Marcel Duchamp: Tembelliğin sanatı mı, modern sanat devrimi mi?

1880’lerde Empresyonistlerle başlayan Modern Sanat dönemi asıl ivmesini 1900’lerin başlarında Zürih’te ortaya çıkan Dadaizm akımıyla kazanmıştır. Zira Dadaizmin uyandırdığı yankı sürrealizm ve pop-art gibi birçok modern sanat akımının da mihenk taşı olmuştur. Çünkü geleneksel ve klasik sanatın öğretileri, teknikleri kökünden reddedilmeye başlanmıştır. Elbette burada 1. Dünya Savaşı’nın yarattığı buhranın da büyük bir etkisi olmuştur. Savaşa karşı çıkan, hem klasik sanatçıların sabit fikirliliğine hem de yeniliğe açık olmamalarına meydan okuyan bir grup sanatçı; bir nevi sanatları vasıtasıyla bunları protesto etmişlerdir. Bu akımın yetiştirdiği sanatçılar arasında en büyük yankıyı uyandıranlardan biri de hiç şüphesiz Marcel Duchamp’tır. 

Marcel Duchamp, Fransız sanatçı, böylesine devrim niteliğinde bir akımın içinde yer almasından ziyade sanat tarihinde “sanatın tanımını değiştiren” isim olarak da anılmaktadır. Çünkü “sanatçının sanat dediği her şey sanattır” diyerek sanat eserinin ne olduğu konusunda hem kafa karışıklıkları yaratmış bir yandan da muzip karakteriyle bütün sanat camiasıyla alay etmeyi başarmıştır. Kendisini “son derece tembel” olarak tamamlayan Marcel Duchamp ready-made kavramından yola çıkmış ve tesadüfi sanat değerlendirmesini de sonuna kadar eserlerinde kullanmıştır. 

Ready-Made ve Tesadüflerin Değerlendirmesi 

            Ready-made: (hazır yapım ya da hazır nesne) anlayışı, en temel ifadeyle, tamamlanmış ya da neredeyse tamamlanmış nesneleri alıp sadece sergileyerek bir sanat eserine dönüştürebileceğini ifade eder.

metin içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Marcel Duchamp, Eczane, 1914

            Eczane isimli 1914 tarihli bu eserinde bir kış manzarasının reprodüksiyonu vardır ve Duchamp sadece iki damla renk ilavesinde bulunarak izleyiciyi sanat eserinin sahipliği konusunda düşünmeye teşvik etmektedir. 

Tesadüflerin Değerlendirilmesi

Tesadüflerin değerlendirilmesi ise yalnızca Duchampla özdeşleşen bir kavram değil, genel manada Dadaistlerin ekolüdür. Bu ekole göre sanatçı tesadüfleri her zaman eserinde değerlendirmelidir, hatalar düzeltilmez. Buna, Duchamp’ın Büyük Cam eserini örnek verebiliriz. 

iç mekan, yer içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Marcel Duchamp, Büyük Cam (Bekarları tarafından çırılçıplak soyulan gelin). 1915-1923

Duchamp, tel ve benzeri materyallerden oluşturulan bu masif eseri koruma altına almak üzere camekanın içine yerleştirmek ister ancak o esnada cam çatlar. Duchamp’ın ekolünde her hata kıymetlidir ve tesadüfler değerlendirilmelidir. Bu yüzden camın yenisi getirilmez ve bu şekilde sergilenmeye başlanarak Büyük Cam ismini alır. 

İsimlendirme

Eserlerinden de anladığımız üzere isimlendirme Duchamp’ın en sevdiği kısım olmalı. Çünkü bazen çok düz manada isimler verirken bazen de ne demek istediğini anlayamadığımız isimlerle karşılaşıyoruz. 

Marcel Duchamp, Bicycle Wheel, 1913.

Eserlerini isimlendirirken ses çağrışımlarından da bol bol yararlanmıştır. 

bina, pencere, oturma, küçük içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Fresh Widow 1920, replica 1964 Marcel Duchamp 1887-1968

Eserde Fransız stili bir pencere görüyoruz (French Window), pencerenin camları siyaha boyanmış ve ses çağırışımı da kullanarak French Window’u, Fresh Widow’a dönüştürmüş

Tüm bunlar ışığında Duchamp’ın bir yandan dahi olduğunu ancak bir yandan da tüm sanat camiasını alaya aldığı düşünülebilir. Çünkü o döneme kadar sanat aslında üzerinde büyük bir emek harcanması gereken, retinal zevkin en ön planda olduğu bir kavramdı. Dadaistler ve özellikle Duchamp’ın çalışmalarıyla beraber “sanat zihne hitap etmelidir” kavramı ön plana çıkmış ve sanat bir anlamda fikirleştirilmiştir. Diğer bir deyişle, kullanılan teknik ya da malzemeden ziyade önemli olan fikir haline gelmiştir. 

kişi, iç mekan, yer, bina içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Rembrandt van Rijn, Night Watch (1642)  
       Marcel Duchamp, L.H.O.O.Q (1919) 

                            

Şimdi bu iki resmi karşılaştıralım. İkisi de kendi dönemlerinin ve akımlarının “ground-breaking” niteliğinde olan eserlerinden. Rembrandt’ın tablosu bizde; işçiliğe, renklere, mimiklere, ışığa, gölgeye, perspektife karşı bir hayranlık uyandırırken; Duchamp ise tüm bunları es geçmiş hatta bununla da yetinmeyerek bir anlamda klasik eserlerle dalga geçmiştir. 

Marcel Duchamp; iz bırakan her sanatçı gibi hem çok tepki almış, hem de çok desteklenmiştir. Bazı eserleri kendisinin de nitelendirdiği gibi tembellik ve muziplik olarak görülse de modern sanat tarihinde bıraktığ devrim niteliğinde etkiyi günümüz sanatçıları üzerinde dahi görmekteyiz. 


Kaynakça:

Sanat 101, Eric Grzymkowski, 2019. 

Leave a Reply