Geldik serimizin son bölümüne! Bu bölümde, klasik müzikallerdeki belli başlı şarkı formatlarından bahsedeceğiz.
1.”İstiyorum!” Şarkısı
Bu şarkı formatlarında en popüler olanlardan biri “İstiyorum!” şarkısıdır. İsminden anlayacağınız gibi, bu şarkılarda bize baş karakterin arzuları tanıtılır ve bu şarkılar genelde müzikalin ilk on beş dakikasında yer alır. “İstiyorum” şarkısı, en klasik müzikallerden en yenilikçi müzikallere kadar neredeyse her müzikalde kullanılan şarkılardır. Bu şarkılar, seyirciye başrolü sevdirir ve başrolün hikâyelerini daha yakından tanımalarına yardımcı olur. İyi bir “İstiyorum!” şarkısı, karakter gelişimi için iyi bir altyapı hazırlar ve hikayenin nereye gidebileceği hakkında bilgi verir. Bu şarkılara örnek olarak Hamilton müzikalinden “My Shot”, The Little Mermaid’den “Part of Your World” veya My Fair Lady’den “Wouldn’t it be Loverly” verilebilir.
2.”Şartlı” Aşk Şarkısı
Pek çok müzikalde aşk şarkılarına yer verilir. Fakat Showboat müzikalinin yaratıcısı Oscar Hammerstein, Carousel müzikalindeki “If I Loved You” şarkısıyla çıtayı daha da yukarı taşıyarak “şartlı” aşk şarkılarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu şarkılar da müzikallerin başında yer alır ve izleyicilere “Bu aşıklar kavuşabilecek mi, kavuşamayacak mı?” diye düşündürerek seyirciyle bir bağ kurar; karakterler aşıktır fakat başlarına ne geleceklerini bilmemektedir. “Şartlı” şarkıların modern müzikallerde aşk yerine arkadaşlıkta da karşımıza çıktığını gözlemleyebiliriz. Buna güzel bir örnek ise Wicked müzikalinden “What is This Feeling?”
3-Comic List Şarkısı
Modern müzikallerde müzikler ve şarkılar hikâyenin ilerlemesine yardımcı olurlar. Fakat öncesinde; müzikallerde, şarkı sözü yazarlarının mizahi ve kafiyeli şarkı sözü yazma becerilerini gösterdikleri comic list adı verilen şarkılar olurdu ve bu gelenek zaman zaman hâlâ karşımıza çıkmakta. Comic List şarkılarına örnek olarak Rent’ten “La Vie Boheme” ve Something Rotten’dan “a Musical” şarkısını verebiliriz.
4- İkinci Perdeyi Açan Konusuz Şarkı
Bu listede benim en ilgimi çeken tür ise ikinci perdeyi açan konusuz şarkı oldu. Bu şarkıların yazılma amacı; perde arasının bitiminde insanların yerlerine geçmesinin uzun sürmesidir. Buna çözüm olarak müzikal yazarları bu “bonus” şarkıları yazmaya başlamıştır. Bu şarkıların genelde olay örgüsüyle alakası düşüktür, bazen yardımcı karakterlere söyletilirler; genelde eğlenceli, dans ağırlıklı şarkılar olurlar. Anastasia müzikalinden “Paris holds the Key to Your Heart” bu şarkı türüne güzel bir örnek olabilir.
5-11 O’Clock Number
Listemizdeki son müzikal şarkı türü ise 11 O’Clock Number, yani “Saat 11 Şarkısı”.
Bu şarkı türü de ismini Broadway geleneklerinden aldı. Eskiden Broadway müzikalleri akşam 8:45’te başladığı için saat 11’e doğru hikaye bir yerlere bağlanırdı. Müzikalin bitmesine yakın zamanlarda sahnelenen 11 O’Clock Number’ların amacı ise izleyicinin enerjisini yerine getirmek ve müzikalin yıldızına parlama şansı vermek. Bu tür şarkılar oldukça etkileyici ve duygusal yoğunluğu zengin şarkılardır. Modern müzikallerde bu şarkıların yeri değişiklik gösterebilir. Bu tarza örnek olabilecek şarkılar arasında Gysy müzikalinden “Rose’s Turn” ve Waitress müzikalinden “She Used to Be Mine” verilebilir.
“Müzikal Tiyatro Tarihine Yolculuk” serimizi sonlandırırken sizinle Jeremy Jordan’ın She Used to be Mine şarkısını mükemmel yorumunu paylaşmak isterim. Şimdiden iyi dinlemeler ve müzikal tarihine olan yolculuğumuzda benimle beraber olduğunuz için teşekkürler!
Kaynakça:
