Mezun Adaylarına Soruyoruz: Fatih Şemsettin Işık

1011418_201914346633653_1056117339_n

Fizik Olimpiyatları’nda Görevliyken

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Fatih Şemsettin Işık. Elhamdülillah Müslümanım. Temmuz 1992 İstanbul doğumluyum. 2011 yılında Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Bilkent’te Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümüne geldim. Tarih bölümünde de yan dal yapmaktayım. Daily Sabah Gazetesinde çalışıyorum ve GazeteBilkent’te Orta Doğu’yla alakalı yazılar yazıyorum. Beşiktaşlıyım.

Okumuş olduğunuz bölümü seçme sebebiniz ne idi?

İtiraf etmek gerekirse bölümden ziyade Bilkent faktörü seçimimde daha etkili oldu. Bölümü açıkçası tarihi sevmemden ötürü seçtiğimi söyleyebilirim. Bunun yanında her daim Türkiye’nin ve Dünya’nın siyasi meselelerinden uzakta oluşumu bir eksiklik olarak görüp, bunu acilen gidermem gerektiğini de düşünüyordum.

Üniversite hayatınız boyunca ne tür aktivitelerde bulundunuz?

Her sene farklı aktiviteler ağırlıktaydı. İlk yıllar daha çok kulüp faaliyetlerinde bulunurken buna son iki yıldır kampüs dışı aktiviteleri de ekledim. GazeteBilkent’in Politika biriminde Orta Doğu’yla alakalı yazılar yazdım. Daily Sabah gazetesinde muhabirlik yapmaya başladım, birçok dil öğrendim, Berrak Burçak hocamıza asistanlık yaptım, Politik Düşünce Kulübü vasıtasıyla siyasi tartışmalara müdahil oldum, Medeniyet Topluluğu vesilesiyle Müslüman bir zihnin nasıl olması gerektiğini öğrendim, Fizik Olimpiyatlarında dahi görev aldım. Çokça yazdım, çokça okudum ve çokça dinledim. Yelpaze epey geniş oldu.

Üniversite hayatı sizde ne tür değişikliklere sebep oldu?

Kesinlikle büyük dönüşüm geçirdim. Yaptığım faaliyetler, elde ettiğim başarılar bana müthiş bir özgüven kattı. Hayatı daha planlı yaşamaya başladım. Ufak şeylerden büyük icraatler çıkarmayı öğrendim. Ekip ruhuyla liderliğin nasıl harmanlanacağını öğrendim. Bunun yanında birçok farklı düşünceden insanla aynı çatı altında yaşayabilmeyi öğrendim.

Üniversite hayatınızda yaşadığınız veya unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Politikaya Giriş dersinde bir gün Senem Yıldırım hocamıza konuyu eksik anlattığına dair bir serzenişim olmuştu. O da “Haftaya sen hazırlan gel, o kısmı sen anlat öyleyse” demişti. Ertesi hafta büyük bir heyecanla 50 kişilik sınıfa “Feminizme Göre Devlet Anlayışı”  başlıklı bir ders anlatmıştım. Çok şey öğrenmiştim ancak asıl büyük olay, o günden sonra akademisyenliğe kafamın daha da yatmış olmasıydı.

Bilkent’i 3 kelime ile tanımlayın dersek; bu kelimeler neler olurdu?

Hoşgörü, kalite ve başarı.

Bilkent’te en sevdiğiniz hoca ve ders hangisi idi?

Bu okulda çok fazla hocayla muhabbetim oldu ama Berrak Burçak hocama karşı olan teveccühüm bambaşka. Kendisini gerçekten çok seviyorum. Kendisinin ne kadar iyi bir insan, kadın, hoca, akademisyen vb. olduğunu günlerce bıkmadan anlatabilirim. Yani, sırf çay sevmemden ötürü bana porselen demlik ve tomurcuk çayı hediye edecek kadar ince düşünceli bir insanı nasıl sevdiğimi tarif etmem biraz güç.Aldığım en iyi dersse yine çok saygı duyduğum İlker Aytürk hocamın İsrail’de Devlet ve Toplum dersiydi. Orta Doğu’ya yönelik ilgimi tavan yaptıran bir ders oldu. İnsan bölgeyi bilen, çakma Orta Doğu uzmanlarından değil de gerçek bir akademisyenden ders alınca dersin tadına varıyor. Muazzam mertebede ufuk açıcıydı.

10308174_10152376120936893_8140294565591956512_n

GazeteBilkent Politika Birimi ile Beraberken

 

Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?

Kesinlikle akademisyen olmak istiyorum. Ama salt bir eğitmenden ziyade entelektüel kişiliğiyle Türkiye’de bir şeyleri değiştirebilecek bir adam olmayı hayal ediyorum. Müslüman kimliğimle insanlara hem iyi bir eğitmen, hem iyi bir araştırmacı ama her şeyden önemlisi iyi bir insan nasıl olunur, Allah’ın inayetiyle birlikte onu göstermek için elimden geleni yapacağım. Bunu illa somut bir olaya indirgeyeceksek de, Bilkent’te bir gün Orta Doğu’da Vatan Hainliği (Concept of Treason in Middle East) dersini vermenin hayalini kuruyorum. Daha net olamazdım sanırım.

Bilkent mezunu olmanın size ne tür avantajlar getireceğini düşünüyorsunuz?

Bir Bilkentli olarak, Türkiye’deki çoğu üniversitenin mezununa nazaran bir adım önde olduğumu düşünüyorum. Akademik anlamda katkısı kesinlikle muadillerime nazaran çıtamı daha yüksekte tutacaktır. Elbette, buradaki hocaların ve kulüp faaliyetlerinde teşrik-i mesaim olan arkadaşlarımın ilerde büyük işler yapacağını da hesaba katmak gerek. Onların da katkısı ilerdeki yaşamımı etkileyecektir. Bir de İngilizce faktörü var tabi.

Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere (özellikle kendi bölümünüzdeki) tavsiyeleriniz nelerdir?

Uykusuz kalmayı öğrenin. Çokça dil öğrenip farklı kaynaklardan bilgi almayı öğrenin. Hocalarınızla aranızı iyi değil, “çok iyi” tutmaya çalışın. Siyasi tartışmalara müdahil olun ve kulüp faaliyetleriniz (sırf CV’de bulunsun diye değil, insan tanımak için) olsun. Misal GazeteBilkent bu konuda iyi bir örnek.

Mezun adayımıza röportaj için teşekkür eder; hayatında başarılar dileriz.

Leave a Reply