Gazete Bilkent Politika Birimi olarak 46. ve 47. Hükümetlerde Kültür Bakanı, 54. Hükümet Devlet Bakanı ve son olarak da Demokrat Parti Genel Başkanlığı görevinde bulunmuş Sayın Namık Kemal ZEYBEK’in evinde misafiri olduk. Editörlüğünün son günlerini yaşayan Politika editörüm Yağız Baltacı ile beraber çok hoş bir röportaj gerçekleştirdik. Namık Kemal ZEYBEK’te içten tavırları ile soğuk ve karlı  Ankara havasında içimizi ısıttı. Geçmişten günümüze siyasi yolculuğa çıkacağınız röportajımızı zevkle okuyacağınıza inanıyoruz.

Gazete Bilkent: 40 yılı aşkın aktif siyasetin içinde bulundunuz. Şu an ne ile meşgulsünüz?

N.Kemal ZEYBEK: Ahmet Yesevi Vakfı’nı yönetiyorum ve kitap yazmakla meşgulüm.

 BEN TÜRKÇÜYÜM

Gazete Bilkent: Ahmet Yesevi sizin için neden bu kadar önemli?

N.Kemal ZEYBEK: Birincisi ben Türkçüyüm. Türkçülük ideolojimde iki kişinin büyük etkisi vardır. Bu kişiler Ziya Gökalp ve Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ben onların çizgisinde Türkçüyüm. Peki Türkçülük ile Ahmet Yesevi’nin ne ilgisi var? Türklük, Türkçeden vazgeçmiş iken, Türkler Farsça konuşuyorken, Ahmet Yesevi ile Türkçe tekrar dirildi. Türklere müslümanlığı o anlattı ve Türk Müslümanlığı, eski gök tanrı inancı ile yeni dinin birleşiminden meydana gelmiş Türk Müslümanlığıdır. Onun için ben de Türkçü olarak din de de dil de de Ahmet Yesevi yolundayım.

 

Gazete Bilkent: Kendinizi tanımlarken Türkçü demeyi mi tercih ediyorsunuz?

N.Kemal ZEYBEK: Evet türkçüyüm ben.

 

Gazete Bilkent: Mhp çizgisinden uzaklaşmanızın Türkçülük ile alakası var mı?

N.Kemal ZEYBEK: Ben mi MHP’den uzaklaştım yoksa MHP’mi benim çizgimden uzaklaştı?

 ÖZAL TÜRKÇÜ DEĞİLDİ

Gazete Bilkent: Anavatan Partisi’ne geçince nasıl karşılandı Türkçülük düşünceniz?

N.Kemal ZEYBEK: Ben ANAP’ta siyaset yaparken de belirttim Türkçülük düşüncelerimi.

 

Gazete Bilkent: Neden Anavatan Partisi’ni seçtiniz?

N.Kemal ZEYBEK: 1987 seçimlerinden önce şimdi ki Doğan Holding’te koordinatördüm. Hasan Celal Güzel milletvekilliği teklifinde bulundu. ‘‘Patron, sizin milletvekili olmanızı istiyor.’’ dedi. Patron dediği kişi Turgut Özal. Ben de kabul ettim. MHP dönemimde neye inanıp neyi anlatıyorsam ANAP dönemimde de ideolojik olarak aynı şeyleri savundum.

 

Gazete Bilkent: ANAP’tan ayrılma süreci nasıl yaşandı?

N.Kemal ZEYBEK: Ben ANAP’tan ayrılırken genel başkan yardımcılığını ve başbakan yardımcılığını reddederek ayrıldım. Mesut Yılmaz teklif etmişti. Teklifi reddettim ve genel başkanlık yarışını Yılmaz kazanınca da partiden ayrıldım. Genel başkanlığa aday olma durumum vardı ama süreci yürütmeyi beceremedim. Özal beni desteklediği halde ben başaramadım.

 

Gazete Bilkent: Özal sizin mi olmanızı istiyordu.?

N.Kemal ZEYBEK: Bana öyle dedi. “Adaylığını koy, ben seni destekleyeceğim.’’ dedi. Sonrasında partiden ayrılınca da kızdı bana.

 

Sayın Zeybek ile röportajımız samimi bir havada geçti

Sayın Zeybek ile röportajımız samimi bir havada geçti

Gazete Bilkent: Özal’ın siyasi düşünceleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

N.Kemal ZEYBEK: Özal, Türkçü değildi. Osmanlıcıydı ama bugünkü Osmanlıcılar gibi değildi, modernisti. Görüşlerimiz bazı konularda ayrı da olsa Özal’ı severdim. Özal’ın düşüncesi şuydu: “Kürtleri neden başkaları kullansın? Kürtler bizimle beraber, bizim insanımız, biz bunları değerlendirmeliyiz.’’ Özal’ın kafasında federasyon dahil çok şey vardı. Musul ve Kerkük’ün alınması emrini vermişti mesela ama dinletemedi.

