Bilimkurgu türünün vazgeçilmez unsurlarından biri olan “zaman yolculuğu” teması özellikle ilgimi çekmiştir. Bunun sebebi, ağırlıklı olarak artık birer bilimkurgu klasiği olmuş “Geleceğe Dönüş” ve “Terminatör” filmlerinde işlenen paradoksların oluşturduğu soru işaretleridir. Bir insan geçmişe gidip kendi doğumunu engellerse hiç doğmamış olacaktır, bunun sonucunda geçmişe gitmesi nasıl mümkün olur? Ya da bir insan geçmişte yaşadığı bir olayı değiştirirse iki ayrı zaman dilimi mi ortaya çıkacaktır? Var olmak, aynı anda iki farklı zaman diliminde yaşamak mıdır, yoksa zaman düz bir çizgi şeklinde mi işler? Zaman düz bir çizgi şeklinde işlemiyorsa olabilecek bütün ihtimalleri içeren sonsuz sayıda zaman dilimleri ve paralel evrenler mi vardır? Bu ve benzeri sorular birçok bilimkurgu filminde işlendi. Ancak genellikle zaman yolculuğu yapan filmlerde en fazla iki ya da üç ayrı zaman dilimi mevcuttur ve kafa yormaksızın işin içinden çıkılabilir.
Shane Carruth tarafından yönetilen ve 2004 yılında Sundance Film Festivali’nde gösterime giren, 77 dakikalık bir film olan “Primer” ise zaman dilimlerinin neredeyse takip edilemeyecek şekilde fazla sayıda olması sonucunda benim ve birçok izleyici için “zaman yolculuğu” temasını işleyen filmler arasında özgün bir yere kavuşmuştur. Aralarında filmin ana karakterleri olan Abe ve John’un bulunduğu dört mühendis arkadaş, işlerinden arta kalan zamanda üstünden para kazanmayı umdukları bir icat üzerinde çalışmaktadırlar. Abe ve Aaron daha sonra zaman makinası icat ettiklerini fark ederler. Zaman makinasının para kazanmak uğruna fütursuzca kullanırlar ve kendilerini işin içinden çıkamadıkları olaylar zincirinde bulurlar.
Film 7000 dolar gibi oldukça düşük rakamlı bir bütçeyle çekilmiş olmasına rağmen oldukça başarılı. Başlangıç kısmında Hollywood filmlerinden alışık olduğumuz “basit” bilimsel açıklamaların aksine yoğun teknik tabilerle dolu. Sakın umutlanmayın, Primer’da “Tanrı aşkına biri İngilizce konuşabilir mi?” diyerek seyirciyi aydınlatacak siyahi bir Amerikan başkanı da yok, film zor ve klişesiz. Son derece dikkat isteyen Primer’daki zaman dilimlerini ne yazık ki izlenilen ilk seferde anlamak mümkün değil; kanaatime göre her şeyi oturtmak ve iyice anlamak için en az üç kere izlemek gerek. Primer bilimkurguda klişelerden sıkılmış izleyici için ideal bir seçim olacaktır.
Filmdeki zaman dilimleri: