesap ama gittikçe büyüyor.
Her hafta bir kişi devralıyor hesabı, o kişilere “curator” deniyor; Türkçe’de ise biz “kuratör” diyoruz. Kuratör ne mi demek? Kuratör, en güzel ve kısa ifadeyle “sanat emlakçısı” demek. Mesela bir serginin düzenini sağlamak gibi hangi sanatçının eserleri sergilenecek; nerede sergilenecek, ne zaman sergilenecek vb… Bütün işlerle ilgilenen kişilere kuratör diyoruz biz. Bu Twitter hesabında söz konusu olan ise Türkiye’nin kuratörlüğünü yapmak. Bir hafta boyunca binlerce takipçisi olan bir hesabı siz yönlendiriyorsunuz. Heyecan verici olsa gerek, neden mi? Mesela İsveç’in hesabının 70.000 den fazla takipçisi var; bu da demek oluyor ki büyük bir kalabalığa karşı fikirlerinizi beyan ediyorsunuz, 70.000 kişi sizi okuyor, sizi takip ediyor bir haftalığına. Bir haftalığına ünlüsünüz tabiri caizse. Andy Warhol’un çok güzel bir sözü vardır, der ki üstat “Gelecekte herkes 15 dakikalığına dünyaca ünlü olacak.” Müthiş bir tespit. @Curatingturkey’in kurucusu Güney ise şöyle uyarlamış Andy Warhol’un sözünü, “Gelecek haftalarda Türkiye’nin kuratörleri 7 günlüğüne dünyaca ünlü olucak.”
Peki kuratörler ne yapıyor bu bir haftada? Aslında Twitter hesabı olanlar veya Twitter’ı bilenler bilir; amaç o anda takipçilerinize ne yazmak, ne söylemek, onlara ne aktarmak istiyorsanız onları paylaşmaktır ve takipçileriniz de bunları okuyarak sizin hakkınızda bir fikir edinirler. @Curatingturkey’de de sistem tamamen aynı, istediğinizi yapabilirsiniz, sizin yazdıklarınız doğal olarak yaşadığınız çevreyi de yansıtıyor; sadece yaşadığınız yeri değil, ülkeyi de yansıtıyor. Sizin yazdıklarınız sayesinde @Curatingturkey’in takipçileri de sizin, yaşadığınız ülke ve şehir hakkında bilgi ediniyorlar. İşte ülke tanıtımı kısmı da tam bu yerde devreye giriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ülkemizin tanıtımını yapıyor tabii ki, bu onların işi ama bu Twitter hesabı çok başka bir şey yapıyor: Bir kişinin ağzından anlatıyor Türkiye’yi, tamamen saf ve tarafsız halde aktarıyor düşüncelerini dünyaya. @Curatingturkey’i farklı kılan şey de bu!
Hesabın kurucusu değerli arkadaşım Güney Köse, herkes yazmalı bu hesapta diyor; Türkü, Kürtü, Amerikanı, Avrupalısı, Uzak Doğulusu, Orta Doğulusu, hıristiyanı, yahudisi, ateisti, eşcinseli, zengini, fakiri, aristokratı… Şu ana kadar 5 kişi kuratör oldu; sadece 3 şehirden insan yazdı: İstanbul, İzmir ve Ankara’dan.
Güney, mümkünse 81 ilden kuratörler olacak ilerde diyor; umarım olur. Şu ana kadar dört kişi Türk, bir kişi Amerikandı kuratörlerden. Mümkünse skala büyüyecek diyor Güney ve daha renkli olacak; farklı bakış açılarıyla ülke rengarenk tanıtılacak ve bu sayade gerçeklik ön plana çıkacak, artı ve eksileriyle Türkiye dünyaya anlatılacak.
Peki şart ne bu hesapta kuratör olabilmek için? İki şart var sadece: Türkiye’de yaşamak ve İngilizce biliyor olmak; malum takipçilerimiz Dünya’nın her yerinden. Başvurular curatingturkey.com adresinden alınıyor; siz de şimdilik binlere, ilerde yüzbinlere hitap edip ülkemizi insanlara tanıtmak istiyorsanız; bu hesabın bir parçası olun ve bu akıma katılın. Aktivite bir haftayla sınırlı değil, eğer beğenilirseniz, ileride birkaç defa daha kuratör olabilirsiniz diyor Güney.
Hadi başvurunuzu yapın ve bu akıma katılın! Hesabı da takip etmeyi unutmayın, böylece neler yazılıyor görebilirsiniz.
23 Eylül’den 30 Eylül’e kadar Türkiye’nin kuratörü benim, takip edebilirsiniz.
@Curatingturkey için güzel bir hafta diliyorum herkese!
Unutmayın, başvurular www.curatingturkey.com da!