Yazıya başlamadan yapmam gereken bir uyarı var. Eğer grafik öğelere karşı hassas iseniz, yazıyı okumaya devam etmeyin. Junji Ito’nun korku tarzı, insan bedenini anlaşılması güç bir şekilde deforme etmeye dayanır ve kimileri için bu aşırı derecede rahatsız edici olabilir.
İkinci bir not olarak da, Junji Ito’nun, makale yazan herkes tarafından çok sağılan bir sanatçı olduğunun farkındayım. Gerçekten de herkes adamcağızın ekmeğini yeme peşinde. Ancak büyük bir takipçisi olmamdan ve body-horror’a olan hayranlığımdan mütevellit, ben de bu ekmekten bir ısırık almam gerektiğini düşünüyorum.
Korku sineması, korku türüne dalga geçilesi, gülünç ve ciddiye alınmayacak bir hâle çevirdi. Sinemada korku izlemek, ucuz jump scare‘lerden ibaret olmaya başladı ve üzerinde düşünülmemiş, altmetinsiz izlenmeye değmeyecek kadar kötü sinema filmleri ortaya çıktı. Bunun en büyük sebeplerinden birisi, insanın kaç ya da savaş içgüdüsünü, çığlık sesleri ve aniden patlayan müzikal teknikler kullanarak, sağmayı öğrenmiş olan stüdyoların, en uğraştırıcı kısımlardan biri olan dolu bir senaryoyu es geçerek, olabildiğince kâr elde etmek istemesi. Bir korku filminin amacı seyircinin kalp atışlarını fizyolojik evrimsel bir refleks kullanarak birazcık hızlandırması ve sonradan filmin varlığının hafızalardan silinmesi ise bu filmlerin birer dahi tarafından çekildiğini bütün benliğim ile savunacağım. Ancak bana kalırsa, korku türündeki eserlerin saygı duyulabilmesi için bu kadar sığ kalmamaları gerekiyor. Basılı yayınlarda bize ulaşan korku eserlerinin büyük bir çoğunluğu, ses ve müzikler olmadığından dolayı korkuyu okuyucuya istedikleri gibi yansıtamazken, bunu başarabilenler de filmlerin asla ulaşamayacağı bir seviyede, ustalıkla bu işi yapıyorlar.
Junji Ito korku hikayelerinde, insanın bilinçaltındaki kuruntularını, Japonya’nın hem kültüründe yatan korku öğeleriyle hem de kültürüne karşı yaptığı eleştirileri harmanlanmasını, bunları da deforme edilen, insanlıktan çıkan ve anlaşılmazlaşan vücutlar ile okuyucuya aktarıyor. Tıbbi geçmişinin getirdiği insan anatomisi bilgisini doruklarına kadar kullanan Ito, yeri geldiğinde cennetten düşmüşçesine güzel ve saf varlıklar resmederken, yeri geldiğinde en derin deliklerdeki iblislere kabus gördürecek sahneler ile okuyucunun ruhuna işliyor.
Junji Ito’nun korku hikayeleri, çoğu korku filminin aksine okuyucuya bir macera sunmuyor, tam tersine bir çöküş sunuyorlar. Korku filmlerinde, karakterlerden birisi, bir çok zorluğun ardından, korkularıyla yüzleşir ve olayı çözerek kurtulur. Ito’nun hikayelerindeki en büyük ortak tema, kaçınılmazlık. İnsan bilincinin aklının ermediği sebeplerden yaşanan bu olayların, asla durdurulamayacağı ve geri çevrilemeyeceği, yüzleşilen korkunç geleceğin kişiyi içine çekeceğini er veya geç kabullenir Ito’nun karakterleri.
Bu açıdan bakıldığında korku yazarlarının en önemlilerinden ve en etkileyici olanlarından Lovecraft’ın soyundan sayılabilir Ito’nun işleri. İki dehayı birbirine bağlayan başka temalar da bulunabilir elbette, örneğin anlaşılmazlık. Karakterlerin karşılaştıkları tehditler kesinlikle zombiler gibi artık gündelik olmuş varlıkların aksine, insan algılarını zorlayan, anlaşılmaz ve rahatsız edici şeyler oluyorlar. Şeyler dememin sebebi, bu şey kimi zaman insan formunun deforme edilip yaratıklaşmış bir hâli olurken, kimi zaman da sadece spiral şekli olabiliyor.
Bir vampir, birinin kanını içip öldürdüğünde ya da bir zombi birisini yediği zaman artık çoğumuz eskisi kadar etkilenmiyor ve rahatsız olmuyoruz, çünkü bu canavarların hayatlarına devam edebilmek için insan kanı ve eti tüketmeleri gerektiğini öğrendik ve artık bu bir bilinmez değil bizim bilincimiz adına. ”E adam vampir ne içseydi?” gibi savunmalara bile geçebiliriz hatta. Bu yüzden, karşılaşılan şeyin sebep olduğu tahribatın altında yatan sebebin mantıksal açıklamasını arayan beyne bu açıklamayı vermeyerek, bilgisizliğin getirdiği korkunç çaresizlik içinde debelenmemizi izliyor Junji Ito ve Lovecraft. Korkuyu, korku yapan en önemli unsurlardan birisi, karşılaşılan zorluğun çözümünü ve ona karşı nasıl karşı koyulacağının bilinmemesi denebilir.
Bu sebeplerdendir ki, ucuz korku eserlerinden ayrılır Ito ve korku türünde çok önemli bir isim olur. Eğer korku türüne ilginiz varsa, kesinlikle bakmanız gereken bir sanatçı.