7 Haziran’da, her ne kadar AK Parti’li Burhan Kuzu halkın kaosu seçtiğini iddia etse de halk koalisyonu seçti; fakat her seferinde milli irade sandıktır söyleminde bulunanlar başta olmak üzere bazı siyasetçiler koalisyon masasına oturmadılar veya oturtulmadılar.
1 Kasım seçimlerine iki hafta kalmışken liderler koalisyon sürecinde neler yaptılar?
Ahmet DAVUTOĞLU
Başbakan olarak girdiği 7 Haziran seçimlerinden koalisyon çıkınca ilk eyvah diyen hiç şüphesiz kendisi olmuştur. Birinci parti olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümet kurma yetkisini ilk ve tek olarak Davutoğlu’na verdi. Gerektiği gibi barajı aşan her parti ile görüşme gerçekleştirdi. Ama her şey istediği gibi gitmedi. Sanıyorum ki Davutoğlu’nun aklında koalisyon kurma düşüncesi vardı ama Erdoğan istemediğinden ve onun buyruğundan çıkamayacağını bildiği için mesafeyi korudu ve koalisyona ortak olabilecek diğer partiler ile göstermelik de olsa masaya oturdu. ‘‘Büyük Koalisyon’’ söylemi kamuoyunda daha çok dillendirilmeye başlayınca halk arasında da acaba AK Parti-CHP koalisyonu mu kurulacak havası oluştu. Koalisyona en çok CHP ile yaklaşan Davutoğlu ve ekibi, başta CHP’nin Cumhurbaşkanının kesinlikle Anayasal sınırları içine çekilmesini istediği koalisyon ilkesini reddederek masadan kalktı. Seçim hükümetinde HDP’li milletvekillerine teklif götürmesi ve onların bu teklifi kabul etmesi, Tuğrul Türkeş’i Başbakan Yardımcısı olarak seçmesi sonrasında da partisinden aday göstermesi Davutoğlu’nun artıları oldu.
Kemal KILIÇDAROĞLU
Koalisyon sürecinin yıldızıydı. Yapıcı, olumlu, halkın verdiği sorumluluğun bilincinde ve uzlaşmacı bir liderlik örneği gösterdi. Hiçbir şekilde masadan kalkan taraf olmadı. Her türlü koalisyon seçeneğini denemeye çalıştı. Fakat diğer parti liderlerinin tutumu ve partisinin milletvekili sayısının AK Parti haricinde iki partili bir koalisyona el vermemesi gereği zorlandı. Kendisinden beklenmediği şekilde akılcı bir politika izledi. Kardeşin kardeşine yapmayacağı bir durumda MHP lideri Devlet Bahçeli’ye Başbakanlık teklifinde bile bulundu. Hatta seçimden sonra PKK saldırıları artınca ‘‘Terörü bitireceksen o 400 vekili ben tamamlayacağım.’’diyerek şaşırtmaya aynı zamanda da takdir toplamaya devam etti.
Devlet BAHÇELİ
7 Haziran’dan beri her öneriye, görüşmeye, teklife ve daha birçok şeye hayır yanıtını verdi.
Ben de kendisine hayır diyerek bir açıklama yapmıyorum.
Selahattin DEMİRTAŞ
Seni başkan yaptırmayacağız diyerek başladığı seçim çalışmasının meyvelerini aldı ve partisi barajı geçerek meclise girmeyi başardı. Nasıl Davutoğlu koalisyon sürecinde istediği gibi davranamadıysa Demirtaş da Kandil kıskacı altında istediğini yapamadı. PKK’ya amasız silah bırakma çağrısında çok geç kaldı. En başta o tepkiyi vermeliydi. CHP-MHP-HDP koalisyonuna sıcak bakması ve MHP ile de masaya otururuz söylemi tek artısıydı. Ankara’da teröre karşı yürüyüş için TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun ‘‘Bayrağını al da gel !’’ sözlerine karşılık teröre karşı bayraklı yürüyüşü ırkçılığı tetikleyen bir anlayış olarak görmesi çok yanlıştı.