Bu hikayedeki kişiler ve kurumlar tamamen gerçek, olaylar olmamış olması istenecek kadar gerçek dışı, duygu düşünce ve yorumlar ise tamamen hayal ürünüdür.
ODTÜ’de şaşırtan olaylar zinciri. Önce kendi mezunlarının da aralarında bulunduğu bir teknik ekibin eseri olan Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılması için okula gelen Başbakan’ı protesto ettiler. Protesto da neymiş? Öğrenci dediğin tepki göstermez susup oturur. Başbakan geliyorsa sessizce dinlenir Başbakan’ın konuşması. Başbakan kayıtsız şartsız sevilir.
Gerçi Başbakan temkinli gelmişti.105 koruma aracı, 20 zırhlı araç ve 3600 polis vardı yanında. Bir nevi savaşa gidiyordu zaten ve bunun farkındaydı. Öğrencilerin üzerlerine gaz bombası, biber gazı ve tazyikli su sıkıldı. Başbakan’ın da gazdan etkilenmesi üzüntüye yol açtı. Öğrencilerin gazdan etkilenmesiyse çok önemli değildi. Tabi yeterli de değildi gaz bombası, onlar aslında öğrenci kılıklı teröristlerdi. Hatta nasıl olduysa ODTÜ içinde başka üniversitelerden de öğrenci kılıklı teröristler vardı. Hacettepe ve Ankara Üniversite’lerinden de ODTÜ’ye sızmışlardı. Sabaha karşı evleri basıldı tutuklandılar, Silivri’ye diğer teröristlerin yanlarına gönderilecekleri beklenirken mahkeme öğrencileri serbest bıraktı. Bir daha ki sefere artık diye düşündükleri sanılıyor.
ODTÜ rektörlüğünden polise gelen kınama tam herkesi şaşkına çevirecekti ki olayın gerçek yüzü anlaşıldı. Bu terörist gruplar rektörlüğü basıp tehdit etmişler açıklama yapılması için. Rektörlük de ne yapsın, eli kolu bağlı yazmış dediklerini. Yoksa rektörlük nasıl desteklesin öğrencilerini. Zaten ODTÜ’yü bilirsiniz öyle sessiz sakin tepkisiz bir okuldur aslında. Rektör de şaşkın o nedenle. “Nasıl yani bizim öğrenciler yapmaz öyle şey!” şeklinde açıklama bekleniyor rektörden.
Hemen ardından da diğer üniversiteler de harekete geçti, bir açıklama da onlardan geldi. ODTÜ’deki olayları kınadılar. Başbakan’ın “Sizin yetiştirdiğiniz öğrenciler bunlarsa Türkiye bitmiş demektir.” sözü alkış topladı. Gerçi kendi partisini kuranlardan, milletvekillerinden ve hatta bakanlardan bazıları da ODTÜ’lü ama şimdilerde bu ODTÜ’den mezun AKP’li bakan ve milletvekillerinden eski okullarını kınayan açıklamalar bekleniyor. Zaten Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri olduğu haberlerinin de uydurma haber olduğu düşünülüyor.
YÖK de bu olaylara sessiz kalamadı. En temel ilkenin özgürlük olduğunun altını çizen YÖK, hem öğrencilerin, hem akademisyenlerin hem de kampüse gelen misafirlerin ifade özgürlüğünün önemli olduğunu, ancak misafirin ifade özgürlüğünün öğrenciden önce geldiğini düşünerek olayların incelenmesi için 21 Aralık’ta YÖK Denetleme Kurulu’nu görevlendirdiği öğrenildi. tabi öğrenci özgürlüğü bir yere kadar. Mühim olan Başbakan konuşsun özgürce.
14 polisin yaralandığı belirtilirken başına gelen gaz bombası nedeniyle beyin kanaması geçiren Ankara Üniversitesi öğrencisi Barış Barışığı da arkadaşlarının yaraladığı düşünülüyor. Öğrenciyi ziyaret eden MHP milletvekili de hatasını anlayıp özür açıklaması yayınladı. Zaten bu öğrencilerin sabıkaları da epey kabarıktı. Birçoğu marjinal sol gruplara üyeydi. Daha önce okullarına gelen pek çok devlet adamını da protesto etmişlerdi. Hatta aynı grup geçtiğimiz günlerde ODTÜ’de Ateizm Sempozyumu, Evrim Konferansı gibi organizasyonlarda bulunmuştu. Hatta Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine de engel olmak istemişlerdi. Dikkatle düşünüldüğünde hepsi birbiriyle bağlantılı gözüküyordu.
Şimdi kara kara düşünüyoruz ülkece: Ne olacak bu ODTÜ’nün hali? Daha doğrusu ne olacak bu hükümet yanlısı yazıların, haberlerin, habercileri, gazetelerin sonu? Daha ne kadar abartılı anlatılacak olaylar? Sanırsınız ki cinayetten yargılanıyor bu öğrenciler, hatta katliam yapmışlar. Hatta atalım bunları ülkeden. Ha pardon unutmuşum katliam yapmak o kadar büyük suç değildi bizim ülkemizde.