“Mozart’ın klasik müzik olduğunu söyleyebiliriz, Stravinsky’nin de klasik müzik olduğunu söyleyebiliriz. Fakat ikisi de birbirinden çok farklı. Bu yüzden klasik müziğin ya da popüler müziğin ne olduğunu tanımlamak biraz zor ve hiçbir zaman da bunun tam olarak ifade edilebileceğini düşünmüyorum.”
Demiş üstad Ludovico Einaudi. Doğru da demiş, onun müziğini hiçbir kalıba sokamıyoruz zira. Genel olarak çok naif tınılarla çevrelendiğini söylesek de yer yer epik bir havaya bürünüyor Ludovico Einaudi’nin müziği. Ne Bach gibi her zaman romantik ne de Ravel gibi epik. Klasik müziğin yaşayan en büyük üstadlarından kabul edilen Einaudi, son 25 yıldır müziğiyle adından sıkça bahsettiriyor. Ayrıca bazı eleştirmenlerce verilen “modern çağın Mozart’ı” ünvanına sahip. Peki kimdir Ludovico Einaudi?
Ludovico Einaudi 1955 yılında İtalya’nın kuzey kesiminde dünyaya gelmiştir. Büyükbabası İtalya eski başbakanıdır. Milan’da konservatuvar eğitimi almıştır. 1980’li yıllarda televizyon dizisi Doktor Zivago’nun müziklerini besteleyerek ününü radyolardan ve klasik müzik mecralarından televizyonlara genişletmiştir. Oscar ödüllü Siyah Kuğu filminin müziklerini bestelemiştir. Verdiği bir röportajda ailesinin onun müziğindeki payının çok büyük olduğunu söylemiştir.
“Anne tarafından müzikal bir aileye sahibim. Annem piyano çalardı ve evde klasik müzik tınılarıyla büyüdüm. Ancak iki kız kardeşim Jimi Hendrix ve Beatles dinlerlerdi yani evde bir müzikal harmoni vardı. Farklı dünyaların etkisinde yetiştim. Elbette büyüdükçe çok daha farklı müzikler de dinledim.”
Ludovico’nun müziği bana her zaman hayattan alınmış bir kesit hissi veriyor. Çünkü müziği hayat misali iniş ve çıkışlarla örülmüş. Hiçbir zaman albümünde satış kaygısı gütmediğini belirten Ludovico, nedenini şöyle açıklıyor: “Çünkü benim hoşuma giden şey, müziği tüm yaşadıklarımla ve hayatımla birleştirmek. Bence derinden baktığında her şeyden bir müzik çıkabilir.” Sahiden insanoğlunun yaşayabileceği tüm mutlulukları, karmaşayı, hüznü, acıyı, gururu, cesareti tek bir parçasında hızlandırılmış bir şekilde yaşayabilmek mümkün. Genelde hafif piyano darbeleriyle başlayan müzik yavaş yavaş, büyüdükçe heyecanlanan bir çocuğun emeklemesi gibi değişiyor. Sonra hızlandıkça aynı anda mutlu ve hüzünlü nağmeleri dinlerken buluyorsunuz kendinizi. Sanki gözlerinizi kapattığınızda arka planda sizin hayatınız canlanıyor ve siz artık kendi hayatınıza spot ışıkları altında, arkasından cesaret verici bir müzik çalan film kahramanı gözüyle bakıyorsunuz. Dönüştüğünüz film kahramanı müziğin etkisiyle kendisini bir süper kahraman gibi hissederken “Evet” diyor “Evet, yapabilirim, hayatın üstesinden gelebilirim. Tamam hayat bazen kekremsi bir tat bırakabiliyor damağımda bazen de fazlasıyla acı, ama elden ne gelir ki? Bu tatlar olmadan mutluluğun kıymeti nasıl bilinebilir ki?” Ludovico’nun müziği hayat gibi demiştim, biraz acı biraz tatlı. Hayatın değişmez gerçeklerinin minimalist bir şekilde ifade edilişini duyuyorsunuz melodilerde; ne acısı hepten alınmış ve mutluluklara boğulmuş ne de melankolik bir biçimde hep karamsar. Hayatı orta yolda anlatmayı tercih ediyor nağmeler, ne ifratla ne de tefritle değil. Siz de müziği dinlerken orta yolda buluyorsunuz kendinizi huzurlu bir hüzünle. Ardından kendinden emin bir gülümseme oluşuyor dudaklarınızda ve hayat gibi bir parçanın daha sonuna geliyorsunuz. Derhal playlisti başa sarıyor ve bir kez daha tecrübe etmek istiyorsunuz bu bol baharatlı hayatın müziğini.
