Mart ayın da Gazete Bilkent’in ilk mezun konuğu İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü mezunu olan Pelin Gürol Öngören ile röportajımız da bölümünün avantaj ve dezavantajlarını, Bilkent Üniversitesi ile hala bağının nasıl devam ettiğini ve Bilkent yıllarını konuştuk.
Gazete Bilkent: Öncelikle adınız ve soyadınızı öğrenebilirmiyiz? Kendinizden, eğitim ve iş hayatı sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Pelin Gürol Öngören: 1979 Ankara doğumluyum. 1997 yılında TED Ankara Koleji’nden mezun oldum ve Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümüne girdim. Lisans eğitimimi tamamladığım yıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans programına kabul edildim. Yüksek Lisans eğitimimin ardından, ODTÜ’de Mimarlık Tarihi Doktora programının açılmasıyla programın ilk doktora öğrencisi olarak eğitimime devam ettim. 2012 yılının Ağustos ayında doktora diplomamı aldım. 2003 yılında Yüksek Lisans eğitimi sırasında American Research Institute in Turkey (ARIT)’in Ankara Şubesinde çalışmaya başladım. Türkiye’de kültürel konularda araştırmalar yapan nitelikli öğretim üyeleri ve lisansüstü öğrencilerin çalışmalarına destek olmak, burslar dağıtmak, konferanslar vermek, kitaplık sunmak ve diğer araştırma kolaylıkları ve imkânları sağlamak gibi misyonları olan bu kurumda halen çalışmaktayım.
Gazete Bilkent: Üniversite eğitimi için Bilkent’i seçme nedeniniz nelerdi?
Pelin Gürol Öngören : Bilkent’in çok iyi bir üniversite olması sebebiyle tercih etmiştim. Ne kadar doğru bir tercih olduğunu özellikle mezun olduktan sonra daha iyi anladım. Yüksek Lisans ve doktora süresince yurtdışında katıldığım çeşitli sempozyum ve workshoplarda Bilkent Üniversitesinin yakından tanınıyor olması bu başarısının artarak devam ettiğinin bir göstergesi diye düşünüyorum.
Gazete Bilkent: Hangi bölümden mezun oldunuz? Bu bölümü tercih etme nedeniniz nelerdi?
Pelin Gürol Öngören : İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun olan bir yakınımın bu bölüm ile ilgili olumlu düşüncelerinden çok etkilenmiştim. Tasarım üzerine bir alanda kendimi geliştirmek istediğim için bu bölümü tercih etmiştim.
Gazete Bilkent: Okuduğunuz süreçte veya sonrasında bu bölümü okuduğunuz için bir pişmanlık duydunuz mu? Eğer şansınız olsaydı başka bir bölümde okumak ister miydiniz?
Pelin Gürol Öngören : Okuduğum süreçte derslerin yoğunluğundan dolayı zaman zaman karamsarlığa düştüğüm olmuştu. Diğer bölümlerde okuyan arkadaşlarımın üniversitenin öğrencilerine sunduğu özellikle sosyal olanaklardan daha verimli bir şekilde yararlandıklarını düşünürdüm. Ama yine de okuduğum bölümden memnundum ve bu memnuniyetim mezun olduktan sonra daha da arttı diyebilirim.
Gazete Bilkent: Sizce Bilkentli olmak bir ayrıcalık mıdır? Bunu okurken ya da mezun olduktan sonra nerelerde gördünüz?
Pelin Gürol Öngören: Kesinlikle evet. Bilkent mezunu olmak pek çok yerde bana çok büyük bir avantaj sağladı. Çalıştığım kuruma kabul edilmemin ardında Bilkent mezunu olmamın ve dolayısıyla yabancı dile olan hakimiyetimin bana fayda sağladığını görmüştüm. Bunun yanı sıra, mimarlık tarihi alanında doktora yapmış bir kişi olarak, Bilkent’te eğitimini aldığım mimarlık alanındaki temel üzerine Yüksek Lisans ve Doktora sürecinde özellikle mimarlık, tarih, siyaset bilimi, arkeoloji ve müzecilik alanlarında üretilen bilgiyi ekleyerek disiplinlerarası bir çerçeveden bakan bir çalışma ortaya koyabildim.
