Yuvarlanıp Gidiyoruz: Beril Ateş

DZ8A0467Bilkent Grafik Tasarım Mezunu Beril Ateş ile son sergisi olan “Yuvarlanıp Gidiyoruz” da tanışma fırsatı yakaladım. Eserlerinde görüldüğü gibi neşeli ve o kadar da samimi bir tavra sahip. Mezun olduktan sonra gelişen  süreci ve hayatıyla ilgili detayları bizimle paylaştı. Kendisiyle egitim hayatından, sergilerinden, ilham kaynaklarından  ve  planlarından bahsettik.

1)Merhaba Beril Hanım, öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz? Bilkent Grafik Tasarım ile başlayan ve sonrasında gelişen süreçten bahsedebilir misiniz?

Merhaba! Ben, 1990 senesinde Ankara’da doğdum. Odtü Geliştirme Vakfı’nda İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitimimi tamamladıktan sonra Bilkent Grafik Tasarım Bölümü’ne başladım. Oldukça keyifli 4 seneydi. Öyle ki hiç bir sabahlamanın yorgunluğu şu an hatırlamıyorum. Çok iyi hocalardan çok iyi eğitim aldım. Ortaya emek verdiğime değecek işler çıktığını düşünüyorum.

Benim çizim serüvenim Grafik Tasarım Bölümü’ne girmemin çok öncesinde başlamış. Ailemin söylediğine göre 2 yaşımdan beri elim renkli boyalardan ayrılmıyor. Duvarları az boyamamışım. Ancak illüstrasyona eğilimim 2. Sınıfta Adam Pekalski ve Marek Brzozowski’den aldığım derslerle başladı. 3. Sınıfta bu tutkumu geliştirebilmek için Barcelona’ya gittim. IED’de (Istituto Europeo di Design BARCELONA) moda, çizgi roman, gazete ve dergi illüstrasyonlarına dair özel dersler aldım. 4. Sınıfın başında ise Galeri Artist LAB’de ilk kişisel illüstrasyon sergimi açtım. 4. Sınıfın 2. döneminde ise Galeri Artist İstanbul (Fulya) ‘da 2. sergimi açma şansını yakaladım. Bu süreçte hergün çizmeye devam ediyordum. Bu doğrultuda bitirme projem olarak, hayalimin ilk adımlarını atmak istedim ve şuan sahibi olduğum KAFA Çizimhane markasını kurdum. Grafik Tasarım Bölümü’nü birincilikle bitirdim ve KAFA Çizimhane’yi geliştirmek için çalışmalara başladım. Marka tescilimi aldım, çeşitli tasarım mağazalarıyla konuştum. Aslında okurken bunu projelendirmiş olmam, mezun olduktan sonra işlerimi oldukça hızlandırdı diyebilirim. IMG_0895

İşleri biraz düzene sokunca 1 seneliğine, hem tecrübe edinmek hem de eğitim almak için New York’a gittim. Burada Parsons School of Design’dan Printmaking dersleri aldım. Çeşitli workshoplara katıldım. 

Şuan freelance grafik tasarımcı ve illüstrator olarak çalışıyorum. Mümkün olduğunca özel işler almak ve bu işleri layığıyla teslim etmek istiyorum.

2) Bu alana nasıl başladınız ve karar verdiniz? 

Benim bu alana başlamamdaki en büyük etken ağabeyim oldu. Tabii çocukluktan beri süren bir çizme, boyama, tutkum vardı ama benden önce Bilkent Grafik Tasarım Bölümü’ne o girdi ve beni iç mimarlık okumaktan son anda kurtardı. Kurtardı diyorum çünkü Grafik Tasarım’ın nasıl bir bölüm olduğuna dair fikrim olmadan iç mimariye yönelmiştim. İç mimari daha teknik bilgiler barındırıyor, grafik tasarım ise daha özgür. Ağabeyimin beni ve ruhumu çok iyi tanıması sayesinde ben Grafik Tasarım Bölümü’ne girdim. İyi ki de bu bölümde okumuşum. Tam benlik. Çok çeşitli eğitimler görüp farklı disiplinleri bir araya getirip kendinizi bulabiliyorsunuz. Sanıyorum ben de kendimi buldum.

