Gelincikler: Şarkıda, Şiirde, Tabloda ve Yürekte

Gelincik açılmadan önce, kapalı çanak yaprakları badem kabuğu gibi serttir. Bir gün bu kabuk çatlayıverir. Üç çanak yaprağı toprağa düşer. Bu kabuğu açan şey balta değildir, sadece zar gibi incecik, tortop olmuş yapraklardır. Çiçek açıldıkça neon pembesi yapraklar kırlarda görebileceğiniz en arsız kızıla dönüşür. Sanki çiçeğin çanağını çatlatan güç, bu kırmızının kendini gösterme, görünür olma isteğidir.

cetinkaya1

Baharda hemen hemen her coğrafyada kabuğunu kesip atabilecek kadar gösterişli kırmızısı gözünüze çarpabilir gelincik çiçeğinin. John Berger‘in yukarıda bahsettiği gibi güçlü ve iddialı gibi görünebilir. Biraz daha yaklaşın, rüzgarda nasıl savrulduğuna bakın. Sımsıkı bağlı olduğu toprağı ve anne şefkatiyle büyüttüğü, al al boyadığı yaprakları onun her şeyidir, öyle ki bir fiske vursanız döker yapraklarını, toprağından koparırsanız da dakikalar içinde ölebilir.

Mevsim demlensin,
Hele bir ballansın böğürtlen dikenleri!
Gelincikler bedava,
Gökler sahipsiz
Bahçeler zilzurna…
– Bedri Rahmi Eyüboğlu

Bir gelinciğe bakarak sevinci ve hüznü aynı anda hissedebilirsiniz. Gelincik çiçekleri bütün zarafetiyle şiirlerin, öykülerin, şarkıların, tabloların davetine icabet eder. Ülkemizin dağlarına, tarlalarına hatta yol kenarlarına bile çok yakıştığı gibi sanata da güzellikler getirir.Her satırında çiçekler açan şarkısında Sezen Aksu’nun dediği gibi:

Memleketime çoktan bahar gelmiştir
Başakları şimdiden göğe ermiştir
Dağlarını gelincik basmıştır
Yer, gök ve yürek çiçek açmıştır

cetinkaya2

Gece gece baharın zarif çiçeği gelinciği bana bu kadar düşündüren Ankara’nın soğuk havası değil, Rainer Maria Rilke ve okuduğum o iki sayfalık öyküsü…Küçük Antje’nin küçük talihsiz hayatı. Sabahın erken saatlerinde gelincik tarlasının önünde örgüsünü örerken ona eşlik eden kırmızı nedimler dışında kimsecikleri yoktur bu zavallı kızcağızın. Gelincik tarlasında küçük bedenine saplanan örgü şişinin eşi de benim kalbimde o geceden beri.

Küçük Antje ölmüştü.
Kırmızı gelinciklerse, küçük arkadaşlarının çevresine doğru eğilmiş, akşam esintisinde sessizce, kendi aralarında fısıldaşıyorlardı…

cetinkaya3

Yazıdaki görseller “En güzel eserim daha başlamadığım gelincik tablomdur” diyen ‘Gelincikler Ressamı’ Hikmet Çetinkaya’ya aittir.

Kaynakça:

50 Muhteşem Kısa Hikaye ( İstanbul: Tefrika Yayınları, 2015) (Süha Demirel, çeviri)
http://www.hikmetcetinkaya.com/tuvaluzerineyagliboyaeserler/

Leave a Reply