Her sene yeni yıl yaklaşırken, geçtiğimiz senenin müzikte bıraktığı izlere şöyle bir göz atmak, aslında yılın bir özetini dinlemektir. 2017 yılında bana eşlik eden albümler bunlardı. Bunların haricinde tabi ki başka şarkılar, başka rüzgarlar da esti geçti. Ama dönüp baktığımda yıl boyu benimle olan albümleri, bu fena halde subjektif olan listede topladım. Yeni yıl yaklaşırken ondan geriye saymak adettendir. Keyifli dinlemeler, keyifli okumalar…
10. Drake- More Life
Drake, bu albüm bile olmayan projesindeki birkaç çok iyi parçanın yüzü suyu hürmetine listeye girdi bir şekilde. Albüm ilk çıktığında biraz hayal kırıklığıydı. Hâlâ da öyle, fakat geriye dönük bir değerlendirmede aslında bazı şarkıların kalitesiyle, özellikle Passionfruit, KMT gibi şarkılarla, akıllarda yer edindi.
9. Run The Jewels- RTJ3
Run the Jewels, sessiz sedasız bir şekilde müzik dünyasını sarsmaya devam ediyor. Çok enteresan bir tarzları var. Sert, vurucu, politik ve bir o kadar da kaliteli. Prodüksiyon kalitesi çok yüksek ve oldukça karmaşık yapılı bir albüm bu. Melodik anları olduğu kadar endüstriyel seslere de yer verilmiş. Run the Jewels, kesinlikle gölgelerde bırakılmaması gereken bir ikili.
8. Can Bonomo-Kainat Sustu
Can Bonomo, kendini git gide geliştiren ve yaptığı işteki tutkusunu yansıtabilen bir isim. İki albümdür alternatiften popa kayan, biraz daha ana akımlaşan Can Bonomo albümleri, bence sözleriyle ön plana çıkıyor. Ülkemizde bu tarzda şiirsellik çok az sanatçıda mevcut. Albüm, canlı ve tutarlı bir prodüksiyona sahip. Ne olduğunu bilen; başı sonu belli, fazlası eksiği olmayan bir iş.
7. Queens of the Stone Age – Villains
Güzel noktaları olan, aslında farklı bir albümdü bu. Detaylı inceleme için:
http://gazetebilkent.com/2017/09/18/queens-of-the-stone-ageten-villains-album-incelemesi/
6. Vega- Delinin Yıldızı
Oh be! Oh be ya! Böyle temiz ve kaliteli bir türkçe rock işi duymayalı gerçekten uzun zaman olmuştu galiba. Melodiler yerinde, sözler yerinde, prodüksiyon başarılı, daha ne olsun? 2017 yılında nadir yaşadığım bir derin nefes anıydı bu albüm. Sevdiğim Türkçe Rock/Alternatif grupları bir bir kendini bozarken, Vega buradayım dedi. Tamam, inanılmaz yenilikçi bir albüm değil ama en azından derli toplu ve tematik olarak bütünlüğe sahip.
5. Jaden Smith – SYRE
Çok tuhaf, Bir Jaden Smith Albümünü beğenebileceğim aklıma gelmezdi aslında. Buna ön yargı denebilir mi bilmiyorum, ama tabi önceki imajı ve işleri daha farklı bir kulvardaydı Jaden Smith’in. Fakat SYRE, o yaşta ve o jenerasyondaki bir sanatçının, etkilenebileceği bütün isimlerden etkilenip ortaya onların ışığında çıkan bir füzyon. Çok net bir şekilde Kanye West, Drake, Kid Cudi ve Frank Ocean etkileri bulmak mümkün. Fakat bu bir kopyacılıktan ziyade, yansıtılmaya çalışılan bir stil olarak kulağa geliyor. Yani, Jaden Smith bu ilham aldığı isimlerin üzerine bir şeyler koyabilmeyi başarmış. Prodüksiyon kesinlikle çok kaliteli ve oturaklı. Sözler duygusal ve enstrüman seçimi geniş tutulmuş. Sıkıcı bir kaç noktası yok değil, fakat belki de hiç beklentim olmadan dinlediğim için şaşırtıcı tekniklere ve müzikal derinliklere sahip gibi geldi. Ön yargılı olmamak ve bu işe bir bakmak lazım. SYRE, 2017 yılında duyduğum en yaratıcı rap albümlerindendi.
