Bir kadın ve bir adam…

Bir gün hiç olmayacak bir yerde karşılaşırlar ve birbirlerine bağlanırlar…
Kadının ufacık ayakları, tüm aşkıyla, adamın evinde dolanır aylarca…
Adam ise tüm heybetiyle sever kadını…
Gel zaman git zaman, adam uzaklaşmaya başlar kadından…
Sevmediğinden değil belki, böylesine yoğun yaşamadığı için belki de…
Özgürlüğüne olan aşkını aldattığını düşündüğünden belki de.
Kadın kendi kendine mutlu olmaya çalışır bir süre.
Ama imkansızı başarmanın imkansızlığını anlar o da…
Yarım olarak mutlu olmanın imkanı yoktur.
Birlikteliğin mutsuzluğuna gömülmektense, onun aşkıyla tek başına mutlu olmayı seçer.
Bitirir…

Ama bir şeyi unutmuştur kadın da adam da,
Böylesine bağlılığın ipleri koparıldığında, o koparılan iplerin çektiği benlikleri…
Her gün karşılıklı kavganın esiri olmuşken, birden kadın kendine bir iz bırakmak ister; bir ömür boyu hatırlamak için…
Kendine hatırlatmak için…

…ve adam sadece iz değil, kadın bile ona ait olsun ister.

Leave a Reply