Eskiyi sevmek, eskiyi özlemek bazı insanların tam zamanlı aktivitesidir. Ne kadar zaman geçerse geçsin eskide yaşamak isterler. İşte antika sevdası da bu antika özleminden ileri gelir. Hayatın tüm ayrıntılarında geçmişi hatırlamak için eşyada anılar taşınır, kimi zaman gümüşü hafif kararmış bir broşla kimi zaman da evdeki kocaman gramofonla.
Hal böyle olunca, şu günlerde bir “vintage” furyası hüküm sürmekte. Büyük markalar geçmiş koleksiyonlarını yeniden çıkarıyor, çok satanları yeniden üretime sunuyor. Birçok giyim mağazası modellerinde 60’lardan 90’lar modasına uzanan geniş bir yelpazeye yer veriyor. Hatta öyle ki, dönem konseptli partiler, davetler düzenleniyor. Ev eşyalarında da eskilerden esintiler görmek mümkün; bardaktan kanepeye, vazodan radyoya kadar eski görünümlü yeni eşyalar üretiliyor. Fakat yeni üretimlerden daha çok, eskiden kalan eşyalar ve giysiler aranıyor. Neredeyse her şehirde “vintage” merkezleri oluşmuş durumda. Özellikle yurt dışındaki vintage mağazalarında yenisini aratmayacak derecede temiz ikinci el eşyalar satılıyor. Türkiye’de ise aynı hassasiyetin gösterildiğini söylemek pek mümkün değil. İkinci el kıyafet satan vintage mağazalarının bazıları tüm kıyafetleri kuru temizlemeden geçirip satışa sunarken, bazıları ağır naftalin kokuları içerisinde müşterisini karşılıyor. Örneğin İstanbul’da Taksim’in arka sokaklarındaki pasajlar ikinci el kıyafet veya antika mağazalarıyla dolu. Fakat bu mağazaların birçoğundaki tabak çanaklar kirli, elbiseler de fazla yıpranmış ve lekeli. İşte tam burada devreye göze daha güzel gelen ve fiyatları pasajların 3-4 katı olan vintage mağazaları devreye giriyor. Buralardaki giyilebilir kıyafetleri ve kullanılabilir eşyaları toplayarak temizliyor, belirli bir konsepti olan mekanlarında satışa sunuyorlar. Vintage furyasından fazlasıyla yararlanan bazı mağazalar pasajlarda ve antika pazarlarında çok ucuza satılan benzer ürünleri abartılı fiyatlarla etiketliyor. Bu tür mağazalar genellikle sosyal medyada adını duyurduğundan ve ünlü isimlere satış yaptığından bilinirlikleri bir hayli artmış oluyor. Fakat “online vintage shopping” denen internet üzerinden eski eşya alışverişi tavsiye etmem. Gelecek eşyanın ne kadar yıpranmış veya kirli olduğu kesin olmadığı için kötü sürprizlerle karşılaşmanız çok normal olacaktır.
Bu nedenle eski eşya ve giysi alışverişinde en sağlıklı yolun antika pazarları olduğunu düşünüyorum. Antika pazarlarında koleksiyoncular ve antika severler ellerindeki eski eşyaları satışa sunuyorlar. Birçoğu o eşyanın nereden geldiğini, hikayesini, ne zamandan kaldığını ve hangi maddeden yapıldığını biliyor. Böyle olunca, alışveriş yapmak sıradan bir para verip eşyayı alma eylemi olmaktan çıkıyor. Zaten antika pazarlarındaki ortam sıcak olduğundan, kendinizi eski zamanlardaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Mağazalardaki gibi sadece giysi veya sadece antika yok pazarlarda, hepsini birden bulma şansınız var. Bozuk para koleksiyonundan çanak-çömleğe, çantadan analog fotoğraf makinesine kadar her şeyi bulmak mümkün. Yurt dışında büyük çapta festival şeklinde düzenlenen bu organizasyonlar İstanbul ve Ankara’da düzenli olarak yapılıyor. İstanbul’da Samanpazarı’nda, Ankara’da Çayyolu ve Ayrancı semt pazarlarında kurulan antika pazarları antika severler için değerlendirilmesi gereken bir fırsat. Ankara’da her ayın ilk pazarı Ayrancı’da üçüncü pazarı da Çayyolu semt pazarında antika parçalar sergileniyor. Ürün yelpazesi pek geniş olmasa da antika pazarına sabah erkenden giderseniz daha fazla eşya bulabilirsiniz çünkü akşama doğru eşyaların çoğu satılıyor. Pazarın müdavimleri de var, önceki sefer sipariş verip sonradan gelip siparişini soran birçok insanla karşılaşabilirsiniz.
Eğer giysi ve takı alışverişinizi ikinci el yapmak istemiyor fakat eskiden kalmış olsun istiyorsanız, sizler için de bir çözüm mevcut: “deadstock”. Deadstock, fabrikaların on yıllar öncesinde üretip daha önce hiç satışa sunmadıkları ürünlere deniyor. Böylelikle eşyalar hem eski hem de kullanılmamış oluyor. Daha çok Doğu Avrupa’dan getirilen malları birçok yerde bulabilirsiniz. Haliyle bu ürünlerin fiyatları diğerlerine kıyasla daha yüksek, fakat kullanırken iç rahatlığınız da garanti.
Son olarak, vintage alışverişinizi iyice araştırarak ve satıcılardan bilgi alarak yapmanızı öneririm. Böylelikle geçmişi için aldığınız o eşyanın hikayesini, hangi ülkeden geldiğini, kaç yıllık olduğunu bilirsiniz; yaşanmışlıkları taşıyan bu eşyalara bir hikaye de siz yazarsınız.
Ankara Antika Pazarı’nın Linki:
http://www.anadoluantikacilardernegi.com/