3) İllüstrasyonlarınızda ilham kaynaklarınız nelerdir? Nasıl başlarsınız mesela işlerinize? 

İllüstrasyonlarımda tek ilham kaynağım insandır. Kendimi, yakın çevremi, şehri, ülkeyi, ülkeleri incelerim. Sistemi ve eğitimi incelerim. Siyaseti çirkin bir ülke olduğumuz için siyaseti bol bol incelerim. Midem bulanıverir, hemen çizerim. Bizim ülkemizde malzeme çok. Bazen sadece dökümente etmek için bile çiziyorum. Gündelik çizimlerimde renkler ve figürler ön planda oluyor. Bunlar o anki ruh halimle hergün değişir. Eğer bir konu üstüne çiziyorsam uzun bir düşünme süresi ayırıyorum kendime. Böyle zamanlarda kağıda girişmesi öyle kolay olmuyor. Düşündüklerimi mutlaka not alıyorum, yazmak düşündüklerimi bir ölçüde somutlaştırıyor. Kafamda iyice tasvir ediyorum, öyle başlıyorum çizmeye.

4)  Şu anda neler yapıyorsunuz? En son yaptığınız Radisson Blu Tuzla Oteli’nin illüstrasyonları ve Kafa Çizimhane’ye değinir misiniz? 42 (1)

En son İstanbul Tuzla’da yeni açılan Radisson Blu Hotel & Spa’nın bütün iç mekan sanat işlerini yaptım. Sokak satıcılarıyla, mimarisiyle, esnafıyla daha bizden bir İstanbul konsepti oluşturdum ve üstüne seksene yakın illüstrasyon çıkardım. Lobi, fuaye alanları ve koridorlarda büyük parça işler olmak üzere odalardaki işlerle birlikte toplam 850 parçalık bir iş oldu. 3-4 aylık bir sürede; illüstrasyon, üretim, kargo ve montajı bitirip işi teslim ettim. Yorucuydu elbet ama ortaya çok keyifli bir iş çıktı.

Bu süreçte edindiğim tecrübeler, çok işime yarıyor. 

KAFA Çizimhane’nin ürünleri şu an İstanbul Modern Mağaza, Lunapark Shop(Galata), CerModern, m1886 ve Daftart Tattoo & Design Store’da satılıyor. KAFA’nın portfoliosunda kartpostal kitapları, el yapımı fularlar, rozetler, kitap ayraçları vb. ürünler bulunuyor. Her sezon yeni ürünler eklemeye çalışıyorum. 

5) Önceki sergileriniz ve Ankara Torun’daki son, beşinci serginiz olan Yuvarlanıp Gidiyoruz’dan biraz bahseder misiniz? 

Same old way

Same Old Way

Okurken açtığım ilk 2 serginin (People I/ People II) heyecanı hala taptaze. 3. sergimi Galeri Siyah Beyaz’da KAFA çizimhane’nin el yapımı fularlarına açtım. Fular motifleri; Osmanlı Dönemi’nin ağırlıklı olarak külhanbeyleri, kullandıkları desenler ve saray insanlarından oluştuğu için adını “Osmanlı Tokatı” koymuştum. Sonrasında New York’taki stüdyomda bir stüdyo sergisi açtım. Misafiri bol bir şehre misafir olan “ben”, kaldığım eve misafir oluşum, çizdiğim karakterleri o eve misafir edişim ve evime davet ettiğim insanların bana misafir olmasıyla serginin adı “Misafir” oldu. Çok eğlenceli bir sergiydi.

En son sergim olan Yuvarlanıp Gidiyoruz’u ise Ankara’ da Torun’da açtım. Bu sergi içinde yaşadığımız sistemin biz dayattıklarıyla ilgili. Yuvarlanıp giderken varoluşumuzu sorgulamadığımızı, doğaya gereken önemi vermeden kutulara hapsoluşumuzu anlatıyor. Bu işleri, Torun gibi sanata ve fikre değer veren bir mekanda sergilemek benim için büyük mutluluktu.

6)  Bilkent Grafik Tasarım mezunu olmanızın etkisi nedir bu süreçte? 

