Karanlık çöker aydınlık sabahlara,
Titrer bankta yatan bir Zerdüşt.
Bir kadının topuk sesleri,
Bir tık iki tak tak…
Rahatsız eder kaldırımları
Ritmi bozar bir vapurun çığlığı,
Martılar kovalarken simit kırıntılarını.
Vapurda bir çift sarmaş dolaş,
Kıskandırır ufuğa bakan Yalnız’ı.
Köpürür deniz,
Dalgaların feryadı kanatlanır,
Varır bir Ana’nın sel dolu kucağına.
İki mezar yanyana; biri dede, biri torun.
Kim sandı ki herkes sırayla gidiyor
Deme sakın! “Ben daha toyum”
Yalnız, kaldırır Zerdüşt’ü banktan
Varırlar bir mezara
Bir tarafta dede bir tarafta torun
Ana ağlar durur
Hepsi mezardakinin yerine ölmek ister
Dedeye bir fatiha bile okunmaz
İşte böyle ağırdır
Zerdüşt’ün, Yalnız’ın ve Ana’nın acısı…