Sarhoş oldum da

Seni hatırladım yine;

Sol elim,

Acemi elim,

Zavallı elim!

Orhan Veli’nin dizeleri, yukarıdaki dizeler. Hiç hoşlaşmam bu dizelerle ben bir solak olarak; hatta birazcık da sinir olurum. Tüm dünya sağlaklara göre dizayn edilmişken; solak olmak zor zanaat vesselam. Aklınıza gelebilecek her şey sağlaklara göredir çünkü. Dünyanın %10 u solak, bu oran Türkiye’de nedense daha da düşük, %6’larda; evet ya, neden Türkiye’de solak oranı daha az? Bazı aileler görüyorum, bebekleri kalemi sol eliyle falan tutunca “Aman çocuk solak olacak” diye reaksiyon gösteriyor ve kalemi sağ eline veriveriyor hemen; sanki solaklık utanılacak bir hastalıkmış gibi, sanki bir kusurmuş gibi. Bense tam tersini düşünüyorum, bir fark olarak görüyorum, bir sivrilik, bir karakter.

Öyle düşünüyorum ki ülkemizde solak olarak yaşamak cidden zor, daha ilkokuldan başlıyor bu eziyet; yanınızda sağlak bir arkadaşınız varsa, dirsekleriniz birbirine çarpıyor ve nedense bundan hep solaklar sorumlu, onların sayısı az ya! Sonra yazı yazarken mesela; mürekkepli ve kurşun kalemle yazarken eliniz yazdığınız yazının üstünde geçiyor ve yazıyı dağıtabiliyor; benim en sinir olduğum solaklık dezavantajı bu mesela. Sonra kolçaklı sıralar var, gerçekten onlar neden var; sinir oluyorum, Bilkent’te her sınavdan önce koridorda solak sıra arayan insanların koşuşturmacasını görür gibiyim yine. Sonra bıçaklar, kalemtıraşlar, kameralar, tırnak makasları, cezveler, cetveller, spatulalar bile, hepsi sağlaklara göre yapılmış. Kalemtıraşlar örneğin, biz solaklar saat yönünün tersine çevirmeye meyilliğiz kalemi, bıçağın yapısından dolayı da hep kırarız kalemin ucunu. Şimdi belki de daha iyi anladınız solaklık ne zor işmiş diye.

Sadece bunlardan dolayı zor değil Türkiye’de solak olmak. Bazı insanlarımız bizi kusurlu görüyor; azınlığız da, evet bunlar etken ama bence asıl sorun bizde solaklara göre ürünler satan dükkanlar yok. Daha doğrusu birkaç seneye kadar yoktu ama artık var denebilir. Açılıyor yavaş yavaş. 2 sene önce Amsterdam’da bir “Left-Handed-Shop” yani Solak Dükkan görmüştüm ve hemen içerde almıştım soluğu; içeride aklınıza gelebilecek her şeyin solaklar için olanı satılıyordu, o zaman oradan bıçak ve tırnak makası almıştım. Keşke Türkiye’de de olsa bu mağazalardan demiştim kendi kendime. Geçenlerde farkına vardım ki, bir kaç sene evvel, Tunalı Karum’da “Sol Elim” adıyla bir mağaza açılmış. Bir sene açık kalmış; ancak piyasada tutunamadıkları için kapatmışlar mağazayı, şükür ki halen internetten satış yapmaya devam ediyorlarmış. Bir tane de İstanbul Kadıköy’de açıldığı rivayet ediliyor bu dükkandan ama Kadıköy’de yaşamama rağmen halen bu mağazayı bulamadım, belki o da kapanmıştır.

Bu tarz mağazaların açılmış olması çok hoş, bu bilincin ülkemizde artırılmaya çalışılması daha hoş. Mesela “Dünya Solaklar Günü” diye bir gün var; dünyada kutlanıyor 13 Ağustos gününde. Geçtiğimiz yaz kutlandı Ankara’da ilk defa; sadece Ankara’da ilk olmadı bu, Türkiye için de ilkti. O günden sonra Ankara Sheraton, 5 odasını solaklara göre dizayn etti ve bu odalar halen hizmet veriyor bildiğim kadarıyla.

Bugünün kutlanmasında, bu bilincin artırılmasında İlker Hüner ve Bülent Yıldız’ın payı büyük; çünkü onlar Karum’da bu mağazayı açtılar; mağaza kapandı kapanmasına ama onlar internetten şatış yapmaya devam ediyorlar.

Eğersiz de solaksanız ve bu ürünlerden satın almak istiyorsanız, bu sitelerden alışveriş yapabilirisiniz; www.lefthandzone.com  ve www.anythingleft-handed.co.uk

Unutmayın solaklık bir zaaf  ya da bir kusur değildir. O nedenle ne çocuklarımızı engelleyelim solak olmamaları yönünde, ne de solaklığı hor görelim espri ile de karışık olsa Orhan Veli gibi.

Leave a Reply