‘Tüm Zamanların En İyisi, Belki de En Kötüsüydü’ : Me and Earl and the Dying Girl

me-and-earl-and-the-dying-girl

Ön yargıların, gruplandırmaların bizi çepeçevre sardığı bir dünyada yaşıyoruz. Zihinde oluşan ilk üç saniye görüntülerinden uzun uzadıya edilen sohbetlere kadar bir şekilde elde ettiğimiz izlenimlerle hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Tanığı olmadığımız hikâyelerin, ismini duymadığımız karakterlerin varlığı ise, sırlarını açmayı bekleyen uçsuz bucaksız macera dolu ormanların korkusuz kahramanları olmamızı sağlayan ve kendi senaryolarımızı yazmamızı sağlayan en büyük hazinemiz. Geçirilen olanca vakitten, muhabbeti açılan olanca konunun ardından ilk karşılaşmaların ön yargıları hakkında kahkahalara boğulmak ve o andaki mevcut ilişkinin değeri karşısında şaşkınlığa kapılmak, belki de birileriyle yakınlaştıktan sonraki yapılan en eğlenceli şeylerden bir tanesi. Afişini ilk gördüğümde beni, Me and Earl and the Dying Girl’ü izlemekten alıkoyan da, klasik bir gençlik filmine benzemesine karşı olan ön yargılarımdı ancak film sonrasında, sınavların bittiği güzel bir tatil gününde akşamüzeri seyredilmesi gereken filmler listemde yerini aldı.

fullwidth.ea4688c2

Me and Earl and the Dying Girl; 2015 Temmuz ayında vizyona giren yönetmen Alfonso Gomez-Rejon’ın kendisine birçok dalda ödül kazandıran komedi-dram dalındaki eserlerinden biri. Yönetmenin ismini American Horror Story veya Argo gibi son dönemin popüler yapıtlarında görmek de mümkün. Baş rolleri ise Thomas Mann, RJ Cyler ve Olivia Cooke paylaşıyor. Film, Greg’in parçalara ayırdığı hikâyesini anlatmasıyla başlıyor ki bu parçalara farklı açılardan bakarak kurulması beklenmeyen arkadaşlığın ya da bir çeşit zührevi hastalığın gelişim evreleri de diyebiliriz. Greg ve onun deyimiyle iş ortağı Earl’ün diğerleriyle ilişkilerini oldukça minimum düzeyde tuttukları yaşantılarıyla tanışıyoruz. Etrafındaki herkesle, öyle ki en yakın arkadaşıyla bile mesafeler konusunda problemi olan Greg, hayat felsefesini “insanlarla iyi anlaş hatta herkesle iyi anlaş ama kimseyle de bunun ötesine geçme” düşüncesi üzerine kurmuş ve lise son sınıfta, doğru düzgün tanımadığı arkadaşı Rachel’in kanser olduğunu öğrendiği güne kadar da bu felsefeyle yoğrulmuş yaşantısını başarıyla devam ettirmiş biri. Annesinin ise belki de ölmek üzere olan birisinin hayatını etkilemek için son şansı elde etmiş olabilirsin diyerek Greg’i Rachell’la vakit geçirmeye zorlamasıyla filmin ana yapısı da yavaş yavaş oluşmaya başlıyor.

indirGreg’in mesafeli yapısının diğerleriyle olan ilişkisini sınırlandırmak adına yer yer pasif kalarak insanlara gerçekten ne istediğini veya ne hissettiğini söylemiyor olması, filmin ilerleyen dakikalarında Earl ve Rachell’la olan ilişkisine de zarar veriyor. Küçüklüklerinden beri Avrupa filmlerine duydukları ilgiyle kendi filmlerini çektiklerinin duyulmasıyla da, yıllar boyu Greg’in özenle çizdiği sınırlarının aşınmasına sebep oluyor ki bu noktadan sonra Greg de artık, dâhil olduğu hayatlar üzerine yerine getirmesi gereken sorumluluklarının olduğunu fark ediyor.

Me and Earl and the Dying Girl birilerini ne kadar iyi tanıdığınızla ve onu öldükten sonra da tanıyıp tanıyamayacağınızla ilgili. Film müziklerinden senaryonun işleyişine kadar birçok nokta, filmin samimiyetini güçlendirerek izleyiciye sıkılmayacakları 104 dakika verilmesini sağlıyor. Güzel bir tatil günü seyretmeniz dileğiyle.

Leave a Reply