Albümlerine Mayıs 2015 itibariyle yeni birini ekleyen Ludovico, bu son albümüyle alıştığımız nağmelerinin biraz dışına çıkıyor ve müziğine geleneksel bir hareketlilik veriyor. Taranta Project isimli bu albüm, Ludovico’nun sakin piyano dokunuşlarına etnik bir koşuşturma ve en önemlisi insan sesi katıyor. Taranta, Salento’da yaygın görülen bir örümceğe verilen İtalyanca isim. Aynı zamanda 15 yıldır Taranta ismiyle bölgede bir müzik festivali yapılıyor. İki-üç yılda bir farklı bir organizatör müzisyenle çalışan festival, 2010-2011’de Ludovico Einaudi’yi davet etmiş o da seve seve kabul etmiş bu daveti. Kapanış konserinde 100.000’den fazla insan ağırlayan festival, Ludovico’ya çok şey katmış kendi deyimiyle. Normalde eserlerinde birçok müzik aletini aynı anda duyamadığımız bir tarza sahip olan Einaudi; mandolin, akordeon, perküsyon, Afrika arpı gibi birçok sesi yönetmiş bu sefer. Ayrıca Mercan Dede de projede yer almış hatta albümde Nar-ı Seher isimli bir prelüd yer alıyor. Birçok ülkeden müzisyenle çalışan Einaudi, festivalden sonra albümü hazırlarken parçaları çok değiştirmeden eklemiş albüme. Taranta Project albümünün canlı müzik ve stüdyo kaydının birleşiminden oluştuğunu ifade eden Ludovico, canlı performansın enerjisinin çok yüksek olduğunu da belirtmiş. Taranta Project’in kendisine etkisini ise şu sözlerle dile getirmiş:
“Taranta Project’ten önce İtalya’nın kuzey kesiminden gelen bir çocuktum şimdiyse bir parçam Salento’dan.”
Yaptığı albümleri bir kitaba hatta romana benzeten müzisyen, parçaların da birbirini takip eden bölümler olduğunu söylüyor. Bu nedenle albümlerinin parçaları bir bütünlük içerisinde. Benim en sevdiğim albümleri Divenire ve In a Time Lapse. En sevdiğim parçası ise tartışmasız Primavera, üzerine ayrı bir yazı yazılacak kadar iyi. Onun haricinde en beğendiğim ve beğenilen eserlerinin linkini aşağıya bırakıyorum, özellikle ders çalışırken ya da kitap okurken dinlerseniz siz farkında olmadan sizi rahatlatacaktır.
İçerisinde bulunduğumuz finaller zamanında deneyin derim, etkisini siz de göreceksiniz.
Okuyucuya ve Dinleyiciye Not: Sanatçının her müziğinde farklı bir ruh haletine bürünmem nedeniyle hepsi için farklı bir yazı yazabilirim. Hatta az bile gelir, zira kendisi “modern çağın Mozartı”. Ama müzik de hayat kadar kişisel olduğu için çok da uzatmadan sadece sizi meraklandıracak kadar küçük bir tanıtım yapmaya çalıştım. Umarım bu minik tanıtımdan memnun kalırsınız ve eminim siz de bendekinden farklı hisler uyandıracak müziğini tecrübe etmeyi denersiniz. Şimdiden iyi dinlemeler.
https://www.youtube.com/watch?v=qmxFAT581T4
Kaynakça:
http://karnaval.com/tv/video.php?video_id=541&channel_id=10
http://www.sanatlayasamak.com/ludovico-einaudi-uzerine/
http://www.gerekeniyap.com/mercan-dede-ensemble-feat-ludovico-einaudi/
http://tr.euronews.com/2013/10/01/ludovico-einaudi-den-yepyeni-melodiler
Rabiyat Heydarli
Ludoviconun müziği hayatımın ayrılmaz bir parçası. Yazınızı keyifle okudum. Teşekkür ederim.
çağrı
una mattina son 5 yıldır müzik listemden ayıramadığım en sevdiğim ludovico eseri