Bilinmeyen yollardan gitmek istiyor canım.
Bilinmeyeni yapmak; beklenmeyeni.
Sonu görünmeyen bir yola sapma riskini göze alıp,
Uzaklaşmak istiyor canım dünyadan.
Aslında dünyadan değil tam olarak,
Yani keşif yapmak kendimden dışarı.
Aynı zamanda kendimi keşfetmek istiyorum.
Yeni baştan inşa etmek bir şeyleri.
Gözümün önünü göremediğim halde yürümek için çaba göstermek, sona ulaşabilmek.
Nereye gittiğimden, nerde olduğumdan habersiz; ama gitmek istediğim yere gitmekte kararlı. Zamanla alışmak bu sürece.
Yalnızlığımla birbirimize yetebilmek istiyorum.
Düşe kalka öğrenmek her şeyi sil baştan,
Yeni hayatlar keşfetmek,
Yeni insanlara karışmak istiyorum.
Kurallar dahilinde aykırı şeyler yapmak.
Uzaklaşmak şehirden arabaya atlayıp, yalnız yolculuklar yapmak.
Hala nefes alabildiğimi hissetmek istiyorum.
Bir yaz gecesi yürümek boş sokaklarda, üşümek tek başıma,
Yürümek istiyorum dudaklarımda mırıltılarla.
Kaldırım kenarına oturup izlemek insanları.
Ama şehrin yaşayan zamanlarını sevmiyorum.
Aydınlık ve çirkin.
Kirler paslar kapandığında alacakaranlıkta, sokak ışıkları, evlerin ışıkları konuşmaya başladığında güzel şehir.
En çok o zaman geliyor aklıma, şu anda hayatımda olmayan insanlar.
Sanki şehrin gece hali benim ve onlar.
Birbirimizden ayrıyken, şehrin ayrı köşelerindeyken;
Sanki trafik, kalabalık, şehir gürültüsü bizi eskitip yıpratmazken.
Hala hayatımda varlarmış gibi hissetmek istiyorum.
Bilinmeyen yollardan gitmek istiyor canım.
Kimse bilmesin nerede olduğumu.
Yol almak istiyorum olduğum yerden.
İlerlemek geleceğe; ne olacağına dair en ufak bir düşüncem olmadan.
Beklentim olmadan bakmak istiyorum yeni gelen on iki ay’a.
Hayat ne getirirse kabullenmeyi.
Şehrin kalbine varıp,
Öğrenmek yeni baştan sevmeyi.
Ya da bilmediklerimi telafi etmek.
Kara kış geliyor şehrime,
Benim canım karda yalnız yürümek istiyor…