Aşkı en çok ve en başarılı anlatanlardan biri de müzik değil midir? Her birimiz sevgi, aşk gibi duygularımızı ifade ederken müzikten büyük bir yardım, destek ya da ilham almadık mı? Bilkent Senfoni Orkestrası, bunu hepimizin bir adım uzağında, 11 Şubat Cumartesi akşamı sergileyeceği ‘Sevgililer Günü Konseri’ ile bir kez daha gerçekleştirecek. Konserde başrol; Türklerin son yıllarda müzikteki en büyük gururlarından olan genç çellist Efe Baltacıgil’e ait olacak.
Efe Baltacıgil; İstanbul doğumlu, henüz otuz üç yaşında olmasına rağmen tam yirmi beş yıldır çello çalan; parmakları enstrümanıyla adeta özdeşleşmiş bir yetenek. Kariyerinde onca ödülü ve birçok ülkede onlarca konseri barındıran sanatçı; müzik eğitiminde bir numara olan Curtis Müzik Enstitüsü’nden mezun oldu, daha yirmi altı yaşındayken dünya genelinde en bilinen birkaç çellistten biri olan Yo Yo Ma’yla aynı sahneyi paylaştı. Şimdilerdeyse bir yandan özellikle klasik müzikseverlerin adına aşina olduğu ve hayranlıkla takip ettiği ünlü Philadelphia Orkestrası’nda çello grup şefi yardımcılığı yaparken bir yandan da konuk sanatçı olduğu konserlerine hız kesmeden devam ediyor ve kurucusu olduğu Mico Nonet adlı müzik grubunda görev alıyor.
Aslında erken yaşta böyle keskin bir başarının tohumları doğduğu andan itibaren, müziğe gönül vermiş insanlarla aynı evde büyümesi sayesinde atılmış. Ailede adeta bir ‘müzik geni’ olduğunun söylenmesine şaşmamak gerek, zira çellistimizin dedesi klasik kemençe, annesi kanun, babası ve erkek kardeşlerinden biri kontrbas çalıyor; durum böyle olunca onun da bu sanatçı kervanına katılması çok kısa sürmüş. Hatta öyle ki; 1995 doğumlu diğer erkek kardeşi de çoktan onun gibi çelloyu seçmiş bile.
Efe Baltacıgil her ne kadar ailesine çok şey borçlu olsa da, duygulara ve duyguları çelloyla anlatmaya karşı bu kadar güçlü bir tutkuya sahip olmasaydı, ne saygıdeğer çellist Rostropoviç’ten daha bir öğrenciyken ‘doğru yolda olduğunu ve bu yolda devam etmesi gerektiğini’ duyardı, ne de biz onu duyma fırsatıyla karşılaşırdık. Eğer konu aşk olunca pek çoğumuzun aklına ilk gelenlerden biri olan Romeo ve Juliet’in hikayesini bir de ondan dinlemek isterseniz; sadece bu aşka kulak vermekle kalmayacak, üç şaheserle daha kulaklarınızın pasını sileceksiniz.
Anlayacağınız; unutulmaz bir gecenin bir parçası da ben olayım derseniz, bu akşam BSO’ya doğru giderken siz de ‘doğru yolda ilerliyor’ olacaksınız. Aşkın ve enfes notaların diyarına doğru…

Leave a Reply