Pop Art denilince aklınıza ilk ne geliyor? Birden fazla, rengarenk Marilyn Manroe resimleri gözünüzde canlanıyor mu? Geçtiğimiz günlerde Ankara’nın ilk Pop Art Müzesi adı altında açılan Rooms’u gezme şansı buldum. Tek kelimeyle mükemmeldi. Tahmin ettiğimden daha da eğlenceli ve alışık olunmayan bir atmosfer sundu bana. Müzenin detaylarına geçmeden önce sizlere ilham aldığı kaynağı açıklamak istiyorum. 

   Pop Art terimi ilk olarak 50’li yılların sonunda kullanılmaya başlandı. Pop kelimesi tahmin edebileceğiniz gibi popülerin kısaltılması olarak kullanılıyor. Yani,  bu sanat akımının bileşenleri günlük yaşamda kullanılan hazır imgelerden oluşuyor.  Sanatçılar bu teknikle daha insani ve bireysel işaretler, gazetelerden veya dergilerden koparılmış resimler, aynı nesnelerin tekrarlanarak kullanılması gibi uygulamalarla sanatı daha farklı bir hale getiriyorlar. Özellikle altmışlı yıllarda reklamcılık ve medya sektörleri de Pop Art’ın ortaya çıkardığı sanat eserlerinden fazlasıyla yararlanmaya başladı. Bu tablolar renkliydi, ilgi çekiciydi ve insanların her gün görebileceği malzemelerle sanata yaklaşmayı kolaylaştırıyordu. Medyanın gücünü de arkasına alan bu akım, gittikçe daha büyük kitlelere ulaştı. Öyle bir hale geldi ki, günümüz müze anlayışını da etkilemeyi başardı.

Rooms, Ankara’nın ilk Pop Art Müzesi olma özelliğini taşıyor. İçerisinde tam olarak yirmi bir oda var. Bu odaların her birinin içinde tahmin edemeyeceğiniz değişiklikte düzenlemeler mevcut. Kalemden duvarlar, tavandan asılan renkli ampuller ya da sizin iki katınız olan peluş oyuncaklar…  Renkli ışık oyunları gözünüzü alırken günlük hayatta hiç dikkatinizi çekmeyecek malzemelerin zekice yerleştirildiği odaların içinden süzülmek sizi ferahlatıcı ve eğlenceli bir atmosferin içine sürüklüyor. Zaman duygunuzu patlayan flaşların arasında kaybediyorsunuz.

Ayrıca içerideki bütün dekorların da el işçiliği ile yapılmış olması takdire şayan bir durum. Odalar sizi fotoğraf çekmeye davet edecek şekilde tasarlanmış. Asıl amaçta bu zaten. Rooms, ziyaretçilerine interaktif bir müze deneyimi sunuyor. Gezintiye başlamadan önce verilen jelibon ve şekerle birlikte belki de Pop Art akımıyla örtüşen bir şey yapıyor ve alışılmışın dışına çıkarıyor sizleri.   Müzenin içindeki odalarda istediğiniz kadar çeşitli şekillerde fotoğraf çekme özgürlüğüne sahipsiniz çünkü orada siz de bir Pop Art malzemesisiniz.

Kaynakça

https://www.wannart.com/wp-content/uploads/2018/04/popart-wannart-900×580.jpg

https://i.ebayimg.com/images/g/wOUAAOSw8cFb3gTP/s-l400.jpg

https://i.pinimg.com/originals/2f/21/6d/2f216d3fde1b8531d7f665bf3b0ee325.jpg

https://pbs.twimg.com/media/EMkIaOOWwAEwlyp.jpg

Leave a Reply