 

Gazete Bilkent: Özal ile bu kadar farklı düşünceleriniz varken Özal sizi neden sevip destekledi?

N.Kemal ZEYBEK: Birleştiğimiz iki nokta vardı. Birisi tasavvuf, diğeri Türkiye’yi bilgi çağına sokma anlamındaki düşüncelerimiz.

 ÇİLLER  KARŞIMDA  AĞLADI

Gazete Bilkent: DYP serüveniniz nasıl sonlandı?

N.Kemal ZEYBEK:DYP serüvenim Tansu Hanım zamanında bitmiştir. 1999 seçimlerinde beni Bayburt’tan liste başı yaptı. Halbuki Bayburt’ta ön seçim olmuştu ve ön seçim yapılan yerlerde kontejyan adayı konulmayacak denmişti. Kim ön seçimi kazanırsa aday o olur diye de parti içinde söyledim buna rağmen Tansu Hanım kazanan adayı aldı beni koydu onun yerine. Bende dedim bunu yapmayın, ben söz verdim. Beni Bayburt’a koymayın, istediğiniz başka bir yere istediğiniz sıraya koyun dedim. İnanmadı bana ve ilk sıraya koydu Bayburt’tan. Ben de gittim dosyamı geri aldım ve DYP’den ayrıldım. Beni sonra çağırdı. Beni ikna etmek için ağladı, duygulu insandır Tansu Hanım. Beni kaybetmek istemedi. Ama ben prensip sahibi insanım. Bir yiğit göstersinler kendisi liste başı yapıldığı halde, başbakan yardımcılığı teklif edildiği halde partiyi terk edecek.?

 PARTİLER BENİM İÇİN ARAÇTIR

Gazete Bilkent: MHP, ANAP, DYP, DP neden bu kadar sık parti değiştirdiniz?

N.Kemal ZEYBEK: Ben ne takım tuttum ne de parti. Partilerde davama hizmet etmek için çalıştım. Partiler benim için hiç amaç olmadı hep araç oldular. Demokrat Parti Genel Başkanı iken bir gazeteci sordu. “DP’yi de terkeder misiniz?’’ diye. Eğer DP’de de fikirlerimi hayata geçirme imkanım olmadığını görürsem terkederim dedim. Doğrusunun bu olduğuna inanıyorum. Şu iki şeyi ayırmak lazım. Bir kadınla yatağa girersiniz, karınızsa bismillah diye başlarsınız, sevaptır. Ama yabancı başka bir kadınsa zinadır ve yüz değnek yersiniz. Aslında yaptığınız işlem aynıdır. Ama o ince ayrımı görmek lazım.

 

Gazete Bilkent: Peki AKP’den bir teklif gelse kabul eder miydiniz?

N.Kemal ZEYBEK: Asla etmem. Zaten AKP kurulurken teklif geldi. Amerikalılar teklif etti. AKP’yi ameriklılar kurdurdu.

Gazete Bilkent: DP Genel Başkanı olduğunuzda nasıl bir atmosfer ile karşılaştınız?

N.Kemal ZEYBEK: Ben genel başkan olmadan önce 2007 genel seçimlerinde ANAP ve DYP birleşmesi başarılı olsaydı merkez sağ hareketi sağlamlaşırdı. Zaten DYP barajı aşabilecek durumdaydı ve ANAP ile birleşince daha iyi şeyler de bekleniyordu ama olmadı. Aslında DYP’nin çöküşü Tansu Hanım ile başladı. Sonrasında Tansu Hanım’ın emanetçisi diye Süleyman Soylu genel başkan yapıldı. Tansu Hanım efsanesi halen vardır partide. Tansu Hanım gelse biz kurtuluruz diye düşünürler. Şimdi Tansu Hanım geliyorum derse gider partiyi alır. O kadar güçlüdür partide. DYP’nin ve ANAP’ın kadrolarında iktidar arzusu vardır. İktidara alışmışlık vardır. Büyük iktidar günleri yaşamış iki teşkilat var ve bunlar birleşti. Bende genel başkanlığını yaptım. Ama bir süre sonra birçok problemle karşılaştım. Benim derdim başka diğerlerinin derdi başkaydı. Güzel günlere alışmış partiler. Ekonomik zorluk yaşadık partide. İl teşkilatları masrafları genel merkezden bekliyor. Buna da can dayanmaz. Bir süre sonra para bulamaz olduk. Maaşları ödemek için borç alıp verdim. Son maaşları ödedim ve bıraktım.

 FETÜLLAH HOCA’NIN YANINDA ÜÇ GÜN KALDIM

Gazete Bilkent: Başka ne gibi zorluklar ile karşılaştınız?