Bilkent’in Grafik Tasarım Bölümü için konuşacak olursam; biz burada çok iyi hocalardan eğitim aldık. Dolayısıyla gittiğim heryerde kendimi güvenle taşıyabilmemi sağladı. Zaten Bilkent, adı dünya çapında duyulmuş bir üniversite. Üniversite sonrası eğitimde veya iş alımında Bilkent mezunu olmak kuşkusuz bir artı olarak görülüyor. Yine de benim düşüncem; öğrenci ne kadar isterse, okul ona o kadarını verebilir. Öğrenci istemezse okulun yapacağı bir şey yoktur. Bu yüzden her öğrencinin okuduğu okulun imkanlarından en iyi derecede yararlanmasını öneririm. Boş mezun olmasınlar.

7)   Gelecekle ilgili planlarınız nelerdir? 

En büyük hayalim KAFA Çizimhane’yi bir mekan haline getirmek. Hem üretimin olacağı hem de çalıştayların düzenleneceği bir mekan. Sanatla ilgili her insanın, özellikle gençlerin gelip vakit geçirebilecekleri bir ortam yaratabilmek önemli benim için. Bunun dışında, çocuk kitapları tasarlamak istiyorum. Bu aşamada çocuklarla çalıştaylar düzenlemek onları daha yakından incelemek ve birlikte yeni işler ortaya çıkarmak keyifli olur. Zira çocukların hayal gücüne büyük saygım var. MANZARA CAMİLER

8)  Başarılı bir mezun olarak Bilkentli öğrencilere özellikle grafik tasarım ve bu alana ilgi duyanlara vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?

-En başta hocalarınızı sömürmenizi öneriyorum. Ciddi anlamda, onlarla bol bol sohbet etmeli ve verilen derslerden daha fazlasını öğrenmeye çalışmalısınız çünkü ben mezun olunca gördüm ki aslında öğrenmem görmem gereken daha çok şey var.

-Matbaa ve Ajans stajlarınızı laf olsun diye yapmayın. Her iki stajınıza da kendinizi vererek katılın. Diğer türlü bu sadece zaman kaybı olur. Özellikle matbaada öğrendiklerinizi not alın ki ilerde Bilkent mezunu bir grafik tasarımcı olarak yaptığınız işi matbaaya gönderdiğinizde, matbaadan azar işitmeyin. İyi bir ürün ortaya koymak için iyi bir  tasarım 1. aşamaysa, matbaa uygulaması 2. aşamadır. Biri öteki olmadan zayıf kalır.

-Malzeme bilginizi geliştirin. Yaptığınız tasarımı ahşaba, pleksiye, dekotaya vb. uygulayabilirsiniz. Sürekli yeni malzemeler çıkıyor ve hepsinin uygulama elverişliliği birbirinden farklı. Bunları bilerek mezun olmak, günümüzdeki tasarımcı bolluğu içerisinde sizi bir adım öne taşır.

-Grafik alanı derya deniz. Ne yapmak istediğinize karar verirken, mutlu olmaya bakın. İnsanlarla etkileşim içinde olun, her zaman doğal davranın. Disiplini elden bırakmayın. Kendinizi geliştirmeniz kendinize güvenmenizi sağlar. Böylece karşınızdakine güven verebilir ve iyi iş ilişkileri kurabilirsiniz.

-Tasarım anlayışınızdan ödün vermemeye çalışın. Maddi sıkıntılar da olsa, müşterilerinize sakin ve olumlu bir dille tasarımınızı sunabilir ve kabul ettirebilirsiniz.

Kendilerine samimi cevapları için çok teşekkür ediyor ve sonraki sergilerini merakla bekliyoruz.

Leave a Reply

2 comments

  1. Ali Yağız Baltacı

    Canım arkadaşım Beril Ateş’in GazeteBilkent’e röportaj verdiğini görmek ne güzel. Çok daha mükemmel yerlere geleceğine eminim.

    Seni de tebrik ederim Semra, gerçek bir sanatçıyla röportaj yapmışsın :)

  2. Semra Ay

    Yağız çok teşekkür ederim :)