Evet, ben de onu “Valse” ile tanıdım. Hayır, onun sanatını asla ve kat’a sadece bu parçayla sınırlamıyorum.
Zhukovsky’nin çimlerinde alelacele yakıverdiği sigarasıyla umarsızca piyano çalışıyla tanıdım Grinko’yu. “Valse” demişti parçanı adına ama pek durağandı amatör video. Sonra birden mavi gözlerini usulca kapatarak akordeon çalan kız belirdi çimlerde, işte şimdi aradığım masalsılık tamamlanmıştı. Artık ben de gözlerimi kapatıp vals yapabilirdim.
Rus piyanist, besteci ve multienstrümantalist Evgeny Grinko, bir kez daha İstanbul’da kapalı gişe konser vermeye geliyor. Etkinlik 4 Aralık’ta URU ve Moodlive organizasyonuyla KüçükÇiftlik Park’ta sahne alacak. Geçen sene Türkiye turnesi yapan Grinko’nun Ankara, Konya, İzmir, Eskişehir ve İstanbul konserlerinde biletlerin tamamı tükenmişti.
Grinko, şu an o müzikleri kendisinin yaptığına inanamasa da, müzik hayatına 16 yaşındayken bir punk gurubu üyesi olarak başladı. Hayalini kurduğu sokak orkestrasını kurana kadar birkaç Rus punk grubunda çaldı. Sanatçı, yayımladığı iki kısa albümden sonra ilk uzun albümünü Ice For Aureliano Buendia adıyla Aralık 2014’te yayımladı. Bağımsız filmler ve belgeseller için de müzik yapan Grinko’yu birçok meslektaşından ayıran özellikse albümlerini internet ortamından dinleyicileriyle ücretsiz paylaşması. Winter Sunshine EP, Cold Spaces ve Cinematic Melodies EP paylaştıkları arasında.
Müziğinin karakteristiğine gelecek olursak, çok yumuşak ve naif bir tınısı var Grinko’nun. Rusya’nın soğuklarından yükselen sıcak bir dokunuş hissediliyor melodilerinde. Sadece piyano kullanmıyor müziğinde; çello, akordeon, yan flüt, keman, gitar da mevcut. Hal böyle olunca, masalsılığı daha da artıyor müziğinin. Keskin çıkışları yok, her şey usulca doğal seyrinde devam ediyor. Hatta bazen fazla sakin melodileri olduğunu söylemek mümkün. Bir de tevazusuyla ihtişamlı Grinko, ağzında yamuk tuttuğu sigarasıyla icra ettiği müziği ince mimarili bir sarayın salonunda dinlerken hayal ediyorsunuz kendinizi. Duyarlı bir sanatçı Grinko; yaşanan acı olaylardan, o olayların geçtiği yerlerden sanat çıkarıyor üç maymunu oynamak yerine.
Ayrıca, meşhur parça Valse’i geçtiğimiz yaz Mabel Matiz söz yazıp seslendirdi, böylelikle ününe ün kattı Valse. Fakat pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim, o sözler gitmedi eserin ruhuna. Her dinlediğimde sözleri duymazdan geldim, orijinali çok daha güzeldi. Belki de sözleri ben yazsam yakıştıracağım sözler çok farklı olacağından içime sinmedi, bilemiyorum. Fakat ne olursa olsun ruha dokunmayı başarıyor sanatçının müziği, Türkiye’de çok sevildi bu yüzden. Hatta sanatçı da bunu fark etmiş olacak ki resmi sitesinde İnglizce ve Rusça’nın yanında Türkçe de yer alıyor. İstanbul’a yine yeni yeniden gelmesine şaşırmamak lazım, diğer şehirlere de en kısa zamanda yolunun düşmesini ümit ediyorum.
Mütevazi peri masalına canlı canlı şahit olmak için biletler, Biletix‘te.
Ben o peri masalına uzaktan da eşlik ederim diyorsanız en sevdiğim parçalar linkte:
Kaynakça:
http://www.kiyimuzik.com/evgeny-grinko-istanbul-konseri/