123 grubu ile hayatımızı giren, 2014 yılında da solo projesi Lara di Lara ile müziğine devam eden Dilara Sakpınar’a bizi kırmayıp sorularımıza yanıt verdiği için teşekkür ederiz...
Öncelikle yeni parçalar için tebrikler! Daha çok yeni olmalarına rağmen Spotify’da oldukça popülerler. Okurlarımız, hayranlarınız ve sizi yeni keşfedenler için kendinizi bir kez daha tanıtır mısınız? Lara Di Lara’nın yolculuğu nerede başladı ve hangi hedeflere doğru ilerliyor?
Teşekkürler. Lara Di Lara’nın yolculuğu aslında özünde küçüklüğümde başladı fakat somut bir hale gelip dinleyiciyle paylaştığım an görünür oldu. 2015 yılında ilk Ep’mi çıkardım ve sonrası sonsuz bir yolculuk. Tek bir hedefim var o da üretmeye hep devam edebilmek.
Türkiye için pek alışılmamış bir müzik tarzınız var, sizi kimi zaman bir senfoni orkestrasıyla kimi zaman düetlerinizde rap müzisyenleriyle işbirliğinizi görüyoruz. Şarkılarınızda da ney, trompet, synth’ler ve daha birçoğu bir arada. Siz müziğinizi tanımlayacak olursanız ne söylerdiniz?
Ben müziğimi tanımlamayı sevmiyorum. Dinleyiciye bırakıyorum bu tür tanımlamaları. Ben üretiyorum, bir sürü farklı şeylerden beslenerek, harmanlıyorum, Dilara süzgecinden geçiriyorum ve yayınlıyorum. Gerisi dinleyene kalmış ve yoruma açık diye düşünüyorum.
Benim de bulunduğum bir konserinizde sahneden inip seyirciler arasında dolaşarak el ele şarkı söylemiştiniz. Genel olarak da dinleyicilerinizle iletişiminiz çok güzel. Kendinizi dinleyicilerinizle beraberken nasıl hissediyorsunuz?
Performansın hayatımda önemli bir yeri var. Büyülü bir buluşma olduğunu düşünüyorum. Ve her seferinde farklı. Tek başıma bir yerlerde yaptığım üretimleri en direkt şekilde konserlerde paylaştığıma inanıyorum. Canlı varlıklar olarak bir müziği canlı dinlemek ya da deneyimlemenin çok etkileyici olduğunu düşünüyorum. Bu her zaman olumlu bir şey olmak zorunda değil. Konsere gelenlerin hepsi yaptığıma bayılması gerekmiyor. Ya da çok sevmesi şart değil. Oradan illa ki bir duygu ve düşünceyle ayrılacak bunu biliyorum, ve bunu bilmek beni heyecanlandırıyor. Konserlerde genelde kendimi tutamayıp insanların arasına iniyorum evet. İçimden gelirse. Çünkü yakından görmek, duymak, bakmak, dokunmak, yaptığım şeye başka bir boyut kazandırıyor. Kimse birbirinden üstün değil o an. Kimin ne olduğunun bir önemi yok o an. Sadece bir müzik var sesler var ve onu yaşayan bizler. Bir bütünün parçaları.
123 grubuyla yabancı dilde şarkılar da üretirken Lara Di Lara’nın Türkçe şarkılar üzerinden ilerlemesinin özel bir sebebi var mı? Yakın zamanda sizden yabancı dilde şarkılar da duyacak mıyız?
Özel bir sebebi yok açıkçası. Ingilizce parçalarım da var, onları sahnede söylüyorum. Kayıtları henüz erişime açık değil sadece. Onları ayrı bir albümde bir gün paylaşma niyetinde ve sürecindeyim.
Başarılı orkestra şefi babanız Ender Sakpınar’ın kızı olarak klasik müziğe yönelmeyi düşünmediniz
mi?
Klasik müziğe yönlenmeyi ciddi anlamda hiç düşünmedim. Çok seviyorum o ayrı.
Son olarak, son zamanlarda ilham aldığınız “şey”?
Yaratım dünyam açın soruyorsan, Sudaki Çığlık albümüm için her zaman olduğu gibi doğadan aldığım güçle sessiz kalan, bastırılan her tür duygu ve düşünceden ve bunun yanı sıra farkındalık, kabul, merak, keşif, sevmek ve kendine olan inanç konularından ilham aldım.
Lara Di Lara’ya Ulaşmak için:
Instagram: https://www.instagram.com/palomadigrace/?hl=tr
Youtube: https://www.youtube.com/channel/UC1ufescAappI8_rc5dAafKA
Facebook: https://www.facebook.com/LaraDiLaraMusic/
Twitter: https://twitter.com/LaraDiLaraMusic?ref_src=twsrc%5Egoogle%7Ctwcamp%5Eserp%7Ctwgr%5Eauthor
Soundcloud: https://soundcloud.com/lara-di-lara
Röportajı gerçekleştiren: Helin Özdemir