Unutmaktan utanırcasına
Başı eğik,
Kalktı uzandığı duygulardan.
Kaçamazdı
Kaçmak istememişti hiç zaten.
Baharda açan bir çiçeğin asaletini,
Doğurmak istiyordu sonbaharında.
Ama kalıcı bir kar gibiydi,
Toprağa dökülen yaprakları.
Saksı bitkisi kadar özenmeseler de,
Arada bir su dökeni vardı.
Ha bir de yağmurlar…
Marmara kokan yağmurlar…
Sonrasında geriye kalan
Nemli toprak hüznüydü.
Ardından,
Baktı portmantoya,
Sahipsiz kalmış,
Asırlardır asılı duran,
Modası geçmiş cekete.
Sarıldı cekete,
Geçmişine sarılır gibi,
Kendini avutur gibi sarıldı.
Bir gözyaşı düştü hatıralara,
Hatıraların tozlu sayfalarına…
Sonrası mı?
Sonrasını biliyorsunuz işte;
Bir avuç nemli toprak hüznü.