Dünyanın birçok yerinde, uluslararası otoritelerce terör örgütü olarak kabul edilmiş yapılar; başta şiddet olmak üzere birçok yol üzerinden terör faaliyeti yürütmektedir. Dünya gündeminden düşmeyen terör, henüz kavramı tanımlama aşamasında bile ihtilaflar yaratmaktadır. Terör ve terör örgütü, uluslararası ilişkiler disiplinin en tartışmalı terimlerinden kabul edilebilir çünkü bir olayı terör, bir yapıyı terör örgütü olarak tanımlamak; ona karşı belirlenmiş bir tavır oluşturmayı ve illegal bir statü addetmeyi peşi sıra getirir. Ülkelerin ve uluslar arası organizasyonların, ideolojik yapıları, siyasi yahut ekonomik emelleri; karşı karşıya kalınan durumu terör olarak adlandırmalarında belirleyicidir. Bu durum, terörü daha tanım aşamasından problemli bir statüye getirir. Bu yazıda odak noktamız, her aşaması ayrı bir ihtilaf barındıran terörü sonlandırırken, şiddete ve siyasi çözüme başvurmanın farklarını Sri Lanka ve Tamil Kaplanları üzerinden tartışmaktır.
Türkiye Cumhuriyeti olarak, 80’lerden bu yana teröre karşı verdiğimiz mücadeleyi analiz ederken; dünyada bu tarz sorunlar yaşayan tek ülke olmadığımızı zaman zaman hatırlamalıyız. Böylece, sürece yön veren karar alıcılar, başka ülkelerin tecrübelerini yol gösterici olarak kullanabilirler. Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları(LTTE), Sri Lanka sınırlarında yaşayan ve ayrımcılığa maruz kaldıklarını düşünen Hindu-Tamiller tarafından 1976 yılında kurulmuştur. (Van de Voorde, 184)Kuruluşlarından bu yana, Sri Lanka’nın kuzeybatısında bağımsız bir devlet kurmak için ciddi anlamda kanlı bir mücadele vermektedirler. Öyle ki Tamil Kaplanları şiddeti en sık ve en ağır şekilde kullanan terör örgütü olarak adlandırılabilirler. Tamillerin, azınlık oldukları ülkede, çoğunluğu nüfusun %74 ünü kapsayarak Budist Sinhaleseler oluşturuyor.(Thompson, 33) Tamiller, canlı bomba, sinir gazı gibi etkili yöntemlerle çok sayıda toplu sivil ve asker ölümüne yol açtılar. Başvurdukları şiddetin oranını göstermek için, dünyada kendisine ait donanması ve deniz birimi olan tek terör örgütü olduklarını ve saldırılarıyla Sri Lanka Deniz Kuvvetleri’nin üçte birini yok ettiklerini söyleyebiliriz. Bu kadar etkili bir terör örgütü karşısında, Sri Lanka hükümeti de çözümü şiddet kullanımında aradı; Tamil bölgesindeki sivillere ve Tamil kaplanlarına ağır saldırılar düzenledi.( Cécile Van de Voorde, 188)
Bu tarihi süreçte, hem Tamiller hem Sinhaleseler ciddi kayıplar verdiler ve şiddetin dozu arttıkça süreç daha da çıkmaza girdi. Aslında, Sri Lanka meclisinde Tamilleri destekleyen bir parti vardı ama oldukça az sayıda vekille bu mücadeleyi siyasi yolla yürütmesi zordu. (Ganguly, 905) 2002 yılında, Tamiller ve Sri Lanka hükümeti Oslo’da masaya oturdu. Fakat Tamil ulusu kendi kaderini tayin etmesi gerektiğini söylüyor; Sri Lanka hükümeti de egemenliğinden ve bütünlüğünden bahsediyordu. Her iki tarafın da, çözümden çok kavramlara odaklanması süreci uzattı ve Oslo’da kalıcı bir çözüme ulaşılamadı. (Ganguly, 903) 2009 yılında Tamiller tekrar toparlanamayacakları kadar büyük bir kayıp alınca eylemlerine son verdiler ve Sri Lanka hükümeti terörü terör yoluyla sona erdirdi. (Bandarage, 103-104)
Tamil Kaplanlarının saldırıları sona erdi fakat Tamil halkının talepleri ya da devletin huzurunu sağlayacak başka bir siyasi çözüm getirildi mi? Maalesef bu soruya olumlu bir yanıt vermek mümkün değil. Şiddetin kısmen sona erdirilmesi, uzun vadede çözüm getirmiyor. Karar alıcılar, terör örgütüyle masaya oturmayı kabul ettikleri anda kendi sınırları içinde yaşayan halkların uzun süreli refahlarını sağlayabilmek için; politik ve sosyal imtiyazları kabul edip; şiddeti bitirme odaklı değil, siyasal güvence odaklı bir arayışta olmalılar. Sri Lanka örneği üzerinden, İmralı görüşmelerinin yapıldığı şu günlerde, kesin siyasi çözümlere ulaşmanın hem Kürt hem Türk halkı için getireceği güvenceyi tahmin etmek mümkün. Mühim olan, PKK’nın eylemlerine son vermek değil; bir daha böyle eylemler yapmaya zemin hazırlayacak ortamlar oluşmasına engel olmak; buna fırsat vermeyecek toplumsal yapılar, kardeşlikler oluşturmak ki yurtta bir sulha erişilebilsin.
Kaynaklar:
“Towards Peace with Justice in Sri Lanka: An Alternative Perspective” Asoka Bandarage
India Quarterly: A Journal of International Affairs 2012 68: 103
“Hosting Terrorism: The Liberation Tigers of Tamil Eelam in Canada” John Thompson.
Terror in the Peaceable Kingdom, Edited by Daveed Gartenstein-Ross & Senator Linda Frum FDD Press. pp. 31-46.
“Sri Lankan Terrorism: Assessing and Responding to the Threat of the Liberation Tigers of Tamil Eelam (LTTE)” Cécile Van de Voorde.
Police Practice and Research,Vol. 6, No. 2, May 2005, pp. 181–199.
“Sri Lanka’s ethnic conflict: at a crossroad between peace and war” Rajat Ganguly.
Third World Quarterly, 25:5, 903-918