Komedi filmleri Türk sinemasında eksikliğini hiçbir zaman hissetmediğimiz bir tür. Dahası, zaman zaman vizyonda o kadar fazla komedi filmi oluyor ki, insan “Artık yeter güldüğümüz!” demek istiyor. Ancak yapımların kalitesi(!) ve mizah seviyeleri bunu olası kılmaktan çok uzakta kalıyor. Özellikle Türkiye’de gişe rekorları kıran, Türkiye sinema tarihinde en çok izlenmiş olma sıfatını üstünde taşıyan bazı yapımlar var ki, esprilerinin ana kaynağını belden aşağı muhabbetler, iğrençlikler, küfürler oluşturuyor; ki bu da bu filmi en kaliteli yapımlar arasından çıkarıyor ve Türkiye’deki izleyicilerin sinema zevkini ortaya çıkaran yapımlar arasına taşıyor. Elbette zevkler ve renkler tartışılamaz, bu nedenle çoğunluğun sevdiği, gitmeyi ve izlerken gülmeyi tercih ettiği filmlere, bu filmlerin yapımcılarına saygısızlık yapmak kimsenin hakkı değil. Sonuçta bir başka açıdan değerlendirildiğinde, bu filmleri yapan kişilerin, seyircinin ne istediğini iyi bilen ve bunu onlara sunan, tespit gücü yüksek kişiler olduğu söylenebilir. Ne var ki bu, o filmi ne iyi, ne de kaliteli bir film yapmaya yetmez. Belki de bu yüzden bugün absürt komedi türü ve bu türün en başarılı örneklerini ortaya koyan biri olan Burak Aksak’ın kıymeti bilinmiyor ve yoğun eleştirilere maruz kalıyor. Ancak Burak Aksak’ın bu eleştirilere aldırmadan, belki de bu eleştirilerin -bazılarının yaptığının aksine- hatalarını kendisine göstererek kendisini geliştirmesine yardım etmesine izin verdiğini ve yoluna devam edip kaliteli yapımlarla sevenlerini selamlamaya devam ettiğini söyleyebiliriz.
1 Eylül’de vizyona giren “Deli Dumrul” filmiyle sevenlerini yeniden beyaz perdeye davet eden Burak Aksak, ilk verilere göre beklenen ilgiyi göremedi. Özellikle ilk sinema filmi “Bana Masal Anlatma” ile beyaz perdeye şaşaalı bir giriş yapan Aksak, son iki filmiyle sevenlerinin dahi beklentisini karşılayamadı anlaşılan. Yönettiği “Bana Masal Anlatma” filmi, Türkiye sinema tarihinin en çok izlenen 100 filmi listesinde on haftada 1.600.000 izlenme sayısıyla 71. sıradaydı. 2015 Ocak ayındaki bu başarısının ardından onun kadar beğenilmeyen, yine de 900.000 izlenme sayısını yakalayan “Kara Bela” filmiyle Eylül 2015’te bir kez daha seyircinin karşısına çıkmıştı Aksak. Ancak Haziran 2017’deki “Salur Kazan” filmiyle beyaz perdede beş hafta tutunabilen ve yalnızca 87.000 seyirci tarafından izlenerek, beklenen ilgiyi toplayamamıştı. Yeni filmi “Deli Dumrul” ise iki haftalık verilere göre “Salur Kazan”ı sollayacak gibi dursa da, Aksak için istatistiki olarak tatmin edici bir film olamayacak gibi duruyor.
Özellikle “Leyla ile Mecnun” dizisinde Onur Ünlü ile birlikte yaptığı senaristlik ile tanınmaya başlayan ve kendisine has seyirci kitlesini oluşturan Burak Aksak, dizi TRT tarafından, gezi olaylarının ardından yayından kaldırılınca, aynı kadro ile “Ben de Özledim” dizisini çekmeye başlamıştı. On üç bölümde final yapan dizinin ardından Aksak, beyaz perdeye yönelmişti.
Aksak filmlerinin çok sevilmediğini söylemek belki de doğru olmaz, özellikle “Leyla ile Mecnun”un hâlâ bu kadar çok seveni varken ve Burak Aksak 2015’te çaylak bir sinema yönetmeniyken 1,5 milyondan fazla izlenme ile beyaz perdeye giriş yapmışken, filmlerinin sevildiği söylenebilir. Ancak son yapımlarının istatistiki olarak başarısız olması, Aksak’ın eski kalitesinden uzaklaştığı şeklindeki yorumların artmasına neden oluyor. Yine de, yapılan eleştirilerin acımasız olduğunu söylemek gerekir. Özellikle bazı insanların “Leyla ile Mecnun”un mantığını anlayamadan dizinin bölümlerini acımasızca eleştirmesi, absürt kelimesinin anlamını dahi bilmeden “Çok saçma!” şeklinde yorumlar yapmaları, Aksak’ın hak ettiği bir karşı tavır değil. Fransızca’dan dilimize geçen “absürt” kelimesinin TDK’daki tanımı “saçma” iken, insanların absürt komedi türüne “Çok saçma!” şeklinde tepki vermeleri, kelimenin tam anlamıyla absürt kaçıyor. Bir filmde bir kişinin annesine veya sülalesine aşırı küfürler edildiğinde koltuktan düşercesine gülen kişilerin, 12-13. yüzyılı anlatan absürt komedi filminde yer alan kredi kartı veya telefonla özçekim sahnesini eleştirmeleri de kendilerinin ne tür mizahtan hoşlandığını ortaya koyuyor.
