Dizi: Modern Love
Yazar: Hilal Atasoy
Peri masalı tadında aşk hikayelerine oldukça aşinayız. Esas kız ve esas oğlan bir yerde karşılaşırlar ve gerisi çorap söküğü gibi gelir. İzlerken çokça keyif alırız ancak bunun gerçek hayatta olmayacağının da farkındayızdır. Çünkü gerçek hayatta tesadüflerden ve mükemmel uyumdan çok daha fazlası vardır. Bambaşka arka planlardan gelen, bambaşka sorunları, tecrübeleri, beklentileri, hayalleri, kırmızı çizgileri olan insanlar bir araya geldiğinde peri masalının ortaya çıkmasını beklemek de çok mantıksızdır zaten. Dizi tabi ki tamamen gerçek hayatı yansıtmıyor. Gerçek hayatta her zaman mutlu sonlar olmamasına rağmen dizinin her bölümünde mutlaka yüzümüzde tebessüm bırakacak bir olayla bitiyor. Aslında dizinin verdiği mesaj biraz da bu; mutlu son her zaman her şeyin beklediğimiz gibi bittiği son değildir ve bazı bitişlerin beklentimiz yönünde olmaması bizim mutsuz olacağımız anlamına gelmez. Modern Love dizisini önermemin bir nedeni de bu aslında. Dizi New York Times’da seri halinde yayınlanan makalelerden oluşuyor, her bölüm farklı bir hikayeyi anlatıyor. Her bir hikaye hem yabancı hem de çok tanıdık. 7 bölüm boyunca herkesin kendinden bir parça bulabileceği, günümüz insanının yaşadığı çıkmazları konu alıyor. Evde bolca vakit geçirdiğimiz, park-bahçe gezme dönemini de soğuklardan dolayı kapattığımız bu kasvetli dönemde; iç ısıtan ve bolca düşündüren bir maraton oldu benim için. Şimdiden keyifli seyirler diliyorum!
Müze: Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi
Ankara’nın belki de en özel tarihi yapılarından biri olan “Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi” uzun bir restorasyon çalışmasından sonra tekrar ziyarete açıldı! İlk hizmete açılması 1980’de olan bu müzede, Cumhuriyet sonrası Türk resim ve plastik sanatının en özel eserlerinin sergilendiği müzede Osman Hamdi Bey’den Abidin Dino’ya birçok ünlü sanatçımızın orijinal eserleri bulunmakta. Ankara’nın bu soğuk günlerinde yapılacak etkinliklerin neredeyse bitmesiyle beraber belki de en güvenli aktivite müze ziyareti olabilir. Müzenin tarihçesi ve daha fazla bilgi https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=ARE01&DistId=MRK adresinden edinilebilir.
Dizi: Upload
Yazar: Gülin Yurter
Uzun zamandır The Good Place tadında, ölümden sonraki hayatı bir komedi unsuruna dönüştürmeyi başarabilen bir dizi arayışındaydım. Siz de böyle bir arayıştaysanız, Upload şans vermeniz gereken bir dizi! Teknolojinin fazlasıyla gelişmiş olduğu bir dünyada, insanların öldükten sonra kendilerini “Upload” (Yükleme) adındaki bir sisteme yükletme hakları var ve dizinin konusu bu şekilde yüklenen genç bir yazılımcı, onunla iletişim kuran müşteri hizmetleri temsilcisi ve yazılımcının özel hayatı üzerinden ilerliyor. Oldukça yerinde bulduğum kapitalizm eleştirilerine değinmemek de olmaz, Upload sisteminde her şeyin ücretli olması ve ücreti ödeyemeyenlerin dondurulması gibi özellikler de mevcut. İçerisinde bol bol komedi, teknoloji ve aşk (evet, aşk) bulunan bu diziyi bana sorarsanız kesinlikle izlemelisiniz!
Teoman ve Piyano
Pandemi öncesinde konserden konsere koşan biri olarak Teoman ve Piyano’nun beni ne kadar heyecanlandırdığını anlatamam! Beğendiğim her şarkının bir de akustik versiyonunu arayan, o şekilde dinleyince daha da çok seven bir müzik dinleyicisi olduğumdan mıdır bilmem, Teoman’ın bu albümünü hevesle dinledim. 10 şarkıdan oluşan bir albüm ister ders çalışırken ister arabada uzun yolda giderken ister uyurken dinlenecek bir albüm bana sorarsanız. “Teoman’ın şarkıları zaten yavaş, bir de piyano mu?” diyor olabilirsiniz, yine de bence hiç değilse birkaç şarkıyı dinleyip ondan sonra karar vermelisiniz.