Gazete Bilkent: Okuduğunuz dönemde bölümünüzde en sevdiğiniz hocalarınız kimlerdi ve dersleriniz nelerdi?
Pelin Gürol Öngören: Seçmiş olduğum yola katkı sağladığı için “Introduction to Art and Culture I/II” ve “History of Built Environment I/II” gibi zorunlu ve “Contemporary Architecture” gibi seçmeli ve tarih içerikli dersler öğrenciliğim boyunca en sevdiğim dersler olmuştu. Bu doğrultuda bu dersleri veren hocalarımın yaklaşımı benim bu alanda ilerlememe aracı oldu. Tasarım stüdyosu hocalarından Nilgün Çarkacı’nın da vizyonumun gelişmesine çok katkısı olduğunu söyleyebilirim.
Gazete Bilkent: Okuduğunuz dönemde keşke yapsaydım ve ya yapmasaydım dediğiniz şeyler var mı?
Pelin Gürol Öngören: Bölümdeki eğitim yoğunluğundan dolayı üniversitenin sahip olduğu dinamik kampüs yaşantısından yeterince yararlanamadığımı düşünüyorum. Bu doğrultuda keşkelerim çok var. Örnek vermek gerekirse Bahar Şenlikleri zamanı bizim bölüm olarak hiç uyumadığımız günlere denk gelirdi, o yüzden bu dönemdeki etkinlere mezun olduktan sonra daha çok katılabilmiştim.
Gazete Bilkent: Okuduğunuz dönemde aktif olduğunuz bir etkinlik, kulüp ya da okul takımı var mıydı?
Pelin Gürol Öngören: Malesef daha önce de bahsettiğim gibi okurken çok geniş zamanlara sahip olamadım ama vakit bulduğumda özellikle de yaz aylarında tenis kortlarından çok faydalanmıştım.
Gazete Bilkent: Geleceğe yönelik planlarınız nedir?
Pelin Gürol Öngören: Doktora tezimi kitap haline getirme projem var. Bunun yanı sıra, akademik yayınlara ağırlık vermeyi ve doçent olmayı planlıyorum.
Gazete Bilkent: Hala Bilkent ile bağınız devam ediyor mu?
Pelin Gürol Öngören: Hala devam ediyor şöyle ki; doktora tezimi yazma sürecinin son evreleri tamamiyle Bilkent Kütüphanesinde geçti. Hem kitaplara erişebilir olmak hem de kütüphane ortamının yazma sürecine çok uygun olması itibariyle orada çalışmak bana çok kolaylık sağlamıştı. Ayrıca Mezunlar günü etkinliğini ve Bilkent Senfoni Orkestrasının konserlerini sıkı takip ederim. Bunun yanı sıra, ana kampüs içindeki büyük yeşil alan zaman zaman mezun arkadaşlarımla buluştuğum ve çok keyif aldığımız bir yerdir. Dolayısıyla pek çok açıdan hala Bilkent ile bağım devam ediyor.
Gazete Bilkent: Son olarak başarılı bir mezun olarak Bilkentli öğrencilere vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Pelin Gürol Öngören: Üniversite eğitiminin sadece derslere katılmaktan ve derslerde başarı göstermekten ibaret değil sanırım. Bilkent Üniversitesinde okuyarak zaten şanslı bir konumda olan öğrencilerin, üniversitenin sunduğu tüm imkanları kullanmalarını ve bu durumu avantaja çevirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Üniversite yılları daha sonra hep özlemle anılıyor o yüzden öğrencilere bu yılları olabildiğince dolu dolu ve renkli geçirmelerini tavsiye ederim.
Çok teşekkürler…
Gazete Bilkent: Mezunumuz Pelin hanıma bizimle güzel Bilkent anılarını paylaştığı ve vaktini ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz.