İnsanoğlu unutan varlık…doğduğu yeri, geldiği yeri, yaşanılan acıları, verilen mücadeleleri unutur insan. Gün gelir anasını babasını bile unutur! Yaşanılan büyük acıları da unutmak için de zamana ihtiyaç duyar, ona sıkı sıkı sarılır. Gün gelecek unutacağım ümidiyle bekler, bekler… İyi de kardeşim her şeyi de zamanla unutamazsın ki! Gözyaşı akar gider zamanla evet, ama dökülen kan ne olacak! Giden canlar…Bir mektupla ‘gelin helalleşelim’ çağrısıyla mı unutacağız! Birileri terörü mücadele, teröristi aktivist yapınca mı ? Bizim kuşağımız PKK terörizmiyle dünyaya gözünü açtı. Bunun 80’de yapılan devlet terörünün bir sonucu olduğunu daha sonra öğrendik. Uğur Mumcu gibi PKK- MİT bağlantısını araştırdığı sırada katledilen gazetecileri de unutmadık! Şu an bir bakıyoruz görüşmeler başlamış, ‘barış’ ümidi her yanı sarmış, mektuplar gidip gelmekte… Çekilme tarihleri veriliyor… Akıllı insanlar türemiş, barışın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlatıyorlar. Kötü diyen varmış gibi. Sorun şu, ben çözüm süreciyle ilgili her şeyi Apo’nun mektuplarından Kandil’de yapılan açıklamalardan, BDP milletvekillerinin ekranlarda yaptığı konuşmalardan öğrenmek istemiyorum. Hükümet kimseye bilgi vermediği gibi, soru soranları da barışa köstek olmakla suçluyor. Bize inanın kimseyle bir pazarlık yapmadık diyorlar. ‘Unutan insanlar’ olabilir ama ‘teröristle görüşen şerefsizdir!’, ‘teröristle kucaklaşan BDP’lilerin vekillikleri düşecektir’ yaklaşımından ışınlandık bugüne… E biraz şüphe de hakkımız olsun!
Light Komutan
CHP’li Muharrem İnce, Yalova’dan light komutanlara ve NATO paşalarına selam söylemiş. Bunları darbe yapma gücü kalmamış bir orduya söylediği aşikar. İyi ki de öyle, aksi halde başı fena halde derde girerdi. ‘Yeni’ CHP’nin eski kafalarla ilerlemesi çok zor. Bilinç altına yerleşmiş bir alışkanlık İnce’deki. Baykal döneminde askere dönerek ‘görmüyor musunuz yahu! Asker hala neyi bekliyor, adamlar basbayağı laik rejimi tehdit ediyorlar, irtica ediyorlar’ diye fırsatçı bir tutum içindeydi CHP. O gün hazır olda durdukları komutanlar şu an içerde. Onlarda NATO komutanıydı üstelik… Haklı ya da haksız, seçimle başa gelmiş hükümetler, askeri müdahalelerle yerinden edilemez. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve halkla el ele vererek, bunu başarmak zorundadır. Demokrasi böyle bir şey…
Milli İçki
Çıkın açık açık söyleyin. Biz ideolojimiz gereği yahut dinimiz gereği içkiyi haram ayranı helal bildik!’ deyin. Bunu biz anlıyoruz anlamasına da araya artık alıştığımız şekilde ‘Tek Parti’ eleştirisini ve Anayasa maddesini sıkıştırınca insanın gülesi geliyor. Evet ayranımız yoğurdumuz çok kıymetlidir, bayılırız..ama uluslararası arenada özellikle Amerika’da Yunan yoğurdu ve ayranı olarak da bilinir bunlar. Hatta New York’ta yaşayan ve yarattığı Chobani ( Çoban) yoğurt markasını Amerika’da bir numaraya taşıyan Erzincanlı işadamımız Hamdi Ulukaya da pazarlama stratejisi gereği ürünlerini Yunan yoğurdu olarak satıyor. Fakat bir markete girdiğinizde bu Çin marketi bile olsa ‘Turkish Rakı’ sizi bütün milliliğiyle köşesinde bekliyor olacaktır. Ne de olsa yapma değil ‘original!’.