2011-2013 yıllarında, bir bölümünde uzaya çıkılan, bir bölümünde Cengiz Han’dan kaçılan, bir bölümünde paralel evrenler arası gezinti yapılan, bir bölümünde kırlentin vazoya aşık olduğu, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en kaliteli komedi yapımlarından biri olan “Leyla ile Mecnun” dizisi, Türk absürt komedi tarihinde bir dönüm noktası olmuştu. Sevenlerinin bu diziye aşırı bağlılığı, belki de Burak Aksak’tan beklentiyi arşa kadar çıkardı ve izleyiciler “Leyla ile Mecnun” tadı alamadığı her yapımı kötülemeye başladı. Bu açıdan hâlâ genç bir yönetmen olan ve önünde yönetmenlik ve senaristlikle ilgili öğrenecek çok şeyi olan Burak Aksak’ı bu kadar kötülemeyi doğru bulmuyorum. Nitekim çoğu kişinin hiç beğenmediği, gitmeyi tavsiye etmediği, filmi dahi izlemeden kötüleyenlerin olduğu “Deli Dumrul” filmini dün seyrettim ve genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. “Game of Thrones”a dahi göndermenin olduğu, Cengiz Bozkurt’un Erdal Bakkal tadını boş bakışlarıyla, kahkahalarıyla, borç istendiğinde koşarak kaçmasıyla tekrardan yaşattığı film, yer yer kahkaha attıran esprileri de bünyesinde barındırıyor. Şahin Irmak’ın Deli Dumrul rolüyle başrolü kaptığı filmde onun âşık olduğu güzeller güzeli Gülçiçek’e ise Eda Ece hayat veriyor. Her ne kadar “Bana Masal Anlatma”daki kalitenin yakalanamadığı aşikâr olsa da, gerek oyuncu kadrosunun kalitesi, gerekse yer yer kırıp geçiren espriler bu Aksak filmini izlenebilir kılıyor. Filmde dikkati çeken nokta ise 2010’lar teknolojisine ve jargonuna senaryoda yer verilerek filmin absürtlüğünün ön plana çıkarılması oluyor. Her ne kadar Aydınlık’taki yazısında Tuncer Çetinkaya, “Kahpe Bizans”ta kol saatli kahramana ya da kameraya “misafir olan” uçağa kahkahayla karşılık veren seyircinin, neredeyse 20 yıl sonra, bu kez özçekim yapan köylü kızlara, sosyal medyanın revaçta olan jargonuna ya da kredi kartı esprisine güleceğini düşünmek ve buradan absürt bir mizah doğacağını umut etmek, Burak Aksak’ın en önemli zaafına dönüşüyor,” ifadeleri ile Aksak’ın filmi bu şekilde absürtleştirmesini tekrara düşmek ve artık izleyicilerin gülmeyeceği bir senaryo ortaya koymak şeklinde değerlendirse de, bu görüşe katılmadığımı bildirmek istiyorum. Nitekim 20 yıl öncenin filmini izleyen gençler, şimdinin 40 yaşa merdiven dayamış yetişkinleri. O zaman kullanılmış bir absürtleştirme taktiğinin, bir nesil aradan sonra yeni nesile de sunulmuş olması, Aksak için bir zaaf değil, yeni nesil olan bizleri de güldürmek için kullandığı yerinde bir yöntem. Ayrıca Aksak bu tekniğin dozunu kaçırmadan, birkaç yerde kullanıp tadında bırakarak doğru olanı yapmış. Nitekim filmdeki esas absürtlük Deli Dumrul’un Azrail ile olan ilişkisi ve diyalogları sayesinde ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak absürt komedi filmi herkes tarafından sevilen bir tür olmadığından, filme gitmeyi şiddetle tavsiye edemem, ancak film bel altına inmeden, ana-bacı sövmeden güldürebilen bir film olduğundan beğendiğimi ve Recep İvedik’e gülmeyen beni güldürmeyi başardığını söyleyebilirim. Umarım Aksak’ı daha kaliteli yapımlarla, daha başarılı istatistiklerle beyaz perdede görmeye devam ederiz.
Yararlanılan Kaynaklar
aydinlik.com.tr/bir-deli-dumrul-komedisi-kultur-sanat-eylul-2017-3
beyazperde.com/filmler/film-257288/
boxofficeturkiye.com/burak-aksak
boxofficeturkiye.com/film/bana-masal-anlatma-2012489
boxofficeturkiye.com/film/deli-dumrul-2013654
boxofficeturkiye.com/film/salur-kazan-zoraki-kahraman-2013653
boxofficeturkiye.com/tumzaman/?tm=1989
sinemalar.com/film/242679/dede-korkut-hikayeleri-deli-dumrul#comments
tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.59b7bf4c500fc4.24737459
Resimler
aydinlik.com.tr/bir-deli-dumrul-komedisi-kultur-sanat-eylul-2017-3
sinemalar.com/film/229428/bana-masal-anlatma
sinemalar.com/film/242679/dede-korkut-hikayeleri-deli-dumrul#comments
tv.sinefesto.com/burak-aksaktan-yeni-bir-yayinevi-kusurat-yayinlari/