Tarihlerle hiç aram yoktur, bugün ayın kaçı bilmem mesela ama 27 Nisan 2013 Onur Ünlü olarak kalacak aklımda. Kot ceketi, boynuna kadar kapalı siyah gömleği, güneş gözlükleriyle, cebinde samimiyeti yanında arkadaşıyla bir usta yönetmen ve şair geçti dün Bilkent’ten. Bilkent Sinefest kapsamında, sadece “özel” gösterimlerle izleyebileceğimiz son filmi “Sen Aydınlatırsın Geceyi”nin hemen ardından Onur Ünlü ve değerli oyuncu ve yazar Ahmet Mümtaz Taylan’la oldukça keyifli ve samimi bir söyleşi geçirdik. Ahmet Mümtaz’ın samimiyetini, olduğu gibi oluşunu gerek sosyal medyadan gerekse daha önce yine okulumuzda katıldığı söyleşilerden zaten biliyorduk. Bir de yanında şair Ah Muhsin Ünlü ve yönetmen Onur Ünlü’yle gelince çifte kavrulmuş fıstıklı lokum etkisi yarattı. Neden iki farklı isim tek insan mı? Dün kendisine bizzat tarafımdan yönelttiğim soru “ Ah Muhsin Ünlü’yle mi yoksa Onur Ünlü’yle mi aranız daha iyi?” idi ve cevabı şu oldu “Öncelikle ben şizofren değilim, arada bir şiir yazıp altına farklı isim yazıyorum.” Bunu söylerken ki gülümsemesini buraya yazamadığım için üzgünüm. Özellikle film hakkında konuşmak istediklerini söyledilerse de sinema ve tiyatronun geleceğiyle ilgili düşünceleri sorulduğunda Onur Ünlü savaşın bittiğini ve artık sermayenin sinema sektörüne harcanacağından umutlu olduğunu söyledi. Bir de bu ülkede artık ne konuşulacak çok merak ediyorum dedi. Buna benzer bir şeyler söyledi, tam olarak doğru aktaramayıp mahcup duruma düşmek istemem. Peki, bu film neden siyah beyaz? Çünkü dedi şair, hep siyah beyaz bir film yapmak istedim. O kadar kendince ve samimi cevaplar verdi ki bütün sorulara kimileri hadi canım başka bir şey olmalı dese de o kendinden çok da sır vermeden ucundan cevapladı ya da olduğu gibi cevapladı ama bunu bilemeyeceğiz sanırım.
Bu iki adam egolarını evde bırakıp gelmişlerdi adeta. Bazıları aksini düşünse de hayatla dalga geçen birinden sizinle dalga geçmemesini bekleyemezsiniz. Bazı insanlara isteseniz de kızamazsınız, tatmin etmese de bazı cevapları gülümsemeleri yetti bazı sorulara ya da “sen” deyip konuşmaları. Çok başarılı bir filmin hemen ardından o filmin yönetmenini ve başarılı oyuncusunu karşınızda görünce aptallaşmamak elde değil. Bu çok başarılı bir aşçının ya da annenizin favori yemeğini yedikten sonra, “eline sağlık” tan başka cümle söyleyememenize benziyor. Bir nevi sarhoşlukla sadece çok iyi, çok başarılı film diyebildik belki de ama düşünüyoruz hala üstüne sevgili Onur Ünlü. Bütün o absürtlüklerin altında yatan hani senin de çok renk vermediğin mesajları düşünüyoruz. Hatta Mreyte Ya Mreyte şarkısı eşliğinde yapıyoruz bunu. Filmi izleyenlerin Arapça şarkı olarak hatırlayacakları o malum şarkıyla. Eline sağlık usta ve Ah Muhsin Ünlü’ye selamlarımızı onu özlediğimizi söylersen seviniriz…