Her Geçen gün Türk Hava Yolları yasaklarına yeni yasaklar eklemeye devam ediyor. Hatırlarsanız THY İç Hat Uçuşlarında içki ikramını yasaklamıştı; bu yasak hem yolcuların hem de halkın büyük bir tepkisine neden olmuştu. Ayrıca, Ünlü Modacı Dilek Hanif’in Türk Hava Yolu’na tasarladığı Kabin Memurları kıyafetleri basına sızınca Sosyal Medya’da alay konusu olmuştu.
Son Üç gündür THY’nin Kırmızı Ruj yasağı Türkiye’nin gündemini meşgul etmektedir ve hatta Kırmızı Ruj yasağının gazetelere manşet olmasından sonra yasağa tepkiler gelmekte gecikmedi. Ve hatta Kırmızı Ruj yasağı Sosyal Medya’da tepkilere neden oldu. THY’nin kırmızı ruj yasağına Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in tepkisi sert oldu. Gürsel Tekin açıklamasında söyle demiştir:” Kırmızı ruj bundan sonra yasak THY’de… Yavaş yavaş. Rujdan başlarlar. Bunun izahı yok. Ona yasak getir, buna yasak getir. 30 yaşındaki bir kadının nasıl makyaj yapacağına ne zamandan beri kamu yöneticileri karar veriyor? Bir psikoloğa sormamız lazım. Bunun bir tek adı var, sapıklıktır”
Peki Kırmız Ruj Yasağının içeriğinde neler var? THY kabin memurlarının kullanacakları ruj renklerine standart getirmiştir ve hatta bununla yetinmeyip, tepeden yapılacak topuz, peruk ve platin sarısı saçının kullanımına yasak getirmiştir. Kabin Memurlarının bağlı olduğu Kabin Hizmetleri Başkanlığı tarafından yayınlanan yönetmelikte, makyajın zorunlu olduğuna dikkat çekilerek, kullanılacak ruj renginin tene uyumlu, pastel tonlarda olması istenmiştir.
THY yöntemi bu kararı “Yolculardan da gelen tepkiler” üzerine aldıklarını belirtmişlerdir. Hatta bu yönetmelikle Hosteslerin dövme yaptırması yasaklanmıştır. Bu yasakla dövme yaptırmanın önüne geçilmek istenmiştir ve hatta THY hostes alımlarında vücudunda dövme olan hostes adaylarına hiç şans tanımadıklarını ve hatta sınava bile girmelerine izin verilmemesini gazetede okuduğumda hayretler içerisinde kaldım. Kanımca, THY bu yasakla kurumda çalışmaya hevesli olan nitelikleri elemanları kaybetmeye mahkûmdur ve buna ilaveten, bu yasak nitelikli elemanların başka havayolu şirketlerinde çalışmayı tercih etmesine sebep olacaktır.
Öte yandan, THY yönetimi gelen tepkiler üzerine açıklama yapma gereğini duydu. Yaptıkları açıklamada şunları söylemişlerdir;” Ortaklığımızın mevcut üniformasında yer almayan kırmızı, koyu pembe ve benzeri renkte oje ve ruj da görsel bütünlüğü bozmaktadır. Kabin ekiplerinin yolcuya servis esnasında en çok göz önünde olan ellerinin ve yüzlerinin görünümü ayrı bir önem taşıdığı gibi doğal bir görüntünün iletişimde daha ılımlı ve ulaşılabilir bir etki yarattığı da tecrübe edilmiştir” Yapılan açıklamada, personelin sade, bakımlı olması ve makyajın pastel tonlarda yapılması tercih edildiği belirtilmiştir.
Buna ek olarak, THY yönetimi bu uygulamaların yönetim tasarrufunda değil tersine uçuş emniyeti ve müşteri memnuniyeti kapsamında marka algısını güçlendirmek ve görsel bütünlüğü sağlanmak için yaptıkları çalışmaları sonucunda alınan kararlar olduğunu belirtmişlerdir. Şahsen, THY yönetiminin bu yönetmelikle kabin memurlarını belli bir giyim ve makyaj kalıbı içerisine koymaya zorladıklarını düşünmekteyim. Kanımca, çeşitliliğe ve farklılığa tahammülleri yok.
Öte Yandan, THY’nin aksine Yurtdışındaki bazı havayolu şirketleri kabin memurlarının kırmızı ruj kullanmasına izin veriliyor. Örneğin, ABD’deki havayolu şirketleri kabin ekiplerinin kırmızı ruj kullanmasını istemiştir ve 10 bin metrede dışarıdan çok güçlü ışık nedeniyle kabin ekiplerinin iyi makyaj yapmasını, bazen çarpıcı renk kullanmasını tavsiye etmişlerdir. Buna ek olarak, İngiliz Virgin Atlantik Havayolları’ndaki kabin memurları havayolunun ana rengi olan kırmızı ruju kullanıyor ve yolcuların bu ruja büyük talep göstermesi nedeniyle Virgin Atlantik Havayolları “Upper Class Red” adlı ruj markasını yaratmışlardır ve bu rujları 15 Sterlinden(yaklaşık 42 TL) satımı yapılmaktadır. Son olarak, bir kamu kuruluşunun yetişkin bir kabin memuresinin giyim tarzına, makyaj yapılmasının karışılmasına ve hatta belli bir kalıp içerisine sokulmasına karşıyım. Bu yasağa gelen tepkileri çok olumlu karşılıyorum ancak, bu tip yasaklar karşında toplumunuzun bir kesimi sessiz kalmayı tercih ediyor. Umarım, bu yasakların ardı arkası kesilir ve son bulur.
Yazan: Alkım Onar 30 Nisan 2013