Geçenlerde internet âleminde, amaçsızca dolaşırken, ünlü bir sözlük sitesinde çok ilginç bir başlık gördüm; Elif Şafak’ın Virginia Woolf’ tan daha iyi bir yazar olması üzerine. Elbette, bir yazarın ustalığı görecelidir; kimileri beğenir, kimileri ise eleştirir. Fakat bunu dozunda yapmak gerekir.
Merak edip, girdim; sözlükteki yorumları okumak için. Bir deli, bir kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış sözünün söylenmesi tam yerinde olmalı ki; bence bu iddia son derece popülist bir yaklaşımdır. Türkiye’ de artık kadınlarımız özgür ve toplumda yer edinebiliyorlar, hatta kadın bir yazarımız var, kitapları tüm Avrupa’ da satılıyor. Açıkçası, Londra sokaklarında dolaşırken, bir İngiliz kadının elinde Elif Şafak’ın Siyah Süt adlı eserini görünce biraz gururlanmadım da değil, ama çok merak ettiğim; bir İngiliz, İstanbul sokaklarında dolaşırken, bir Türk’ün elinde Virginia Woolf’un bir kitabını görse, aynı gururlanmayı yaşar mıydı? Bence, hayır. Bunun nedeni ise, biz Türklerin hala kendini Avrupalılara karşı kanıtlama çabasıdır.
Buradaki amacım asla Elif Şafak’ı yermek değildir. Elif Şafak’ın kendine has bir tarzı vardır; fakat bu iki insanın yazar ve aynı cinsiyetten olmasından başka ortak yönlerinin olmadığını belirtmek isterim. Virginia Woolf, insan ruhunun veya özellikle kadın ruhunun derinliklerini ve Viktorya döneminde, kadının toplumundaki yerini klasik bir dille anlatmaya çalışan bir yazardır. Diğer yandan Elif Şafak, çocukluğu yurt dışında geçmesinden ve babasız bir çocuk olarak büyümesinden dolayı genellikle bir göçmenin sıla hasretini ve yabancı memleketlerde yalnızlığını ve kimlik arayışına girmesini konu alır.
Bu iddiada bulunun şahıs belli ki, Elif Şafak’ı taparcasına çok seviyordur, ama belli ki bu iki yazarı karşılaştırırken, ne yazık ki Woolf’ın hiçbir kitabını alıp okumamış. Hâlbuki bu iki yazarı aşağı yukarı tanıyan bir şahıs bile bu karşılaştırmayı yapmaz. Bu iddiada bulunan şahıs, aynı zamanda, Elif Şafak’ın zengin bir Müslüman kültüründen beslendiğini ve hem doğu hem de batı toplumunda yaşadığı için de her iki dünyayı çok iyi bir şekilde aktarabildiğini vurgulamış. Elbette, herkesin fikri kendine; lakin tarzları siyah ile beyaz kadar farklı olan bu iki yazarı karşılaştırmak ve birbirinden üstün olduğunu savunmak son derece gülünçtür.