N.Kemal ZEYBEK: Erdoğan beni iyi tanıyordu. O daha siyasette yeniyken ben bu ülkede tanınmış adamdım. Genel Başkan olunca Amerika’da Fetullah Hoca’nın okullarını gezdim, üç gün Pensilvanya’da kaldım. O da benim hakkımda güzel şeyler yazdı. O yazıları okuyan adam der ki Fetullah Hoca, Namık Kemal Zeybek’i destekleyecek. Sonra geldim Milli Güvenlik Akademisi’nde konferans verdim. Tayyip Bey demiş ki “Bu adam ne böyle, Fetullah Hoca ile beraber oluyor, Milli Güvenlik Akademisi’ne gidiyor hem de Aydın Doğan’ın bacanagı.’’ İki bakanını görevlendirmiş. Bakanlar, Aydın Doğan’a gidip bacanağı desteklemeyeceksin demişler. Aydın Doğan’da emir veriyor, DP hakkında lehte ve aleyhte haber istemiyorum diye. Keşke beni gazetelerinde eleştirseydi, hiç olmazsa benim genel başkan olduğum duyulurdu. Benim genel başkan olduğumu toplum duymadı.

 

Gazete Bilkent: Merkez sağ geleneği bitti mi sizce?

N.Kemal ZEYBEK: Merkez sağ bitti. Tansu Hanım’ın bir itirafını anlatayım. “Biz Mesut Yılmaz ile beraber birbirimizi yerken merkez sağı bitirdik.’’ dedi.

 

Gazete Bilkent: Sonra yine bir MHP’ye geçişiniz var?

N.Kemal ZEYBEK: 2002 seçimlerinden önce Bahçeli’nin yanına gittim. Dedim ki sayın genel başkan ben şimdiye kadar birkaç sefer aday oldum ama hiç ben istemedim hep beni istediler. Şimdi ben istiyorum dedim. Parti barajı geçemedi. Bahçeli sonradan beni istemedi, konferanslarımı iptal ettirdi, televizyona çıkmamı yasakladı.

 

Gazete Bilkent: Sizi rakip olarak mı gördü?

N.Kemal ZEYBEK: Doğrudur, o da tedbirini alıyor kendine göre.

 AKP OY KAYBEDİYOR

Gazete Bilkent: 2015 genel seçimleri hakkındaki öngörünüz nedir?

N.Kemal ZEYBEK: AKP istikrarlı bir şekilde oy kaybediyor. 17-25 Aralık ile başladı erimeye. Ama doğrudan etkili diyemeyiz. Dolaylıdır. Ekonominin durumu hükümet için önemlidir. Kitleler yavaş yavaş yolsuzluk konusunda bilgilenmeye başladı. Zaman geçtikçe de kitleleler ne yapıyor bu AKP diye sorgulamaya başladı.

Aksaray yapımı daha da hızlandırdı. Bugün AKP’nin oyu %33. Ama %30’luk bir kararsız kesim var ve bu kesimi CHP ve MHP kendine çekemiyor. Kararsızlar da bir süre sonra “İstikrar bozulmasın, ne yapalım yine verelim.’’ diyerek AKP’ye veriyor.

 GÜNEYDOĞU’DA TÜRK DEVLETİ YOK

Gazete Bilkent: HDP’nin seçime parti olarak girmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? AKP ile bir anlaşma içinde olabilirler mi?

N.Kemal ZEYBEK: AKP ile anlaşma içinde olabilirler, söylediğinizin canı var, cansız bir söz değil. İkinci bir ihtimal barajı aşabilirler. Güneydoğuda yaşayan Kürtlerin bir kısmı Türk devletine güvenip pkk korkusunu yenebiliyorlardı ama şu an da öyle bir şey yok. Güneydoğu’da Türk devleti yok, dolayısıyla birçok yerde HDP silme oy alabilir. Güneydoğudaki bazı kesimler korkudan HDP’ye oy veriyor. Tamamında böyle değil ama böyle de bir gerçek var. Ama yeni dönemde yeni bir şey düşünüyor olabilirler. İntifa da başlatmak istiyor olabilirler.

 

Gazete Bilkent: Genel seçimlerde oyunuz hangi partiye olacak?

N.Kemal ZEYBEK: MHP’ye veririm. AKP’ye yaranmamak gerek. MHP’ye veremiyorsanız CHP’ye verin. Ama şu an da bir parti var desteklenecek oy verilecek o da İşçi Partisi ama ona da bizim elimiz gitmez. Türkiye için ciddi anlamda mücadele veren bir parti İşçi Partisi. Ama geçmişi sırtında öyle bir yük ki engel oluyor. Psikolojik faktörlerden de dolayı oy veremem.

Gazete Bilkent: Bizlere bu güzel röportaj için vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Leave a Reply