4. Migos – Culture
Bu sene her açıdan Migos’un senesiydi. Çıkardıkları bu ilk albümlerinin yanında solo projelerde, teklilerde ve başka isimlerin yanında o kadar çok farklı projede bulundular ki, yıl boyunca kendilerini dinlettiler, izlettiler. Atlantalı trap üçlüsü, bana kalırsa bir kaç fire haricinde kendi kulvarlarında çığır açıcı bir albüme imza attılar. Üçlü flow’ları artık kendi adlarıyla anılırken, yabancı müzik çalan bütün radyolarda “Bad and Boujee” duyuldu. Oyunu kurallarına göre oynadılar ve kazandılar. Üçlü olarak enerjisi çok yüksek performanslar sergiliyorlar ve birbirlerini aşırı derecede tamamlayıcı şekilde müzik icra ediyorlar. İnsanlar hızlı, yakalayıcı ve ritmik bir trap arıyordu galiba, bu kadar hızlı yükselmeleri belki de talebin çok ama arzın az olmasına bağlanabilir. Kısacası Migos, “Culture” albümüyle beraber bu seneye adını yazdırmayı başardı ve aslında eşsiz bir rap üçlüsü olarak kendisini kanıtladı. Albüm isminin hakkını veriyor bana kalırsa, hip hop kültürünü ileri taşıyan bir iş kesinlikle.
3. JAY Z – 4:44
Kısa, öz, ne diyeceğini ve bunu nasıl diyeceğini bilen bir ustalık eseri. Sakin fakat vurucu ve derin bir albüm. JAY Z hiç piyasaya oynamamış. Kendi deneyimlerini, kişisel hayatını kendine ait sorunları anlatmış. Çok net ve duru bir albüm. Prodüksiyon ise resmen “ben pahalıyım” diye bağırıyor. Sample kullanımı harika ve beatler sade ve yakalayıcı. Oldukça melodik, dinlemesi keyif verici ve klasikleşmiş bir ses tasarımına sahip. Prodüksiyonuyla ön plana çıktığı kesin. Fakat sözleri de bir o kadar net ve özgün. Kısacası, JAY Z olgun bir albüm ortaya koymuş.
2. Kendrick Lamar – DAMN.
Kendrick Lamar, röportajlarında bu albümünün en iyi albümü olduğunu dile getiriyor. Bize de ancak katılmak düşer. Bu albümde Kendrick, diğer bütün albümlerinin bir sentezini ortaya koyuyor denebilir. Ama bu sentez diğer albümlerin sulandırılmış; daha kötü ve daha dar bir karışımı değil; aksine bütün albümlerinin bazı yerlerini alarak ortaya tam bir klasik çıkarmış. Önceki albümü “to pimp a butterfly” daha kaliteli ve jazz temelli bir prodüksiyona sahipti. Burada ise daha radyo dostu bir tarz seçilmiş fakat yine önceki albümün izleri hissedilir durumda. Şarkılar daha sade ve daha az deneysel. Hiç deneysel değil denemez tabii, işte bu dengenin tutturulması da albümün başarısında önemli bir etken. Önceki albümüyle kıyaslandığında daha kolay tüketilebilen öykü anlatımına rağmen, karmaşık temalar etkisini kaybetmiyor. Yani, genele oynaması bu albümün yeni bir şeyler yapma gayretinden ve derinliğinden bir şey götürmemiş; aksine daha rafine bir iş haline gelmiş.
1.Ezhel- Müptezhel
Türkçe Rap’i birinin kurtarması gerekiyordu. Ezhel, ihtiyacımız olan değil ama hak ettiğimiz kahraman. “Büyük güç büyük sorumluluk getirir.” Büyük çapta bilinirlik de tabi ki beraberinde sevmeyenleri getirir. Ezhel senenin en kaliteli ve en büyük işini ortaya koydu demek yanlış olur. Fakat kişisel olarak en etkileyici, en farklı albümü kaydetti. Trap’i ülkeye soktu denebilir. Farklı tarzları harmanlaması, sözlerdeki samimiyet, Ankara kültürü, melodik yapı bunlar Müptezhel‘i iyi yapan bazı detaylar. Ama bunların da ötesinde Ezhel, aslında dinleyicilere alternatif bir bakış açısı sundu. İçinden gelenleri çok da filtrelemeden, statükoya çok da bağlı kalmadan yapılabilen bir müzik olduğunu gösterdi. Rap’te takılıp kaldığımız platoyu kaldırdı, denebilir. Yoğun autotune kullanımı dinleyicileri ikiye böldü, ben sıcak bakan taraftayım. Autotune şarkıların yaratmaya çalıştığı atmosferi tamamlayıcı bir araç olarak kullanılmış. Prodüksiyon devasa büyük ve geniş çaplı değil, bu açıdan klişe ya da bayat denemez fakat yenilikçi olmadığı da kesin. Tam kıvamında bir aşinalık sağlıyor dinleyicilere. Sonuç olarak aşırı derecede yakalayıcı, sözleriyle ön plana çıkan ve şarkıların neredeyse tamamı açısından belirli bir görüşü ve müzikal vizyonu yansıtan bir klasik.