Bir önceki yazımda sizlere Paris’i genel olarak tanıtmıştım. Fakat şimdi, sizlere gittiğim ve çok etkilendiğim bir yeri tanıtacağım: Pantheon. Her şeyden önce, bu yeri neden bu kadar önemli bulduğumu anlatmak istiyorum sizlere. Pantheon’u, Fransa’ya ve hatta dünyaya yön vermiş olan entelektüellerin yattığı bir müze ya da anıt mezar olarak da çağırabiliriz.
Pantheon, Paris’in Latin Quarter bölgesinde bulunur ve tam da Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin karşısındadır. Bu detayı verdim çünkü bu bölge, Fransız burjuvazisinin ve entelijiyansının merkezi olmuştur. Başlarda Pantheon, Fransa Kralı 15. Louis’in emriyle 1758’de kilise olarak inşasına başlanmıştır fakat döneminde Fransa’da baş gösteren mali zorluklar nedeniyle inşası ancak 16. Louis devrinde, yani 1789 bitirilebilmiştir. Tam da o sırada Fransız İhtilalı gerçekleşmesi nedeniyle, yeni gelen hükümet yapının kilise değil de, Fransız entelektüellerinin gömüleceği bir anıt mezara haline getirilmesinde karar vermiştir.
Mimarisi neoklasik tarzda olduğu için, diğer kiliselerin aksine içeriye girdiğiniz anda bir ferahlık hâkim olur. Karşınıza ilk olarak, Fransız İhtilalının fikir babalarının heykelleri çıkacaktır. Aşağıda bir giriş vardır ve oradan ünlü Fransız entelektüellerinin mezarlarını görebilirsiniz. İçeride, Voltaire’den tutun da Jean Monnet’e (Avrupa Birliğinin kurulmasında önayak olmuştur) kadar bütün Fransız entelektüellerinin mezarları vardır. Louvre Müzesi daha çok çeşitli ülkelerden getirilmiş gerek tarihi ve gerek sanat eserleri ile doluyken burası direk Frankofan kültürü ile ilgilidir. Kanımca, Fransız kültürünü ve tarihini öğrenmek isteyen herkes buraya gelebilir. Mesela, benim gittiğim dönemde müzede Voltaire’in hayatı ve eserleri ile ilgili geniş çapta bir sergi vardı.
Elbette ki Pantheon sadece bu birkaç isimle sınırlı değil. Orada anıt mezara sahip diğer Fransız entelektüeller ise şöyle: Voltaire, Victor Hugo, Jean- Jacques Rousseau, Jacques- Germain Soufflot ( Pantheon’un mimarı), Emile Zola, Pierre Curie ve eşi Marie Curie, Alexander Dumas, Jean Monnet ve adını sayamayacağım niceleri.