Kimin aklına gelirdi ki ayan olanları pinhan bir şekilde nişanını bırakarak kulaklara kazımak. Aslında çok da uzakta aramamak gerek. Karşınızda dillere pelesenk olmuş şarkıları kendi tarzında yorumlayarak yeniden gündeme getiren Lin Pesto… Daha dinlemediyseniz, arkadaşlarınıza “bakın ne buldum” diye böbürlenmekten çok uzaksınız demektir. Dikkat bağımlılık yapabilir! Keyifli okumalar.
Ankara’da yaşadığınızı varsayarak şehrin pusundan ara ara uzaklaşmak isteyen, biz gri şehrin sakinlerini hareketlendirecek önerileriniz var mı? Mesela Belediye Başkanı olsanız Ankara’yı nasıl cover’lardınız?
Bence Ankara’nın ihtiyacı olan gereksiz köprüler, yollar, estetik anlayıştan uzak binalar değil. İhtiyacı olan şey yeşil alanlar ve ağaçlar. Olanı da kesip biçiyorlar zaten. En üzücü kısmı da bu şehre hala doğru dürüst kar yağmadı. Yağmur zaten çok çok az yağıyor. Ben Belediye Başkanı olsaydım yol çalışması yapmazdım onun yerine bol bol ağaç dikerdim her yere. Fakat üzücü bir şarkıyı hareketli bir şekilde coverlamak çok zor.
Şimdiye kadar ki çalışmalarınızın, dinleyicilerde nasıl bir his uyandırdığını düşünüyorsunuz? Bir gün mutluluğun bestesini yapar mısınız?
Dinleyen insanlarda nasıl bir his uyandırdığını bilemiyorum. Herkes farklı hissediyordur büyük ihtimal. Genelde üzgün ve çaresiz hissettiklerinde dinlediklerini söylüyorlar. Mutlu olduklarında dinlediklerini zannetmiyorum. En azından ben mutluyken böyle şeyler dinlemiyorum. Mutluluğun bestesini de yapmak için mutlu olmak gerek sanırım. Belki bir gün.
Sevgili Pestocuğunuzu, yerdiğiniz ve yücelttiğiniz bir yönü var mı?
Sevgili Pestocuğum çok iyi bir insan. Mesela benim birçok kötü özelliğim, alışkanlıklarım var. Onun yok. Çok duyarlı, düşünceli, iyi kalpli, melek gibi bir insan kendisi.
Takma adınızı ilk duyduğumda Pesto sosunu çok sevdiğinizi düşünmüştüm. Ama aslında adın yaratımı farklıymış. Bir de sizden dinlemek isterim.
“Bob’s Burger” adlı diziden buldum. Linda Belcher ve Jimmy Pesto karışımı. Üzerinde çok düşündüğüm bir isim değildi. Kesinlikle bu kadar kullanacağımı düşündüğüm bir isim de değildi. Pesto sosunu severim ama.
Piyasada anonim kimlik kullanmanın yarattığı bir zorlukla karşılaştınız mı? Örneğin şartlar dâhilinde bir konserde sizi görmemiz pek mümkün gözükmüyor değil mi?
Anonim bir şekilde müzik yapmak daha önceleri de yapılan bir şey. Sonuçta önemli olan kişinin kim olduğu, nasıl göründüğü, nasıl konuştuğu değil, müziği önemli diye düşünüyorum. Daha rahat hissediyorum kendimi. Konser konusunda problem olan şey de benim daha hazır hissetmemem. Konser olmasa da olur belki ama olursa da güzel bir anı olur.
Şu ana kadar Youtube’da paylaştığınız şarkılar arasında favoriniz var mı?
Şarkı olarak “Yananı Görür Allah”, video olarak “Bebek” ve “Haykıracak Nefesim” ama tabii en çok sevdiğim “Bir Düşün” çünkü o video için çok sevdiğim bir dostumla baya uğraştık.
“Bir Düşün” besteniz, Spotify Türkiye Viral Top 50 listesine hızlı bir giriş yaptı. Baya müjdeli bir haberdi bu. Siz nasıl hissettiniz? Pantolonun cebinde unutulmuş parayı bulmak kadar sevindirici miydi?
Benim için bu cepte para bulmaktan bile daha mutluluk verici bir olaydı. Evde, odanda bestelediğin bir şarkıyı oralarda görmek çok farklı bir şey. Beğenenler varsa ne mutlu bana.
Bu yola synth pop ve dark wave türünde şarkılar yaparak mı başladınız? Yoksa bu sizin için bir durak mı oldu? Bu yolculukta farklı türde çalışmayı düşünüyor musunuz?
Aslında şöyle; tam olarak synth pop veya dark wave diyemem, çünkü ben sadece bir midi klavye yardımı ile synth sesleri kullanıyorum. Bu türlerin oluşması için daha farklı ve daha çok şeye ihtiyaç var. Bu sesleri sevdiğim için şarkıları öyle kaydediyorum. Fakat, besteler için daha farklı bir sound, daha farklı bir konsept düşünüyorum. Bakalım…
Jakuzi grubunu beğendiğinizi dile getirmiştiniz, sizleri ortak bir projede görür müyüz?
Evet, şarkılarını çok seviyorum. Şarkıların melodileri özellikle çok hoşuma gidiyor. Ortak bir proje olursa mutluluktan uçarım.
Şarkılara yaptığınız yorumlar kadar klipleri de dikkat çekici. Buluntu filmlerden ve anılardan kesitler kullanıyorsunuz. Kendi anılarınızın da yer aldığı görüntüleri sonraki kliplerde kullanır mısınız? (E tabii belli etmeden)
Küçüklüğüme dair çok fazla video var elimde. Kullanmayı düşündüm ama aynı zamanda bana kalsınlar istedim. Belki onları kendi yazdığım bir şarkıda kullanabilirim. Böylelikle anlamını yitirmez benim için.
Cem Yılmaz ve başka ünlü isimler hakkınızda tweet atmıştı. Onlara buradan iletmek istediğiniz bir mesaj ya da teklif var mı?
Dinleyip paylaşmaları çok mutluluk verici. Özellikle Cem Yılmaz’ın karşısına nasıl çıktı hala çözemiyorum. Evde bağıra çağıra zıplayıp durmuştum. Teşekkür edemedim ama paylaştığı için. GazeteBilkent okuyorsa belki buradan teşekkürlerimi iletebilirim :)
Kullandığınız görseli biraz ürkütücü bulmuştum. 1920li yıllarda kullanılan yüzme maskesi olduğunu öğrendim. Öylesine karşılaştığınız bir fotoğraf mıydı yoksa başka bir anlam ifade ediyor mu?
Ben de internette görmüştüm ilk önce. Sonra bir sergideki kolaj çalışmasının içinde görüp fotoğrafını çekmiştim. Youtube hesabı için fotoğraf ararken telefonumda o resmi bulup onu koydum. O zamanlar herhangi bir anlamı yoktu ama şimdi var.
Son olarak, GazeteBilkent okurlarına bir şarkı önerebilir misiniz?
Bu aralar Ariel Pink – Lipstick şarkısını dinliyorum sürekli. Güzel şarkı.
Sevgili Lin Pesto’ya kendisiyle söyleşi yapma imkânı tanıdığı ve sorulara içtenlikle cevap verdiği için teşekkür ederim.
Not: Sevgili Pestocuğumuza ulaşmamda bana destek olan arkadaşım Esra Ceylan’a buradan kucak dolusu sevgiler…