Gazete Bilkent Mezunlar’ın Mart ayı konuklarından biri olan Bilkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü, 2009 yılı mezunumuz Öner Demirkol. Kendisiyle yaptığımız bu röportajda başarı öyküsünü dinledik ve Bilkent’e dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
GB: Merhaba, öncelikle olarak Öner Demirkol kimdir? Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
Demirkol: 1985 yılında Sinop’ta doğdum. Liseye kadar Sinop’ta liseyi Eskişehir Fatih Fen Lisesi’nde okuduktan sonra 2004 yılında Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü’nü tam burslu olarak kazandım. 2009 senesinde mezun olduktan sonra aynı sene Türkiye İş Bankası Genel Müdürlüğü Bireysel Bankacılık Pazarlama Bölümü’nde Uzman Yardımcısı olarak göreve başladım. Halen de bu görevimi devam ettirmekteyim.
GB: Bilkent Üniversitesi’ni seçme nedenleriniz nelerdi? Ve yeniden üniversite seçim zamanına dönecek olsak, yine aynı tercihi yapar mıydınız?
Demirkol:ÖSS’den önce şehir olarak Ankara, üniversite olarak Odtü’yü tercih ediyordum. Fakat sınavdan sonra Bilkent’in gönderdiği tanıtım cd’sini de izleyip şartların ne kadar olumlu olduğunu gördükten sonra Bilkent’i tercih ettim. Tekrar sınava girsem yine Bilkent’i seçerim.
GB:İktisat mezunu olup niçin Banka sektörünü seçtiniz? Bu sektörde çalışırken olmazsa olmaz dediğiniz bir değer veya bir ölçütünüz ( iş ahlakı, çalışma ortamı,maaşı vs.) var mı?
Demirkol:Lisede fizik sevmediğim için Eşit Ağırlık Bölümü tercih ettim. İktisat okuyup bankacı olmam da doğal diye düşünüyorum şahsen, en azından mühendislik okuyup bankacı olmaktan daha doğru bir tercih sanırım.
En önemli şey çok çalışmak değil, sevdiğiniz işi yapmak. Eğer yaptığınız işi sevmiyorsanız ne başarılı olabilirsiniz ne de daha önemlisi mutlu huzurlu olabilirsiniz. İş tercihinde, bu çok önemli. Aman sonra değiştiririm diye işe başlamak kesinlikle yanlış, sonrasında çarkın içinden çıkmak çok zor olabiliyor. İş hayatında önemli şeylerden biri de çalışmadan bilemeyeceğiniz yönetici faktörü. Size ters gelen yönetici ile veya saygı duymadığınız bir yönetici ile çalışmak çok zor olabiliyor, arkadaşlarımdan aldığım çok geri dönüş var bu konu ile ilgili olarak. Bunun dışında maaş, sosyal imkânlar ve kariyer yolunun açık olup olmaması da önemli etkenler.
GB:Mezun olurken arkanızda herhangi bir ‘keşke’ bıraktınız mı, diğer bir deyişle Bilkent günlerine dönecek olursak şunu da yapsaydım dediğiniz bir aktivite ya da akademik bir durum var mı?
Demirkol:Keşke dediğim iki konu var. Interrail yapmamak ve Exchange Programı’na katılmamak. Yabancı ülkeleri gezmek ve kültürleri tanımak birçok şeyden fazla deneyim katıyor insana, bunu geç anlamak kötü oldu.
GB:Sizce Bilkentli olmak bir ayrıcalık mı?
Demirkol:İş anlamında düşünürsek kesinlikle bir ayrıcalık. Türkiye’de belli başlı okullar var ve bu okullardan mezun olmak cv’nizde, potansiyel rakiplerinize karşı önemli bir ayrıcalık yaratıyor. Ancak bunun yanında kendinizi kişisel olarak geliştirebilmeniz ve ifade edebilmeniz de önemli.
Sosyal anlamda ise Bilkentli olmak statü sahibi ve kişilikli insanlarla arkadaş olmanızı sağlıyor. Hayatınızın geri kalan kısmı için bence en önemli yıllar olan üniversite eğitimi sırasında bu sayede güzel bir arkadaş ortamı oluşturuyorsunuz.
GB:Bilkent Üniversitesi yıllarınız boyunca unutamadığınız bir anı var mıdır? Varsa bizimle paylaşır mısınız?
Demirkol: Siz de hatırlarsınız, 2009 yılında canlı bomba saldırı olayı olmuştu. Olay benim son senemde meydana gelmiş, büyük bir şok yaratmış ve herkes paranoyaklaşmıştı. Bir de hangi dönem hatırlamıyorum ama Fiscal Economics ve Accounting derslerinin finallerini aynı güne koymuşlardı sağ olsunlar.
GB:Geleceğe yönelik hedefleriniz nelerdir ve öncelikle Bilkent Üniversitesi öğrencilerine daha sonra mezun olduğunuz bölümün öğrencilerine ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz.
Demirkol:Geleceğe yönelik hedeflerim arasında (garip gelebilir ama) Tayland – Phuket’e yerleşip bir arkadaşımla bar açmak var. Ütopik ama ya olursa… Eğer o olmazsa da sanırım İş Bankası’nda kariyer basamaklarının götürdüğü yere gideceğim.
İktisat Bölümündeki arkadaşlara bol şansa ve başarı diliyorum. Gerçekten Bilkentli olmanın hayata 1-0 önde başlamak olduğunu mezun olduklarında görecekler. İkinci veya üçüncü yabancı dili iyi derecede konuluyor olabilmek iş hayatında çok önemli. İş hayatında ise olay şu; kafayı işe takmayın, çok çalışmak önemli değil, önemli olan sevdiğiniz işi yapmak. Eğer seviyorsanız başarı zaten geliyor.
GB: Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Demirkol: Ben teşekkür ederim.