İsrail yakın zamanda ABD Başkanı Obama’nın ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ziyaretlerinden sonra önemli bir konuğu daha ağırladı: Yakın zamanda göreve gelmiş olan Savunma Bakanı Chuck Hagel. Hagel, göreve geldikten sonra önce Afganistan’ı, ikinci olarak da İsrail’i ziyaret etti.
Ziyaretin önemi ise, Haziran’da genel seçimlere gidecek İran’ın nükleer politikasına karşı nasıl bir yöntem izleneceği üzerine yapılan açıklamalardan kaynaklanıyor. Daha önce bilindiği üzere, Cumhuriyetçi olmasına rağmen Yahudi lobisince “İsrail’i yeterince destekliyor görünmediği ve İran’a karşı yeterince sert bir tavır takınmadığı” için eleştirilen Hagel, bu İsrail ziyaretinde ise başkan Obama’nın görüşlerini paylaştığını belirten açıklamalar yaptı.
Daha öncesinde hükümetin yaptığı askeri harcamaların, İsrail’e yapılan desteğin kısmen abartılı olduğunu düşünen Hagel, bu ziyaretinde “askeri seçeneklerin de her zaman masada bulunduğunu” belirtir mahiyette açıklamalar yaptı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile beraber düzenledikleri basın toplantısında Hagel, “İnanıyorum ki beraberce müttefiklerimizle ve dostlarımızla çalışarak ülkeniz ve ülkem için ne doğruysa yapabilir, bu bölgeyi daha iyi ve daha güvenli bir bölge, İsrail’i daha emin kılabiliriz. Haydi çalışmaya başlayalım.” dedi.
Netanyahu’dan bir gün önce İsrail Savunma Bakanı Moshe Yaalon’la bir araya gelen Hagel, hükümetin 2017’de sona erecek şekilde yıllık 3 milyar dolarlık mevcut harcamanın sonrasında İsrail için daha fazla savunma yardımı yapmayı planladığını söyledi. Bu plansa füze, savaş uçağı radarları, askeri birlik taşıma uçakları ve yakıt ikmal jetlerini kapsayan bir yardımı içeriyor.
Bu yardımların İran’ın nükleer politikalarına karşı olduğu aşikâr. Nitekim “Başkan’ın İran konusundaki duruşunu destekliyorum. Burada gayet basit şekilde belirttiğim gibi, İran’a karşı duruşumuz İran’ın bir nükleer silah geliştirmesini engellemeye yöneliktir. Duruşumuz İran’ın nükleer silah geliştirmesine asla izin vermemektir.” diyen Hagel, “askeri seçenekler dahil bütün seçeneklerin İran’la anlaşma sağlama konusunda masada kalması gerektiğinin” altını çizdi.
İsrail tarafında ise nispeten sabırlı bir bekleyiş hakim. Uzun zamandır BM ile Tahran arasında nükleer politikalar üzerine yapılan müzakerelerden dolayı saldırgan tutumuna ara veren İsrail, Hagel’in bu ziyaretiyle beraber “başka seçeneklerin de askeri seçeneklerden evvel, İran’a karşı kullanılması gerektiğini”savundu. 22 Nisan’da yaptığı basın toplantısında İsrail Savunma Bakanı Moshe Yaalon, İran’a karşı “diplomasinin, ekonomik yaptırımların ve İran’daki muhalefete “manevi destek” yolunun kullanılmasını” desteklediğini söyledi.
Bu ziyaret her ne kadar iki müttefik ülkenin bir güç gösterisi olarak ilk başta görülse bile, aslında iki ülkenin de İran’ın nükleer politikalarına karşı olan belirsiz tavrın da habercisi olabilir. Nitekim Chuck Hagel, Yahudi lobisi yüzünden zorlukla geldiği görevinde iyi bir ilk izlenim bırakma adına bu açıklamaları yapmış olabilir. Çünkü bu durumun aksine Hagel, Cumhuriyetçiler arasında İsrail’e karşı farklı duruşuyla dikkat çeken bir adam. Bu farklı duruşu gelecek zamanlarda, özellikle Haziran’da İran’da olacak seçimlerle beraber kendisini gösterecektir.