Shakespeare’in en ünlü ve en bilinen eseri, Romeo ve Juliet. İki aşığın trajik hikayesini anlatan, ölümsüz hikâye. Yazıldığı günden günümüze kadar o kadar çok sanat eserine konu olmuş ki. Operadan beyazperdeye, beyazperdeden müzikal tiyatroya. 23 Kasım Cumartesi günü Bilkent Senfoni Orkestrası’ndaki “Koşulsuz Sevgi” konserinde, iki farklı bestecinin, Tchaikovsky ve Prokofiev’nin, Romeo ve Juliet için yazdığı eserler seslendirildi. İki beste çok farklı olsalar da aynı hikâyeyi anlatıyor. Bestecilerin kendilerinden bıraktığı izlerde hikâyenin sıradanlaşmasını önlüyor aslında. Hâlâ sinema sektöründe yönetmenler çok işlenmiş bir konu olmasına rağmen, Romeo ve Juliet’in hikayesini kullanmaya çekinmiyorlar. 

1957’de ünlü besteci Leonard Bernstein’in müziğini yaptığı West Side Story müzikalinin prömiyeri gerçekleştirildi. Müzikalin yakaladığı başarıdan sonra da filmi çekildi. Farklı isimler, farklı etnik arka planlar, farklı mekanlar fakat konu aynı. Porto Rikolular ve Amerikalılar arasındaki çatışma arasında kalan iki aşığı görüyoruz. Ünlü müzikalin 2020 senesinde ünlü yönetmen Steven Spielberg tarafından yönetilen filmi de vizyona girecek. Romeo ve Juliet’in hikayesi efsaneleşmekle kalmadı aynı zamanda West Side Story’sinin Maria ve Tony’sinin de hikayesi efsaneleşti ve zihinlerde yerini buldu. 

West Side Story, 1961

1997 senesinde ise Baz Luhrmann, post modern bir yaklaşımla “Romeo + Juliet” filmini çekti. Orta Çağ’da geçen hikâyeyi günümüze taşıdı da diyebiliriz. Luhrmann’ın olabildiğince metinlere ve olay örgüsüne sadık kalmaya çalıştığını görebiliyoruz. Yer yer Shakespeare’in ağır dili filmi izlemeyi de zorlaştırıyor. Farklı olarak helikopter, silah gibi hikâyede yeri olmayan şeyleri bir
şekilde kullanıyor ve bu filmi ilgi çekici kılıyor. Modern müziğin, modern eşyaların ve araçların kullanılmış olması, filmi tekdüzelikten uzaklaştırarak Romeo ve Juliet denince akla ilk gelen şeylerden birinin bu film olmasını sağlıyor.

 

Romeo ve Juliet üzerine yapılmış çok daha fazla müzik, çok daha fazla film var fakat bu iki filmin sinema tarihine adını kesin olarak yazmış olduğunu söyleyebiliriz. Eskimeyen hikayesiyle ve Shakespeare’in olağanüstü kalemiyle Romeo ve Juliet’i sanat dünyasında görmeye çok uzun süre devam edeceğiz gibi duruyor. 

Leave a Reply