1. Merhaba Ersan Bey. Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Merhabalar, asıl ben teşekkür ederim. Ben Ersan Dölek; Ankara doğumluyum. İlkokulu Anıttepe İlkokulu, ortaokulu Yükseliş Kolejinde, liseyi Ankara Cumhuriyet Lisesinde ve farklı üniversite deneyimlerinden sonra Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri bölümünden mezun oldum. Halen savunma sektöründe proje yöneticisi/yazılım mühendisi olarak çalışmaktayım.
2. Okumuş olduğunuz bölümü seçme sebebiniz ne idi?
Tamamen tesadüfler ve hayatın mecburi yönlendirmeleri nedeniyle yazılım ve yönetim üzerine olan bölümümü seçtim. Aslında başka bir üniversitede okurken Bilkent’e gelmeyi tercih ettim. Asıl amacım İç mimarlık okumak olsa da bazı koşullardan ötürü önce Bilkent CTP ve daha sonra Bilkent CTIS bölümlerini bitirdim. Bu mesleği ve bölümü seçmemin sebebi olarak tesadüf ve mecburiyetler olsa da ilk dönem geçemediğim yazılımcıların daha aşina olduğu “C” dilinden sınıfta kalmam ve bunu başarma isteği bölümümü bana seçtirmiş oldu demekte yanlış olmaz.
3. Üniversite hayatınız boyunca ne tür aktivitelerde bulundunuz?
Üniversite hayatım boyunca başarılı olma zorunluluklarımdan ötürü çok aktif olamadım. Ama illaki okuldayken ve mezuniyet sonrası festivallere katılım sağladım. Diğer yandan Ankuva’da Bowling oynamadım desem yalan olur. Aslında ara sıra daha aktif olmadığıma da hayıflanırım.
4. Erasmus, Exchange gibi öğrenci değişim programlarına katıldınız mı ? Eğer katıldıysanız bu program size neler kattı ?
Katılmadım.
5. Üniversite hayatı sizde ne tür değişikliklere sebep oldu?
Üniversite hayatı dünyaya bakış açımdaki perspektifi çok büyük oranda değiştirdi diyebilirim. Bu değişim göreceli imkanı olan ve o zamana kadar zorlanmamış beni maddi kısıtların getirmiş olduğu zorunluluklar nedeniyle zorlayarak hayata bir adımda daha iyi bir şekilde hazırladı. Farklı kültür ve görüşten insanlarla tanışmayı, bir fanusu (Bilkent Üniversitesi o zamanlar bir fanustu) ya da o fanusun aslında fanus olmadığını anlamayı sağlarken, diğer yandan bireysel ve beraber başarma olgusunun kazanımını da deneyimlediğimi söyleyebilirim.
O zamana kadar deneyimlemediğim kütüphane keyfini, yabancı bir hocayla iletişim kurmayı, yani dünyaya sadece kendi kültürünün dışındakilerden bakmayı öğretti demek yanlış olmaz. Sonuçta üniversite diğer öğrenim aşamalarının gerçek hayata geçiş aşamasındaki en güzel, en keyifli ve en kıymeti bilinesi zamanları olurken; en büyük dersi de bu zamanları geriye getiremeyeceğimizi ileriki zamanlardaki kıymetli güzel anları daha değerli kılmamız gerektiği öğretisini bizlere aktardığı inancındayım.
6. Üniversite hayatınızda yaşadığınız veya unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
Üniversite hayatımda birçok anım oldu. Ama en ilginç olanı mayfest zamanında yaşadım. Tam final haftasında laboratuvarda çalışıyordum. Çalıştığımız laboratuvar Doğu Kampüs çim alanına bakıyordu ve akşam ki konsere gitmem imkansız gibiydi. O ara bir ihtiyaç molası verdim ve festivallere tam anlamıyla katılamadığımdan hocalara kızmaya başladım. O kafayla yanımdaki kişinin o akşam konseri olan İlhan Şeşen olduğunu göremedim ve farkına vardığımda finaller gelir geçer önemli olan eğlenmek bırak işi gücü in aşağı eğlenelim demişti onu hiç unutmayacağım.
7. Bilkent’i 3 kelime ile tanımlayın dersek; bu kelimeler neler olurdu?
Azim, Kalite, İleri görüşlülük
8. Bilkent’te en sevdiğiniz hoca ve ders hangisi idi?
Türkçe hocamız Mehmet AYDIN. Bize Cemal Süreyya ve şiiri sevdiren kişi diyebilirim.
9. Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?
Geleceğe yönelik planım deniz kenarında doğaya yakın, ama teknolojiden uzak kalmadan tarıma yönelik çalışmalar yapmak istiyorum. Diğer yandan deniz menşeili aktiviteler içinde bulunurken; mesleğimi de uzaktan yapabilmeyi hedeflemekteyim.
10. Bilkent mezunu olmanın size ne tür avantajlar sağladığını düşünüyorsunuz?
Bilkent mezunu olmak özellikle yazılım sektöründe saygın mezunlar arasında sayılmamıza neden oldu. Diğer yandan uluslararası tanınırlığı sebebiyle ülke dışında da iş fırsatlarına kolayca ulaşmamızda öncü olduğunu deneyimlemiş bulunmaktayım.
11. Bilkent öğrencilerine sosyal ve akademik hayatı dengelemeleri için önerileriniz var mı?
Bilkent yoğun bir tempoda çalışmayı ve yüksek yoğunlukta bilgi aktarımının olduğu bir üniversite olsa da okuyan öğrencilere ve/veya öğrencisi olmak isteyenlere tavsiyem bir an evvel okulu bitirmek yerine okulun tüm nimetlerinden faydalanarak ve özümseyerek akademik hayatlarını geçirmelerini öneririm. Yani okul sürelerini uzatsalar bile farklı disiplinlerden dersler almayı, kendi disiplinleri ile diğerlerini sentezleyerek araştırma yapmalarını, kültürel aktivitelere katılımı, insan ağı oluşturmayı ve okurken çalışmayı öneririm. Bu yöntemle hem sosyal hem de akademik anlamda ciddi oranda başarılı olacaklarını düşünmekteyim.
12. Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere (özellikle kendi bölümünüzdeki) tavsiyeleriniz nelerdir?
Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri bölümüne başlayacak kardeşlerime özellikle yazılım tabanlı yeteneklerini tüm güçleriyle artırmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bir mühendisten daha çok piyasaya yönelik olduklarından başarılarını perçinleyeceği inancındayım. Diğer yandan bölümümüzün en güzel özelliklerinden ve yine mühendislik fakültelerinden bir adım önde olan yönetsel içerikli dersleri deneyimleyecekleri staj derslerini de gerekiyorsa ekstra tatillerinde zaman ayırarak yapmalarında fayda olacaktır.
Son olarak yazılım sektöründe memnuniyet verici olan bölümümüzün tanınırlığı ve güvenirliğini artırıcı bir etmen olarak kendi alanımız dışında farklı çalışma alanlarıyla örtüşen alan uzmanlıkları edinmelerini ve bunu özellikle üniversitede veya akademik olarak devam edecekleri master/doktora programlarında uygulamalarını tavsiye ederim. Başarının tek yolu araştırmak, kolektif çalışmak, tecrübeye saygı, sürekli sormak ve sorunu çözene kadar sürekli denemekten geçtiğini de yeni jenerasyon arkadaşlarıma salık veririm. Çünkü bu konuda maalesef bizlerde ciddi zorluklar yaşamaktayız. Sizin için büyük bir artı olacağı inancındayım.