Eğlenceli ve Çılgın Bir Mafya Hikayesi: Vıncenzo

Bugün sizlere çocukluğumuzda hatta bazılarımızın da gençliğinde tanıştığı James Bond kalitesinde, bir dizi ile geldim: Vincenzo. Benim gibi alışılagelmiş ve tekdüze mafya, aksiyon, suç gibi konular üzerinden ilerleyen dizilerden sıkılmış hissediyorsanız Vincenzo doğru bir seçim olacaktır. 8.6 IMDB puanı ise söylemeden geçemeyeceğim bir detay Vincenzo hakkında.

Bence bir dizinin izleme keyfini artıran beş faktör bulunuyor: Müzik, görsel kalite, konu, baş karakterlerin yanı sıra yan karakterlerin de kalitesi ve tabiri caizse dizi ile yıldızınızın uyuşması. Ben müzik ile başlamak istedim Vincenzo yolcuğumuza. Bir sahnenin daha etkileyici olması için genellikle yönetmenler ve yapımcılar insandaki birden çok duyuyu uyarma motivasyonunda oluyorlar. Bilindiği gibi alışveriş merkezlerinde bulunan 3D, 4D gibi sinema salonlarına gitmediğimiz sürece zaten iki duyumuz uyarılmış oluyor. Vincenzo ise bu konuda sanırım epey başarılı. Toplamda 70 farklı müzikten oluşan ve içinde klasik müzik, elektronik müzik gibi birçok tarz barındıran dizi müzikleriyle karşımıza çıkıyor Vincenzo.

Şimdi tabii ki hepimiz için en önemli dizi seçme kriterine gelelim: Konu. Vincenzo Cassano daha çocukken İtalya’da Cassano ailesi tarafından evlat edinilmiştir. Cassano ailesinde uzun yıllar gördüğü hukuk, dövüş gibi eğitimleri ile ‘mafyanın sağ kolu’ yani consigliere pozisyonunda başlamıştır hayatına. İşin doğrusu, dizideki tüm olaylar Vincenzo’nun gerçek annesini ve bir görevde sakladığı altınları bulmak için kendi vatanı olan Kore’ye dönmesi ile başlar.

Dizide siz de göreceksiniz ki her bir karakterin kendi hikayesine, özelliklerine ve yeteneklerine gösterilen özen göz kamaştırıcı. Vincenzo’yu izlerken sadece iki, üç bölüm sonrasında bile tüm karakterlere karşı bir sempati beslemek elinizde olmuyor. Sadece karakterlerin derinliğinin doğru bir şekilde işlenmesi de bazen yeterli olmuyor ama merak etmeyin Vincenzo bizi bu konuda da yarı yolda bırakmıyor. İngilizcede ‘plot twist’ olarak tabir edilen yani hiç beklenmeyen şekilde olayların gerçekleşmesi durumu ise izleme keyfini daha da arttırıyor diyebilirim.

Dizinin tadını çıkarırken siz de fark edeceksiniz, çok nüktedan bir biçimde İtalyan kültürünün de bir temsilcisi haline geliyor Vincenzo Cassano. Mesela, örnek vermem gerekirse, bir Koreli ve bir İtalyanın kahveye bakış açıları bile detaylıca işleniyordu. Vincenzo sadece kültür elçiliği yapmakla da kalmıyor, seyircilerin izleme kalitesini daha da arttırmak için ikonik sinema sahnelerini de tekrardan canlandırıyor. Mesela aşağıdaki fotoğrafta Leonardo Di Caprio’nun The Great Gatsby filmindeki sahneyi görmekteyiz.

Tabii ki yazımı sizlerle fragmanı paylaşmadan bitirmek olmaz.

Kısaca modern bir Robin Hood uyarlaması gibi de düşünebiliriz aslında. İyi seyirler herkese…

Leave a Reply